Bakandan 'emeklilik yaşı' açıklaması

Çalışma Bakanı Faruk Çelik, emeklilik yaşından sözleşmeli personelin statüsüne kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :04 Temmuz 2013 , 00:00 Güncelleme Tarihi :04 Temmuz 2013 , 18:16
Bakandan ’emeklilik yaşı’ açıklaması

İÇİNDEKİLER

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, prim gün sayısı dolup da yaşı bekleyenlerden gelen taleplere iyi niyetle yaklaştıklarını belirterek, "Şu an konunun rastgele ele alındığını görüyoruz. Bizim bu kriterleri değiştirmek gibi bir çalışmamız hiç olmadı, hiç gündemimizde olmadı. Ama bizim mali dengeleri bozmayacak, vatandaşların 'sorunları giderecek bir yol bulunabilir mi' şeklinde samimi tekliflerine dönük yaptığımız bir çalışma idi. Şu anda bu anlamda böyle bir çalışmanın olmadığını söyleyebilirim. Medya bunu yanlış lanse etti ve Bizim iyi niyetle acaba 3 yıl 5 yıl bekleyecek vatandaş, gelecekte mali bir risk oluşturmadan bugün sıkıntıları giderilebilir mi diye çalışacağımız cümlesi, çok farklı noktalara götürüldü." dedi.

''SÖZLEŞMELİLER İLE İLGİLİ TALEP VE KURUMLARIN DURUMU DİKKATE ALINACAK''
İlk olarak yaklaşık 100 bin sözleşmeli kamu personelini ilgilendiren kadro müjdesini değerlendiren Çelik, "Aslında sözleşmeli personel olarak işe başlamasını uygun buluyorduk fakat zaman içerisinde talepler farklılık arz etti ve geçtiğimiz dönem 205 bin sözleşmeli personeli kadroya aldık. Bu talepler yine devam etti ve bu çerçevede bu yasama yılının tamamlanmasından önce sözleşmeli personelinde içinde bulunduğu önemli torba yasa meclisin gündemine inmiş bulunmaktadır. 72 bin 4/B'li diye tabir ettiğimiz sözleşmeliler var, ayrıca 23 bin civarında yerel yönetimlerdeki sözleşmeli personel var, 700 civarında Sağlık Bakanlığı'nda çalışan personel. Bunlara ilaveten kurumsal sözleşmeli dediğimiz, kurumlarda sözleşmeli personel var. TRT'de, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda, diğer bakanlıklarda ve bazı genel müdürlüklerde çalışanlarla ilgili de kadroya alma çalışmamız var ama kurumsal sözleşmeliler ilgili talep ve kurumların durumu dikkate alınacak." diye konuştu.

"KAMU PERSONEL SİSTEMİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ DÜZENLEMELERİ İÇEREN TASLAK HAZIR"
Devlet personel rejimi çalışmaları için de Çelik, şu ifadeleri kullandı: "657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nda bir statülerle ilgili bir çalışma var. Kamu personel sistemi ile ilgili bazı önemli düzenlemeleri içeren yasal taslak elimizde hazır. Bunu Bakanlar Kurulu'nda değerlendirdik. Aynı zamanda Sayın Başbakan ile yine bakanların da olduğu bir toplantıda değerlendirdik. Bir taraftan da tatil geldi, bu açıdan acil olanları bir torbaya yasaya koyup, diğer önemli düzenlemeleri önümüzdeki yasama yılında yine parlamentonun gündeminde olacak."

"ROTASYON HABERLERİ YANLIŞ TAKDİM EDİLDİ"
Kamuda rotasyonun (yer değiştirme) söz konusu olup olmadığı ya da bunun şeklinin nasıl olacağına dair soru üzerine Çelik, bu tür haber ve yorumların takdiminden dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Sanki bütün kamu görevlilerinin bir yerden bir yere sürüleceği gibi bir tablonun çizildiğini anlatan Çelik, böyle bir şeyin mevzu bahis olmadığının altını çizdi. Çelik, "O konudaki değerlendirmemiz, siz kamu hizmeti önemli, 76 milyonun bu hizmeti alması gerekiyor. 76 milyon vatandaşımız bu hizmeti alırken de bir aksaklığın olmaması gerekiyor. Yani ben A ilinde otururken hizmetler çok iyi, B ilinde otururken hizmetler çok kötü derseniz bu çok adil bir hizmet sistemi olmaz. Dolayısıyla şunu söylüyoruz biz, özellikle meslek memurları ile ilgili öğretmenler, doktorlar, hemşireler, mühendisler adil ve eşit bir şekilde, ihtiyaçlar çerçevesinde dağıtılması gerekiyor. Bizim söylediğimiz bu. Buna sendikalar karşı çıkmıyorlar."şeklinde konuştu.

