Zaman gazetesinin haberine göre Emniyetteki sorgularının ardından nöbetçi mahkemece cezaevine gönderilen 13 holiganın maçtan 2 gün önce (5 Mayıs) gizli bir toplantı yaptığı öğrenildi. Kültürpark'taki bir çay bahçesinde buluşan zanlıların, "Bu akşam saat 19.30'da çay bahçesinde toplantı vardır, tek gelmeniz önemle rica olunur." şeklinde mesaj gönderdiği bildirildi. Toplantıda söz alan Selim K.'nın "Beşiktaş taraftarlarını öldüreceğiz." dediği iddia edildi. Bursasporlu idarecilerin gözaltına alınma sebebine de ulaşıldı. Yeşil-Beyazlı kulüp, güvenlik sebebiyle tampon bölge seçilen misafir takım seyircilerinin yan tarafındaki 3 bin 100 kişilik tribüne bedava bilet dağıtma kararı almış. Biletlerin bir bölümü çocuk esirgeme kurumu, polis ve jandarmaya verilmiş. Siyah-Beyazlı taraftarlara saldırma planı yapanların yoğun isteği karşısında Bursaspor'un kayıt dışı bin bilet bastırdığı ileri sürüldü.
Öte yandan Bursaspor, bugün deplasmanda oynayacağı Kasımpaşa maçı hazırlıklarını tamamladı. Ceza sebebiyle iyice kenetlenen Yeşil-Beyazlılar, üçüncülük unvanını koruyup Avrupa kupalarına gitmeyi garantilemek istiyor. Saat 16.00'da Kasımpaşa ile İstanbul Recep Tayyip Erdoğan Stadı'nda yapılacak karşılaşmada, kart cezalısı Ömer Erdoğan ile ülkesine giden Svensson ve kaleci Ivankov forma giyemeyecek.
Bursa Valisi Harput'a çirkin tezgah
Bursaspor-Beşiktaş maçından önce çıkan olaylarla ilgili 18 kişi tutuklandı. 'Silahlı suç örgütü kurmak, örgüte üye olmak, suç işlemeye tahrik, kamu malına zarar vermek, Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet, kasten adam yaralamak' iddiasıyla tutuklanan tribün liderlerinin olay anında birbirleriyle yaptıkları telefon görüşmelerine ulaşıldı. Diyaloglarda sık sık, "Bursa, Diyarbakır gibi oldu, vali artık Diyarbakır'a mı nereye gider bilemeyiz." cümlesi geçiyor. Telefonların dinlendiğinden de şüphe edenlerin görev verdikleri kişileri arayarak durum sordukları duyuluyor. Zanlılar Bursa Valisi Şahabettin Harput'a küfür edilmesi için talimatlar veriyor.
İŞTE TELEFON GÖRÜŞMELERİ:
-Nerdesin oğlum, haydi saldıracağız.
-Oğlum geliyorum.
-Maç iptal olabilir, çok büyük olaylar oldu, biber gazları attılar, polislere taş atıldı, Diyarbakır gibi olduk ya.
-Niye ki?
-Bilmiyorum bir şeyler oldu.
-Maç iptal olur diye içeriye girmiyoruz. Dükkânlar mahvoldu, vali artık Diyarbakır'a mı gider bilemem.
***
-Emaneti ne zaman getirecen bilader?
-Yarın getireceğiz heralde napcan?
-Yarın getir o zaman koy şu derneğe.
-Derneğe ne koycağım, üzerimde taşıyacam onu.
***
-Nerdesin?
-Arap Parkı'nda oturuyoruz şimdi.
-Hani bırakacaktın?
-Emanetleri üstümüze aldık abi, herkesin üstünde. Çocuklar spor salonunun önünde, gel parkın oraya.
-Var mı sorun?
-Diyarbakır'a döndü sokaklar, sorun çok.
-Saldırdınız mı?
-Abi yarım oldu.
DİNLİYORLAR, BEN DE MESAJ ÇEKTİM
-Maç iptal edildi.
-Aynen aynen, saldırın yani.
***
-Görüştün mü ağabeyle?
-Görüştüm ben abi, telefonu suratıma kapattı, sonra aradı dinliyorlar diyerek küfretti.
-Aynen dinleniyormuş. Ben mesajlaştım, nasılsın hesabından.
***
-Kapalının orada tıraş yapalım, 4 ya da 5 otobüs bütün mahallelere haber vereceğiz, emanetler taşlar sopalar hep beraber.
-Tamam abi sokaklardayız, burada herkes valiye küfür ediyor, statta herkes valiye küfür etsin abi.
***
-Valla bir tane çocuk diyor 'tribün liderleri versin bana silah, patlatayım' diyor.
-Ya o bize patlatır be ya boş ver, herkese silah mı verilir?
-Çocuk çok tehlikeli, 'versinler gerekirse 4 ya da 5 ay da yatarız' diyor.
