Türkiye-İsrail gerilimine Bahçeli yorumu

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :06 Eylül 2011 , 00:00 Güncelleme Tarihi :06 Eylül 2011 , 16:21
Türkiye-İsrail gerilimine Bahçeli yorumu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye ile İsrail arasında son zamanlarda yaşanan gerilimin, iç politikada mevzi kaybetmemek ve füze kalkan projesinin kurulma tartışmalarını önlemek adına yapıldığı izleniminin gittikçe güçlendiğini belirtti.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, komşu coğrafyalarda istikrar ve barış ikliminin yeşermesi uğruna icra edildiği ifade edilen ''temelsiz ve nafile girişimlerin'' ters teptiğini ve Türkiye'nin açığa çıkan gerilimin kutup başı haline geldiğini savundu.

Bahçeli, şunları kaydetti:

''Uluslararası alanda sözü dinlenmeyen, teklifleri kabul görmeyen AKP zihniyetinin iç politikada mevzi kaybetmemek ve füze kalkan projesinin kurulma tartışmalarını önlemek adına sahte bir İsrail düşmanlığına tevessül ettiği izlenimi gittikçe güçlenmektedir. Eğer AKP, füze savunma sisteminin kurulmasıyla ilgili sürecin gölgelenmesini sağlamak ve bu kapsamda gündem değiştirmek adına İsrail kartını ileri sürüyorsa, bu yaptığı tezgah kısa sürede deşifre olacak ve bunun bedelini de mutlaka ödeyecektir.''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''AK Parti hükümetinin, aniden İsrail karşıtı sert bir tutum takınmasıyla bu ülkeyi İran'a karşı korumak üzere planlanan füze savunma sisteminin, Türkiye'ye yerleştirilme zamanlaması arasındaki paralelliğin dikkat çekici olduğunu'' bildirdi.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin dış politikasını ''dönemsel, hayalci, duruma göre şekil alan, inandırıcılıktan uzak ve milli çıkarları gözetmeyen'' olarak niteledi.

Hükümetin, Türkiye'yi küresel ve bölgesel barışa katkıda bulunan sorun çözücü bir niteliğe kavuşturma amacının bugüne kadar bir sonuç doğurmadığını savunan Bahçeli, şunları kaydetti:

''Üstelik komşularla 'sıfır sorun politikası' adıyla yürütülen yüzeysel ve içi boş politika manevraları milli güçle desteklenmediği için ülkemiz zaman ve emek israfına maruz kalmıştır. Son günlerde İsrail'le olan ilişkiler bu minvalde vücut bulmuş ve somutlaşmıştır. Geçtiğimiz yıl, ağır bir kuşatma altında tutulan Gazze'ye yönelik denizden yapılan insani yardım girişimine İsrail'in barbarca saldırısı ve sonrasındaki gelişmeler içinden geçtiğimiz zaman dilimindeki gerginliğin en temel kaynağı olmuştur. İsrail'in uluslararası sularda Türk bayraklı yardım gemilerine insaf, hukuk ve insanlık değerlerini hiçe sayarak yaptığı kanlı operasyon ve Mavi Marmara gemisinde bulunan dokuz vatandaşımızı katletmesi bu ülkenin terörist yöntemlerden nasıl beslendiğini de açıkça kanıtlamıştır. Mazlum Filistinli kardeşlerimize dünyanın gözü önünde yapılan eziyetler, baskılar ve kıyımlar insanlık vicdanında kanayan bir yara haline dönüşmüştür.

Bu kapsamda, Gazze'ye insani yardım malzemesi taşıyan gemilere İsrail'in düzenlediği haksız ve ahlaksız saldırı Birleşmiş Milletler tarafından soruşturulmuş ve beklenen rapor ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte söz konusu raporun resmi olarak yayımlanmadan, ABD'deki bazı gazetelere el altından sızdırılması Birleşmiş Milletlerin güvenirliğine ve ciddiyetine büyük bir darbe vurmuştur. Raporun İsrail'i aklayan ve hunhar saldırısına gerekçe oluşturmaya çalışan bir içeriği olduğu açık ve meydandadır.

Nitekim Gazze'ye yönelik deniz ablukasının meşru gösterilmesi ve İsrail'in uluslararası sularda askeri müdahalede bulunmasına zımnen onay verilmesi başlı başına skandal ve çarpıklıktır. Birleşmiş Milletler tarafından ulaşılan netice adalet ve hakkaniyet ölçülerini ihlal etmiş ve ortaya çıkan rapor yanlı olmaktan kurtulamamıştır. Filistin halkının haklı ve meşru davasının, sözde insan hakları ve özgürlük savunucuları tarafından dikkate alınmaması en başta insanlık adına rezelet ve utanç vericidir.''