"BİZ GENEL BİR ÇATI DÜZENLEMESİ YAPIYORUZ"
Geçmiş yıllarda çakılı kadro şeklinde sözleşmeli personel yöntemi ile giderilmeye çalışıldığını kaydeden Çelik, o zamanda farklı sorunların meydana geldiğini belirtti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, "Bir personeli atıyorsunuz bir ilimize, onun bir insan olduğu, onun bir sosyal varlık olduğu, onun tayin isteme hakkının olduğu gibi bütün unsurları ortadan kaldırıyorsunuz. Buraya atandınız burada kalacaksınız yaklaşımı sürdürülebilir değil. O halde kurallarını koymamız gerekiyor. Bazı bakanlıklar bu kuralları koymuşlar, diyorlar ki rotasyon uyguluyorum. Ne demek bu 5 yılını, 3 yılını dolduran memurlarda yer değiştirilmesi yapılıyor. Bu bakanlıklara değil de genel bir şemsiye, genel bir çatı düzenlemesi yapılsın, o çerçevede bu sistem yürüsün, diyoruz. Bu rotasyon 3 milyon kamu çalışanını yada 5 milyon kamu çalışanını direkt olarak ilgilendiren bir tablo olarak takdim ediliyor ki bizim değerlendirmemiz bu değil. Yani Ankara'daki bir tabu memurunun Erzurum'a gönderilmesi şeklinde, işkence şekline dönüştürülen bir takdim söz konusu değil. Bu zaten Gümrük Bakanlığı'nda var, Milli Eğitim'de var, Emniyette var birçok yerde var. Ama buna bir çatı sistemi getirmekte yarar var." dedi.

"MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZ, 'BİR ÖĞRETMEN BİR İLKÖĞRETİME ATANIYORSA 4 YIL ORADA KALSIN' GÖRÜŞÜNÜ PAYLAŞTI"
Milli Eğitim Bakanı'nın bu konuda kendisine bildirdiği görüşü de paylaşan Faruk Çelik, 'bir öğretmen bir yere atanıyorsa, mesela bir ilköğretime atanıyorsa 4 yıl orada kalması son derece önemlidir' dediğini, yine ilköğretim 4 yıl olduğu için bir öğrenci psikolojisi açısından bakınca, 'öğretmenin üçüncü yılda ayrıldığını düşünürseniz, hoş bir tablo oluşmaz' görüşünü bildirdiğini ifade etti. Bu sorunların hepsinin toplumun sorunları olduğunu vurgulayan Çelik, bunların hepsini tartışarak, önümüzdeki dönemde çözüme kavuşturulması gerektiğini, bunu başka türlü yorumlayıp, toplumsal huzursuzluğa yol açmanın doğru olmayacağını ifade etti.

"SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİMİZİN SAĞLIKLI YÜRÜMESİ İÇİN 40 MİLYON ÇALIŞAN OLMASI LAZIM"
Prim gün sayısı dolup da yaş bekleyen vatandaşların sorunlarına da değinen Çelik, konunun önemine dikkat çekerek, konunun rastgele ele alınmasından yakındı. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz eğer emeklilikteki kriterleri bir bütün olarak dikkate almazsak, bunlar üzerinde sık sık oynarsanız sosyal güvenlik sisteminizi perişan edersiniz. Bizim sosyal güvenlik sistemimiz 1950'lerde 60'larda hem prim gün hem yaş kriterimiz vardı. Ama o zaman emekli sayımız yok idi. Ne zaman emekli sayımız artmaya başladı, bu dönemlerde siyasi müdahaleler oldu ve prim gün sayısı ile yaşı aramaktan yaş kriterini çıkarttılar. İnsanlar prim gün sayısı ile emekli edilmeye başladı. Bu kriterler dünyanın her yerinde birlikte aranan kriterlerdir. Yani sadece prim gün sayısı ile kimseyi emekli etmezler. Mesela Almanya'da 67 yaş kriterine gelmiş. Şimdi Türkiye bunu 90'lı yılların başında kaldırınca bir anda çok sayıda kişi emekli oldu. Onun için bizim şuanda aktif pasif sayımız sıkıntılı. Yaklaşık olarak 18 milyon 500 bin çalışanımız var, 10 milyon 500 bin emekli var. Yani 2'ye 1 bile olmuyor. O ise gelişmiş ülkelerde 4 çalışana 1 emekli var. Şimdi bu sürdürülebilir bir tablodur; 4 çalışana bir emeklimizin olması. O halde bizim 40 milyon çalışanımız olması gerekiyor, bu sosyal güvenlik sistemini sağlık bir şekilde yürütebilelim."

