MHP'deki büyük sırrı açıkladı

MHP'deki büyük sırrı Devlet Bahçeli'nin çalışma arkadaşı açıkladı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :27 Haziran 2011 , 00:00 Güncelleme Tarihi :27 Haziran 2011 , 08:30
MHP’deki büyük sırrı açıkladı

İÇİNDEKİLER

MHP'de hem Alparslan Türkeş hem de Devlet Bahçeli yönetiminde yer almış, milletvekilliği, genel başkan yardımcılığı yapmış bir isim Şevket Bülent Yahnici. 12 Haziran seçim sürecinde ve sonrasında MHP'de yaşananları dikkatle takip edenlerden. 1968'de CKMP ile başlamış siyasi hayatı. Kendisini Türk milliyetçisi diye tarif edenlerden. MHP tarihinde yaşanan onca seçim başarısızlığına ve 1999'da yüzde 18'lere kadar yükselen oy oranına tanıklık etmiş bir siyasetçi. " Ben 1968'de CKMP'den beri seçim kaybetmiş bir adamım. Hiç bir yere gitmedik. Nerede soyunduk orada giyiniriz" diyor. Bahçeli'nin genel başkan seçildiği 1997 kongresinde destekleyenlerden, ancak 3 Kasım seçimlerinden sonra yapılan kongrede yolları ayrıldı. İşte Bugün Gazetesi'nde yer alan röportaj;

MHP EMANET OYLA BARAJI GEÇTİ

Yahnici, "İnsanlar 'Aman MHP baraj altında kalmasın' diye bu partiye oy vermişlerse parti baraj altında kalma riski ile karşı karşıya demektir. Bir partiyi yüzde 9,5-10,5 aralığına hapsederek yönetmenin bir bedeli olmamalı mı" dedi.

MHP açısından bu seçimlerde alınan sonucu başarı olarak mı görüyorsunuz?

MHP'nin seçimlerde aldığı oyla ilgili bakış açıları farklı olunca değerlendirmeler de o bakış açılarana uygun şekilde farklılaşabiliyor. Genel merkezde görev yapmakta olan arkadaşlarımız başından beri bulundukları konumun da bir icabı olarak alınan neticeyi başarı olarak nitelendiriyorlar. Hatta halkımıza barajı geçme imkanı tanıdığı için teşekkür bile ettiler. İnancım MHP'nin 1999 oyunun yani yüzde 18'in MHP ile ilgili oy hesaplarında veya tahminlerde alt limit olarak kullanılabilmeseydi. Yani, partinin yönetim kademesindeki arkadaşlarımızla benim şahsi inancım arasında yüzde 10'luk bir başlangıç noktası farkı var.

Bir başarı görmüyor musunuz?

İnsanlar "Aman MHP'ye oy verelim, baraj altında kalmasın" diye bu partiye oy vermişlerse MHP baraj altında kalma riski ile karşı karşıya demektir. MHP, 2007'de de, 2011'de de emanet oylarla barajı geçti. Bu gerçeği söyleyince MHP Genel Merkezi'ndeki arkadaşlarımız ayağa kalkıyor.

1999'da yüzde 18 oy alan yönetimdeydiniz, ama 2002'de yüzde 8 oy alınırken de parti yönetimindeydiniz.

2002'de yüzde 8'e düşerken MHP'nin yürüttüğü kampanyada benim bir payım, emeğim yoktu, adaydım, ama Ankara ile uzak bir mesafade kalmak durumunda kaldım. 4 trilyon liralık gazete reklamı verilmiş, gazetelere verilen ilanlardan kimse birşey anlamadı, 4 bin tane oy getirdiğini kimse söyleyemez.


HALK KORKMUŞTUR

12 Haziran kampanyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben 2011 kampanyasında bir kere Devlet Bey'in her zamankinden farklı ciddi bir performans sergilediği kanaatindeyim. Hiç olmadığı kadar çok çalıştığı, hiç olmadığı kadar çok gezdi ve hiç olmadığı kadar çok konuştu. MHP ve CHP, ekonomik ve sosyal konularda söyledikleriyle halka inandırıcı gelmedi, halk AK Parti'ye inanmayı tercih etti. Hatta çok daha ileri bir şekilde halk CHP ve MHP'den, CHP ve MHP'nin etkili olacağı bir Türkiye'den korktu, ürktü. Halkı bu duyguya iten neydi bunu tahlil etmek lazım.

Kaset skandallarının ardından barajın altında kalacağı öne sürülen MHP'nin yüzde 13 oy alması bir başarı değil midir?

MHP'de her nedense başarıya herkes sahip çıkar, başarısızlık ise üçüncü şahıslara yüklenir. Birileri, birşeyler başarısızlığın sebebidir. Seçimden sonra genel merkezden yapılan açıklamalarda da işte "MHP'nin baraj altında kalmasını isteyen şer odakları"nın MHP'yi baraj altına indirmek için oyunlar tezgahladığı ifade edildi. MHP yüzde 30'ları zorlayan bir parti olsaydı da yüzde 25'e çekmek için bu odaklar oyun kursalardı. MHP niye 9,5-10,5 aralığında sıkışık bir vaziyetteydi de yüzde 10'un altına itilmek tehlikesiyle, oyun ve tezgâhları ile karşı karşıya kaldı? Bir partiyi yüzde 9,5-10,5 aralığına hapsederek yönetmenin bir bedeli olmamalı mıdır?

