Kendilerinden önceki DSP-MHP-ANAP hükümetini eleştiren Erdoğan, bu hükümetin karşılıksız para bastığını, faizle milleti sömürdüklerini ifade etti.
Türk Lirasından altı sıfırı attıklarını hatırlatan Erdoğan, enflasyonu tek haneli rakama düşürdüklerini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, ''Bunlar benim vatandaşımı, milletimi aldattılar. İdeolojik saplantılarla oy kullanılmaz. Arkasına 'izm' konulan ideolojik saplantılarla oy kullanılmaz. Oy kullanırken, 'benim mutfağımda ne var', ona bakacaksın. 'Ben bu cebimdeki parayla, aylık maaşımla 8 yıl önce mutfağa ne alıyordum bugün ne alıyorum', buna bakacaksın. Eğer 8 yıl öncesine göre bugün geriye gittiysek bize oy vermeyin. Ancak 8 yıl öncesine göre bugün daha iyi durumdaysak, mutfağımıza daha fazla yumurta, süt, pirinç, un, ekmek alıyorsak o zaman diyorum ki, beraber yürüyelim bu yolda. Ben size ölçüyü böyle veriyorum'' diye konuştu.
Enflasyona halkı ezdirmediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bazıları meydanlara geliyorlar, tiyatro aktörleri gibi gösteriler yapıyorlar. Bırakın onu tiyatro aktörleri yapsın. Öyle gelip kafeslerin içine girmekle benim milletimi aldatamazsınız. Benim milletim 7-7,5 yıl önce ne vardı biliyor. Mutfağına girip çıkanı biliyor.
İşte şimdi, esnaf kardeşimin kullanacağı kredinin faiz oranını 3 puan daha düşürüyoruz. 1 Eylül 2010'dan itibaren, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri kefaletiyle, esnaf ve sanatkarımıza Halk Bankası'nın uygulayacağı faiz oranını, yüzde 13'ten yüzde 10'a çekiyoruz. Bu yüzde 10'luk faizin de yüzde 5'ini Hazine karşılayacak. Yani esnaf kardeşim 1 yıla kadar vadeli kredilerde sadece yüzde 5 faiz ödeyecek. Bu faiz oranları, esnafımızın 1951 yılından beri gördüğü en düşük faiz oranları.
İşletme kredisinin bizden önce üst limiti 35 bin lira ve 50 bin liraydı. Bu üst limiti de şimdi 100 bin liraya çıkarıyoruz. Yatırım kredisi üst limiti 35 bin ve 50 bin Türk Lirası idi, bunu da 250 bin Türk Lirasına yükseltiyoruz. Bu yeni faiz oranlarının Tokat'taki esnaf kardeşime, tüm Türkiye'deki esnafımıza, sanatkarımıza hayırlı olmasını diliyorum.''
Erdoğan, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde konuştu. Konuşmasının başında vatandaşların Ramazan ayını kutlayan Başbakan Erdoğan, Pakistan'da yaşanan sel felaketine değindi. Pakistan'da 2000 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 17 milyondan fazla vatandaşın da sel felaketinden etkilendiğini kaydeden Erdoğan, vatandaşlardan yaralarını sarmak için yoğun gayret gösteren Pakistan'ı unutmamalarını, yardımlarını ve hayır dualarını esirgememelerini istedi.
Gerek nakdi, gerek ayni yardım konusunda gerekli çalışmaları yaptıklarını belirten Erdoğan, ''Gerek Başbakanlık, gerek Diyanet teşkilatı, Kızılay olarak, hele hele bazı basın yayın gruplarıyla, Kızılayımız Sabah Gazetesi ile bir kampanya başlatmış vaziyette. Bir çok hayır kurumumuz aynı şekilde bu kampanyaya destek veriyorlar. Kimse Yok Mu, İHH ekibi, bir çok kurumların çalışmaları, gayretleri var. Hepsine milletim adına teşekkür ediyorum, var olsunlar, sağ olsunlar'' dedi.
Evliya Çelebi'nin Tokat için, ''Tokat, alimler konağıdır, fazıllar yurdudur, şairler yatağıdır'' dediğini hatırlatan Erdoğan, bu ilin, Tuna Kahramanı Gazi Osman Paşa'nın şehri olduğunu söyledi.
Halk oylaması için 24 Temmuzda Bingöl'den yola çıktıklarını belirten Başbakan Erdoğan, bugün Tokat'ta 30. kente geldiklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye büyük bir coşkuyla 'ileri demokrasiye evet' diyor, Türkiye büyük bir heyecanla 'özgürlüklere evet' diyor, Türkiye gür bir sedayla büyük Türkiye'ye, itibarlı Türkiye'ye 'evet' diyor. Türkiye, 12 Eylül 2010'da, aşkla, sevdayla 'evet' diye haykırmaya hazırlanıyor.
Merhum Adnan Menderes, 'yeter, söz milletindir' demişti... Şimdi de tüm Türkiye, tek yürek halinde 'yeter, söz de karar da milletindir' diyor.