Hesaplanmadan sırf popülizm uğruna, seçim uğruna, geçici olarak insanları memnun etme uğruna Türkiye sosyal güvenlik sisteminde sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını savunan Çelik, 1999 yılında bunun görüldüğünü ve bir müdahale yapıldığını anımsattı. ''4447 sayılı yasa ile; '1 Ocak 2002'den sonra işe başlayacak olanlar 60 yaşında emekli olacaklar.' Fakat onun öncesinde işe başlayanlara da kademeli demişler. Yani yaş kriterini bir anlamda tekrar geri getiriliyor. Şimdi bu arada kalan vatandaşlarımızın sıkıntıları var. Burada yanlış nedir, yeni bir uygulama getiriyorsanız, yeni işe başlayanlara şamil olması gerekir. Bu düşünülmemiş çünkü devletimiz çok zora girmiş. İster istemez mevcut çalışanlarda dahil edilmiş. Şimdi karşımızda 'biz yaşa takıldık, yaş kriteri yoktu, şimdi yaş var. Bizde bizden öncekiler gibi yaş kriteri aramadan emekli olmak istiyoruz' bu tabiî ki mümkün değil. Neden mümkün değil, bu yeniden 1991'e geri dönmek olur. Türkiye'yi yeniden karanlık bir tabloya atmaktır. Böyle bir şey söz konusu değil." diye konuştu.

"SAMİMİ TEKLİFLERE DÖNÜK YAPTIĞIMIZ BİR ÇALIŞMA İDİ"
Kendilerine getirilen önerilerde 'Daha düşük bir ücretle, daha düşük bir emekli aylığı ile 3 yıl, 5 yıl beklemeden emekliliği öne alıp, sizinde mali dengenizi bozmayacak bir yol çıkabilir mi?' dendiğini aktaran Bakan Çelik, "Bizim bu kriterleri değiştirmek gibi bir çalışmamız hiç olmadı, hiç gündemimizde olmadı. Ama acaba bizim mali dengeleri bozmayacak, bu vatandaşların yaşadığı sorunlarını giderecek bir yol bulunabilir mi, şeklindeki samimi tekliflerine dönük yaptığımız bir çalışma idi. Şuanda bu anlamda böyle bir çalışmanın olmadığını söyleyebilirim. Medya bunu yanlış lanse etti ve Bizim iyi niyetle acaba 3 yıl 5 yıl bekleyecek vatandaş, gelecekte mali bir risk oluşturmadan bugün sıkıntıları giderilebilir mi diye çalışacağımız cümlesi, çok farklı noktalara götürüldü." değerlendirmelerinde bulundu.

"İŞ SAĞLIĞI YASASINI 6 ÖTELEDİK, BU SÜREÇTE 50 BİN İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI DEVREYE GİRECEK"
İş sağlığı ve güvenliği yasasında gelinen nokta ile ilgili olarak ise yasanın yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çelik, fakat bazı maddeleri ile ilgili sıkıntılar olduğunu söyledi. İş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi noktasında daha rekabete açık bir hizmet sunabilmek için yeterli sayıda elemanın sahada olması gerektiğini ifade eden Çelik, yasa ile ilgili şu bilgiyi verdi:

"Yasanın bir bölümü de 1 Temmuz itibari ile yürürlüğe girdi. Fakat meclise sunduğumu düzenlemede 50'nin altındaki tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerindeki işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı ile ilgili hizmetleri 6 ay öteliyor. Yani 1 Ocak 2014'de öteliyoruz. O süreç içerisindeki yaklaşık 50 bin iş güvenliği uzmanı devreye girmiş olacak. 650 bin işyerini kapsayacak, bu düzenleme. Eğer bugün yürürlüğe koyarsak haksız rekabet olacak eleman az olduğu için işyerlerine daha çok yük getirecek. Kamu işyerleri ise bundan daha sonra devreye girecek."

"AİLE HEKİMLERİ MESAİ SAATİNDEN SONRA İŞYERİ HEKİMİ OLARAK ÇALIŞABİLECEK"
Sağlık Bakanlığı'nın da bu konuda bir düzenleme yaptığını anlatan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

"Buna göre 'Aile hekimi mesai saatlerinden sonra işyerlerine işyeri hekimi olarak ta hizmet verebilecek' Bizim doktor sayımız belli, 120 binler civarında doktorumuz var. Hastanelerde hizmet veren değerli sağlık çalışanlarımızın işyeri hekimi olarak eğer kaymasını dikkate alırsanız, o zaman da hastanelerde sorunlarla karşı karşıya kalırsınız. Yani biz 1 hekimden 1 buçuk hekim nasıl yapabilir diye çalışmalarımızı ayarlıyoruz. Onun için haksız rekabete yol açmamak için 6 aylık bir öteleme yapıyoruz. Yoksa bu yasa son derece temel bir yasa. İnşallah kısa bir süre sonra tümden yürürlüğe girmiş olacak. 50 bin iş güvenliği aynı zamanda ciddi bir istihdam. Yalnız iş güvenliği uzmanları ile bitmiyor, onların yanlarında çalıştıracakları elemanları olacak."