Bakan Bozdağ'dan Feyzioğlu'na tepki

Adalet Bakanı Bozdağ, "Şu an Barolar Birliği Başkanı'nın avukatlar diye bir derdi yok. Benim Barolar Birliği Başkanı'na bir tavsiyem var, ya Barolar Birliği başkanı olun, ya CHP'ye genel başkan olun." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :17 Mart 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :17 Mart 2017 , 18:05
Bakan Bozdağ’dan Feyzioğlu’na tepki

İÇİNDEKİLER

Kocaeli'nin İzmit ilçesindeki bir otelde gazetecilerle bir araya gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bozdağ, Almanya Adalet Bakanı Maas'ın darbe teşebbüsünden sonra kendisine mektup gönderdiğini belirterek, arkasından bir başka mektubu geçenlerde yine gönderdiğini anlattı.

Kendilerinin birinci mektubu dikkate almadıklarını, cevap vermeye değer görmediklerini ifade eden Bozdağ ama ikinci mektup gelince iki mektuba birlikte cevap verme zaruriyeti duyduklarını kaydetti.

Bozdağ, her iki mektubun da diplomatik nezaketten uzak, Türkiye'yi haksız yere suçlayan, terör örgütlerinin propagandalarından etkilenilerek kaleme alınmış olduğunu dile getirerek, "Bu haksızlıklara, mesnetsiz yaklaşımlara ve diplomatik nezaketten uzak üsluba bizim cevap vermemiz gerekiyordu. Biz sayın bakana cevaplarımızı verdik. Türkiye hakkında karar alanlar, rapor yayınlayanlar eğer Türkiye'yi terör örgütlerinin açıkça PKK'nın, DHKP-C'nin, FETÖ'nün ve başkaca terör örgütlerinin ya da Türkiye karşıtları ve düşmanlarının ortaya koydukları çerçeveden Türkiye'ye bakarlarsa onların anlatımları üzerinden Türkiye'yi değerlendirir, Türkiye hakkında kanaat oluştururlarsa Türkiye hakkında doğru bir kanaat oluşturma şansları asla yoktur." şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'NİN HAKLILIĞINI ORTAYA KOYAN BİR MEKTUP GÖNDERİŞ OLDUK"
Şu anda pek çok ülkede terör örgütlerinin oluşturduğu algı operasyonları üzerinden Türkiye değerlendirmeleri yapıldığını kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bunların hiçbirisinin gerçekliğinin olmadığını görüyoruz. Kendilerine de çok açıkça ifade ediyoruz. Terör örgütlerinin propagandalarını Türkiye'nin gerçekleriymiş gibi aktaranlara karşı bizim tutumumuz çok nettir. Adil olmayan, objektif olmayan, terör örgütlerinin propagandasının bir bakanın kaleminden Türkiye'ye gönderilmesini biz kabul etmeyiz ve buna itibar da etmeyiz. Türk yargısı bağımsız bir yargıdır, tarafsız bir yargıdır. Bakan diyor ki 'Deniz Yücel'i, serbest bırakmazsanız adil yargılanma yaptığınıza biz inanmayız', bir Adalet Bakanı böyle bir cümle kurabilir mi? 'Adil yargılama ancak o serbest bırakılırsa olur.' Bir yandan yargı bağımsızlığı diyor, öte yandan da Türkiye'nin Adalet Bakanı'ndan 'Yargıya müdahale edin, eğer müdahale etmez, serbest bıraktırmazsanız biz sizin yargınızın adil olduğuna inanmayız' diyor. Kusura bakmasınlar Türk yargısı tartışmasız Alman yargısından daha adil, daha bağımsız, daha tarafsız bir yargıdır."

"GENEL BAŞKAN OLMAK İSTİYORSAN YOLU BELLİ"
Bozdağ, baroların avukatların hak ve hukuku ile onların daha iyi noktalara gelmesiyle ilgili görevleri bulunduğunu dile getirerek, Türkiye'de barolar birliği ve hekimler birliği gibi birliklerin temsil ettikleri kesimlerin haklarını savunmadığını söyledi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun avukatların hakkı ve hukuku diye bir derdi olan bir başkan olmadığını savunan Bozdağ, "Öncekiler de öyle değildi. Vedat Ahsen Coşar var onu istisna ediyorum ama şu anda avukatların derdiyle ilgilenen bir örgüt yok. Barolara bakıyorsunuz CHP'den daha çok siyasetin içerisinde veya diğer partilerden daha çok gündelik politikaların içerisinde. Barolar birliği başkanı genel başkan havasında CHP'nin... Geziyor her tarafı genel başkan olmak istiyorsan yolu belli." ifadelerini kullandı.