Partisinin, Birleşmiş Milletleri tarafgir tutumundan ve İsrail'i de zulmünden dolayı şiddetle kınadığını belirten Bahçeli, söz konusu raporda İsrail'in sivil yardım gemilerine yaptığı saldırı sebebiyle özür dilemesi, tazminat ödemesi ve Gazze'ye uyguladığı ablukayı kaldırması konusunda herhangi bir umut verici ifadeye rastlanılmadığının altını çizdi.

-İSRAİL'E UYGULANAN YAPTIRIMLAR-

Açıklamasında son gelişmelerin hükümetin izlediği dış politikada ''ne kadar zayıf, aciz ve çaresiz olduğunu'' bir kez daha teyit ettiğini ileri süren Bahçeli, hükümetin, Birleşmiş Milletler raporunu hükümsüz ilan ettiğini ve İsrail'e karşı beş maddelik bir yaptırım paketi uygulamaya koyarak geri dönülmez bir yola girdiğini kaydetti.

Bahçeli, şöyle devam etti:

''Türk-İsrail ilişkilerinin ikinci katip düzeyine indirilmesi ve askeri anlaşmaların askıya alınması gibi geç kalmış hususlar, AKP'nin zorunlu olarak başvurduğu tedbirler olarak ortaya çıkmıştır. Ne var ki, MHP 31 Mayıs 2010 tarihinde yazılı basın açıklaması marifetiyle AKP hükümetinden İsrail'deki büyükelçimizi derhal ve süresiz geri çekmesini, bu ülkeyle olan askeri alandaki ve savunma sanayindeki işbirliğini kesmesini istemiştir.

İktidarın yaklaşık 1,5 yıllık bir gecikmeyle, partimizin görüşlerine benzer bir tavır alması yerindedir. Bundan sonra İsrail'le olan ilişkilerde taviz verilmemesi ve sonuç almak için dik duruş gösterilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan AKP hükümetinin, ülkemizi sonu meçhul maceralara sürükleyecek acemilikten ve acelecilikten kesinlikle uzak durması hayati bir öneme sahiptir. Nitekim Doğu Akdeniz'de 'seyrüsefer serbestisi' için her türlü önlem alınacağına dönük irade beyanın tehlikeli gelişmelere kapı aralayacağı da unutulmamalıdır. Başkent Ankara vizyonundan savrulan AKP hükümetinin, ne yapacağını şaşırmış bir halde başka coğrafyaların güvenliğine aşırı bir şekilde odaklanması milletimizin selameti ve esenliği açısından hayırlı olmayacaktır.

Başbakan Erdoğan ve hükümetinin, kendi iç sorunlarımızın katlandığı bir dönemde başka ülkelerin yaşadığı travma ve olumsuzluklardan dolayı Türk milletini ve ülkemizi fırtınanın ortasına sürüklemesi görmezden gelinecek ve affedilecek bir durum değildir. Görüldüğü kadarıyla, sıfır sorun politikasından herkesle sorun yaşayan bir ülke haline gelinmesi, hükümetin uluslararası ilişkilerde iflas ettiğinin açık ispatıdır.''

''AKP hükümetinin, aniden İsrail karşıtı sert bir tutum takınmasıyla, bu ülkeyi İran'a karşı korumak üzere planlanan füze savunma sisteminin Türkiye'ye yerleştirilme zamanlaması arasındaki paralelliğin dikkat çekici olduğunu'' vurgulayan Bahçeli,partisinin milli menfaatler konusunda atılacak her türlü adımın ve mazlum Filistinlilerin haklarını savunmak için yapılacak girişimlerin destekçisi ve takipçisi olacağını bildirdi.

-''ÖDÜLÜ GERİ VER''-

''MHP'nin, İsrail'le olan münasebetlerde AKP'nin sonuç alıcı ve istikrarlı olmasını beklemekte ve Türkiye'nin hak ve hukukunu kürenin her tarafından tavizsiz bir şekilde savunmasını ısrarla istediğini'' belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

''Başbakan Erdoğan'ın bundan sonra Filistinli kardeşlerimizin yüreğini serinletmek ve inandırıcılığını göstermek için sahibi olduğu 'Yahudi Cesaret Ödülü'nü bir an önce iade etmesi kendisi ve zihniyeti açısından da tutarlılık gereği olacaktır. Bu sayede AKP hükümetinin gerçek niyet ve duruşu net olarak açığa çıkacak ve bariz olarak anlaşılabilecektir.''