Ataların çok güzel bir sözü var; 'aşk adamı inletir, dert adamı söyletir'. Diyor ki Hazreti Mevlana; 'dert adama yol gösterir'. İşte biz dertliyiz dertli. Biz bu milletin derdiyle dertliyiz. Tokat'ın derdi bizim derdimizdir. Tokat'ta Sulusokağın derdi bizim derdimizdir.''
''ASLA VE ASLA AYRIMCILIK YAPMADIK''
İnsanı insan olduğu için sevdiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, Yunus Emre'nin ''yaratılanı, Yaradan'dan ötürü severiz'' sözünü hatırlattı.
8 yıldır hizmette ayrım yapmadıklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
''İnsanı insan olduğu için seviyoruz. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Roman, Boşnak... Bizim kitabımızda böyle bir ayrımcılık yok. Hepsini de Allah yaratmadı mı? Onun için, bizim için tüm insanlar sevilir. Biz onun için severiz. Onun için bizim kitabımızda ayrımcılık yok, ırkçılık yok, etnik milliyetçilik yok. Bizde bölgesel milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yok. Onun için 81 ilin 81'inde AK parti var. 780 bin kilometrekarede AK Parti var. Belli bir bölgede, belli illerde değil, her yerde var. Çünkü biz Batıyı doğudan ayırmadık, kuzeyi, güneyden ayrı tutmadık. Türkiye'nin her tarafını bölünmüş yollarla donattık. 79 yılda 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı, 7,5 yılda biz buna 12 bin 200 kilometre bölünmüş yol ekledik.''
''ONLAR DA 'EVET' DESİN''
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ''kıskananlar çatlasın'' sloganları ile kesilmesi üzerine, ''çatlamasın be, çatlamasın. Onlar da 'evet' desin. Biz yöneticilerle ilgileniyoruz. Onlara söylüyoruz. Yoksa CHP'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerimize diyoruz ki; bakın bu seçim bir parti seçimi değildir. Burada AK Parti'yi oylamayacaksın, muhalefeti oylamayacaksın. Bu bir güvenoyu değildir. Burada kendinizi, geleceğinizi, çocuklarınızın geleceğini oylayacaksınız'' diye konuştu.
Tokat'a, Cumhuriyet tarihi boyunca, 79 yılda 16 kilometre bölünmüş yol yapıldığını belirten Erdoğan, AK Parti iktidarında bunun neredeyse 8 katını Tokat'a kazandırdıklarını ifade ederek, 119 kilometre bölünmüş yol inşa ettiklerini bildirdi.
''ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ, BİR TÜRKİYE PROJESİDİR''
Tokat'ta eğitimin şaha kalktığını belirten Başbakan Erdoğan, bu ilin 2010 yılı lisans yerleştirme sınavında, Türkiye genelinde, Türkçe matematikte yedinci, Türkçe sosyalde dördüncü, matematik fende yirmi dördüncü sıraya yükseldiğini dile getirdi ve başarılarından dolayı öğrencileri kutladı. Erdoğan, ''Tokat'ın gençleri Tokat'ın gururu oldular'' dedi.
Yaptığı konuşmada, 12 Eylül 2010 tarihinde halk oyuna sunulacak Anayasa değişikliği ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Erdoğan, Anayasa değişikliğinin Türkiye'yi topyekün kucaklayan, Türkiye'nin tamamına hitap eden ve Türkiye'nin meselelerine çözüm getiren bir Anayasa değişikliği olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu Anayasa değişikliği Türkiye'nin ufkunu daha da açacak, bu Anayasa değişikliği Türkiye'yi daha da büyütecek. Bu Anayasa değişikliği Türkiye'yi atılıma geçirecek, Türkiye'yi şaha kaldıracak, Türkiye bu Anayasa değişikliği ile ayaklarındaki prangalarını atacak.
12 Eylül 2010, Türkiye için milattır, 12 Eylül 2010 Tokat için milattır. Çünkü demokrasi yolunda güçlü bir adım atıyoruz. Çünkü Türkiye'yi darbelerin karanlığından kurtarıyoruz. Çünkü üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçiyoruz.
12 Eylül'de partilere değil, kendinize oy vereceksiniz. Hangi partiye daha önce oy vermiş olursanız olun, hangi partiye gönül vermiş olursanız olun, gelin 12 Eylül'de, kendiniz için, çocuklarımız için, gençlerimiz için, geleceğimiz için 'evet' deyin.''
Erdoğan, Partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, kendilerinin, yol, okul, hastaneler yaptıklarını, konutlar inşa ettiklerini, köylere, mezralara su, yol götürdüklerini, hızlı tren hatları, enerji hatları döşediklerini, Türkiye'ye itibar kazandırdıklarını ifade etti.