DAVA ARKADAŞLARI AYRILDI, YOL ARKADAŞLARIYLA DEVAM ETTİ

Mansur Yavaş MYK toplantılarında kimsenin konuştuğunu görmediğini söylüyor, sizin yönetimde olduğunuz dönemlerde MYK toplantılarında bu tür tahliler yapılır mıydı?

1-2 istisna hariç edebi hikaye yazılır gibi yapılır MYK toplantıları, giriş, gelişme, sonuç bölümünün genel başkana aittir. Adet böyledir. Niyeyse böyle kuruldu. Bizim zamanımızda da böyleydi, ama iyi değildi.

Bahçeli'nin genel başkan seçilmesinde önemli rol oynayan ekip neden sonra ayrıldı?

3 Kasım yenilgisinden sonra birtakım insanların yenilgide pay ve suç sahibi oldukları gibi bir düzenek işletilmeye başlandı. Suçlu lazımdı, kurban lazımdı. Ben 2003 kurultayına kadar görevimde durdum. Devlet Bey'le ve diğer arkadaşlarla divan toplantısından divan toplantısına görüşüyorduk. Biz dava arkadaşı olarak ayrılma durumuna geldik, Devlet Bey de yeni yol arkadaşları ile devam etti. Onun yaptığı yol arkadaşlığı tarifi içinde biz yoktuk. Belki kendi yönetimini pekiştirmek adına daha sıkı işbirliği yapacak bir ekibe ihtiyacı vardı, o ekibi tercih etti, o ekibin de yarıdan fazlası kasetlerle gitti.

MHP'DE YÖNETİM TARZI PROBLEMİ VAR

MHP'de sorun liderde mi yönetim tarzında mı ideolojide mi?

MHP'de yönetim tarzı problemi var. MHP üniversite ilişkilerini, entelektüel ilişkilerini, sivil toplum örgütleri ile ilişkilerini, toplunun katmanları ile olan ilişkilerini kaybetti. MHP MHP'lilerle siyaset yapıyor.

MHP'de bir liderlik sorunu var mı?

MHP'de liderlik sorunu olmaz. Olması icap etmesi ayrı bir iş, olması ayrı bir iş.

Bir liderlik tartışması açılmaz mı?

Lider kendisini seviyor, arkadaşları lideri seviyor. Lider kendisini başarılı buluyor, arkadaşları lideri başarılı buluyor. Alan razı satan razı. Kim liderlik tartışması açacak?

Kasetler hadisesinden sonra sanki kol kırıldı yen içinde kaldı, kol yenin içinden çıkar mı?

Hiçbir şey olmaz. Yönetimin 9 üyesinin aynı günde sapır sapır dökülmesi karşısında sadece dışarıyı suçladık, en sonunda oy verip seçtiğimiz cumhurbaşkanını suçladık, "Cumhurbaşkanı niye MHP'nin belaltı işleriyle uğraşmadı" diye kızdık. Bu sorun yüzde 13 oy alarak atlatıldı, buna vesile olduğu için de adeta kasetlere dua edildi.

Neden bir lider adayı çıkmıyor?

Kimse bununla uğraşmaz, mesela ben dışarıya karşı 48 saat uğraşırım, ülkeye, MHP'ye yönelen her düşmanlığa karşı uyumam, yemek bilmem, eve gelmem, bu yaşımda da yaparım, ama git de MHP'nin içinde mücadele et, kavga et, partinin içinde "milliyetçilik ideolojisi şöyle olur, böyle olmaz" diye bir tartıışmanın içine gir... Bu yaştan sonra bu işler yapılmaz.

İDAM ERTELENDİKTEN SONRA PARTİ YÖNETİMİNİN HABERİ OLDU

Anasol-M koalisyonunun kritik kararlarından birisi Öcalan'ın idam kararının ertelenmesi oldu, siz yönetimdeydiniz, MHP yönetimi koalisyondan çekilmeyi düşündü mü?

Ertelendikten sonra MHP yönetiminin haberi olmuştur. Ben o dönemde hükümetin içinde olmamıza rağmen "Öcalan İmralı'dan terör örgütünü idare ediyor" diye Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk hakkında suç duyurusunda bulundum. O dönemlerde genel başkanla ve bazı arkadaşlarla ilişkilerimiz soğudu, birbirimizden uzaklaştık. Bakan arkadaşlarımız hükümetten çekilmemek gibi bir tavır geliştirdiler, iç dünyalarında bizleri hükümeti bozmak istediğimiz düşüncesiyle yargıladılar.

MHP'de hâlâ lider- teşkilat -doktrin eleştirelemez mi?

Lider-teşkilat-doktrinin en eleştirilmez olduğu dönemde, Türkeş Bey'in kızıp terkettiği başkanlık divanı toplantıları olmuştur veya kanaat değiştirebilirdi. Bir doğmayı doktrin olarak kabul edip yıllarca onun peşinden gidemezsiniz. Şimdi 9 ışık doktrinini kimse bilmiyor, ülkücüyüm diyenler sayamaz. "Liderin dediği herşey doğrudur" derseniz olmuyor işte. Lider, "RP-DYP dinlensin", "3 Kasım'da seçim olsun", "Gülen'in üstüne yürüyelim" dedi, doğru mu dedi? Referandumda "evet" vereni hain ilan ettik, hain illan ettiklerimiz 2011'de AK Parti'ye oy verdi. Faydalı mı oldu?