"BARO BAŞKANLIKLARI PARTİLERİN GENEL BAŞKANLIĞINA ATLAMA TAŞI DEĞİL"
Bakan Bozdağ, sivil toplum örgütlerinin ideolojilerinin esiri oldukları zaman, o ideolojinin dışındaki insanların hiçbirisinin hakkına, hukukuna sahip çıkmadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Gerçekten büyük zarar veriyorlar. Türkiye'nin Barolar Birliği de şu anda öyle. Geçmişte de öyleydi ama ara örnekler, Vedat Bey gibi örnekleri çıkarırsanız öyleydi. Ben onun için de diyorum ki Barolar Birliğinin hiç olmazsa levhasını değiştirse Feyzioğlu, 'Cumhuriyet Halk Partisi alternatif genel merkezi' diye yazsa da iyi olur yani. Hiç olmazsa adını doğru koysun. Zaten Kılıçdaroğlu tek başlı yürütmeye karşı çıkıyor. CHP'de bir eşbaşkanlık sistemi gelmiş olur, 'çift başlılık iyi' diyor. O zaman o genel merkezi Söğütözü'nde o yönetir, öbürü de Barolar Birliğinde... Beraber gül gibi geçinip giderler. Maalesef şu anda bu durumdayız. Avukatların hakkını hukukunu savunan bir örgüt olmaktan uzak, ideolojik kamplaşmanın içindeler avukatlar diye bir derdi yok bunların siyaset derdi var. O zaman git aday ol kardeşim. Genel başkanlık rüyası görmekten vazgeçin gidin aday olun veya kongre orada CHP'nin genel kongresine katıl. İstanbul'da başkan olanlar da öyle hemen CHP Genel Başkanı olacak. Öbürü de öyle. Baro başkanlıkları partilerin genel başkanlığına atlama taşı değil. Şu ana kadar baroların başından genel başkan çıkmış mı? Çıkmamış ama öyle bir rüyaları var. Ben öyle görüyorum. Bu rüyanızın peşinden koşun ve gidin ilk seçimde CHP kongresinde lütfen aday olun."

"AVRUPA'DA YÜKSELEN CİDDİ BİR IRKÇILIK VAR"
Avrupa'da yükselen ciddi bir ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve Türkiye karşıtlığı olduğunu anlatan Bozdağ, bunun büyük bir hastalık olduğunu vurguladı.

Bu hastalıklara karşı Avrupalı siyasetçilerin mücadele etmesi gerektiğini belirten Bozdağ, Hollanda, Almanya, Avusturya dahil pek çok batılı ülkenin ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı gibi hastalıklara prim veren tutumlar sergilediğini söyledi.

Bozdağ, böyle devam ederse bu aşırılıklar nedeniyle Hollanda Başbakanının kendisinin konuşamayacağını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bu hastalıkların olduğu toplumlarda huzur, barış, güvenlik, özgürlük hiçbir şey uzun ömürlü olamaz. Onlar adına da üzülüyorum. Hollanda vatandaşlarına da çağrıda bulunuyorum. Bu ırkçılıklara karşı sesini yükseltemeyen başbakanlar değil sesini yükselten idareciler bulun ve siz sesinizi yükseltin. Eğer yükseltmezseniz o Wilders denen ırkçı ve onun etrafında toplanan ve ondan korkup Wilders'ten daha fazla ırkçılık yarışına girenler Hollandalıların huzurunu, barışını, güvenliğini ileride bugünkünden daha fazla tehdit edeceğinden hiç şüphem yoktur. Oradaki vatandaşlarımızın üzerine polisleri, köpekleri salması bir ülkenin bakanının konsolosluğuna gitmesini engellemesi... Bu ilkellik. Ortaçağ anlayışının 21. yüzyılda faşist bir uygulamayla ortaya çıkmasından başka hiçbir şey değil. Hollanda'ya bu bir şey kazandırmaz. Türkiye devletinin büyüklüğüne, Türk milletinin asaletine de zarar vermez. Türkiye büyük devlettir, Türk milleti büyük millettir, böylesi çocukluklar karşısında çocuklara hangi muamele yapılırsa o muameleyi yapıp yoluna devam edecektir. Hollanda'nın bunu öğrenmesinde fayda var."