''Dünyanın dört bir köşesinde hayalleri gerçeğe dönüştürüyoruz'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Yiğit düştüğü yerden kalkarmış, Türkiye, Türk Milleti düştüğü yerden kalkmıştır. Bunun müjdesini veriyorum. Peki muhalefet ne yapıyor? Biz iş üretirken, onlar iftira üretiyor. Biz eser üretirken onlar çamur atıyor. Ben bu Ramazan ayında, Ramazan ayına nezaketen onlara asla aynı dille konuşmadım, konuşmayacağım. Onlar millete yalan söylüyor. Biz çetelerle kıyasıya mücadele ederken, onlar çetelere avukatlık yapıyor. Biz, Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşıma mücadelesi verirken, onlar statükoya sarılıyor. Ben Tokatlı kardeşlerime sesleniyorum; 12 Eylül'de iki şey oylanacak, bir tarafta darbe Anayasası, bir tarafta milletin anayasası. Milletin Anayasasına evet mi? Biz darbe anayasasını ne yapıyoruz? Ayaklarımızın altına alıyoruz. Fakat, bu muhalefet Parlamentoda oy kabinine girmedi, öyle mi? Niye girmediniz oy kabinine? Oy kabinine girerek 'hayır' demeyen muhalefet şimdi gelmiş benim vatandaşıma diyor ki 'sandığa git, hayır de' Benim Tokatlı kardeşimin alnında enayi yazmıyor ki ya. Seni niye gönderdi? Sen benim 'vekili misin' dedi. 'Al sana Meclis, Meclis'te git beni adıma oy kullan, sadece konuşma' dedi. Niye kullanmadın oyunu. Neden? Çünkü arkadaşlarına bile güvenmediler. Olur ki oy kabinine gider de vicdanın sesini diler, 'evet' dedi diye korktular. Oy kullandırtmadılar, şimdi benim milletime geliyor bunu söylüyorlar. Ben Tokatlı kardeşime sesleniyorum, ben 73 milyon vatandaşıma güveniyorum ve onlara sesleniyorum. Vicdanınızın sesini dinleyin 'hayır', darbe Anayasasına 'evet'tir. 'Evet' milletin anayasasına evettir.''
''BUNLAR, DEMOKRASİDEN NASİBİNİ ALMAMIŞ''
Başbakan Erdoğan, Parlamentoda eğitim özgürlüğüyle ilgili bir Anayasa değişikliği yaptıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:
''Neydi o? Genç kızlarımızın başı örtülü olarak üniversiteye gidebilmesi, bunu MHP ile el ele vererek yaptık. 411 oyla Meclisten geçti öyle mi? Şimdi bugünlerde CHP Genel Başkanı meydanlarda diyor ki; 'Ben başörtüsü sorununu çözerim' İnanıyor musunuz? İnanmıyorsunuz değil mi? İşte fark ortada, yalnız keşke dürüst, samimi olsalar da. Ya peki böyle bir düşünce vardı da senin kafanda, ufkunda, dünyanda, Meclis'ten bu geçtiği zaman ertesi gün niçin bunu alıp da CHP olarak Anayasa Mahkemesine götürdünüz? Onun altında eski ve yeni CHP Genel Başkanlarının imzası yok muydu? E şimdi hangi yüzle çıkıp da 'Bunu ben çözerim' diyorsun. Niye çünkü bunu çözmeye senin zaten takatin, gücün de yetmez, yetmeyeceğini de biliyorsun.
'Acaba ben böyle dersem, muhafazakar kesimin oyunu alır mıyım' diye de gelip benim vatandaşım aldatmanın yoluna gitme. Dürüst, samimi ol ama bakın aynı cenah, ertesi gün malum medya Türkiye'nin en çok satan gazetesi bir başlık attı neydi o başlık?' 411 el kaosa kalktı' Sevgili Tokatlılar bunlar demokrasiden nasibini almamış, bunların kitabında özgürlük, hak, hukuk yok, bunlar, bunların özgürlük anlayışı kendi istedikleri kadar, hak anlayışı kendi müsaade ettikleri kadar, demokrasi anlayışları eğer kendilerine verirseniz başka yok. Ama benim milletim bunları yutmuyor ve yutmayacak.
Şimdi ben MHP'li kardeşlerime sesleniyorum; O zaman biz bunu Meclisten geçirdik kim engelledi? CHP, peki ey benim MHP'ye oy veren gönül veren kardeşlerim siz bundan çok mutlu olmuştunuz ama bu mutluluğu yarıda bırakan o CHP zihniyetine şimdi bu MHP yöneticileri vagon oldu, vagon onların peşinden nasıl gideceksin. İşte diyoruz ki bu 'evet' oyuyla özgürlüklerimizi geri alalım, evet mi? Mesele bu derdimiz bu. Ben inanıyorum ki MHP oy vermiş kardeşlerim gönül vermiş kardeşlerim bu oyunu bozacaklar ve zaten gittiğim illerde de görüyorum bir çok belediye başkanları daha önce gönül veren insanlar tek tek biz de 'evet 'diyeceğiz diyorlar.''