Daha önce de platformdan çıkarılan bir kanal için dava açıldığını hatırlatan Akdoğan, ilgili mahkemenin, konunun şirketin takdirinde olduğu ve bunun girişim özgürlüğünü ilgilendirdiğine dair karar verdiğini anımsattı.
Bu yüzden alınan kararın, büyütülecek tarafı olmadığına işaret eden Akdoğan, "Ancak 3 parti kontenjanından seçilen üyelerin birlikte hareket etmesi kamuoyunca değerlendirilebilir" diye konuştu.
Kararın 3 parti kontenjanından seçilen üyelerin oylarıyla çıkmasını nasıl yorumladığının sorulması üzerine Akdoğan, "RTÜK'ün CHP, HDP ve MHP'li üyeleri birlikte hareket ederek böyle bir karar almıştır. 3 partinin seçtiği üyelerin ortak gayretiyle bu kararın çıkması manidardır. RTÜK aldığı kararlarda, olumsuz sonuçlar doğuracak, durumlara sebep olmaktan da kaçınmalıdır. Terör örgütlerine müzahir bir kısım kanalların bu platformlarla ilgili çabalarına kapı açmamak gerekir" dedi.
Paralel yapıyla mücadele kapsamında durumu nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerine de Akdoğan, şunları kaydetti:
"Paralelle mücadele sadece bir partinin veya hükümetin görevi değildir. Ulusal güvenlik sorunu olarak tanımlanan bir konuda hem ilgili tüm devlet birimlerinin, kamu kuruluşlarının hem de demokratik siyasetin sivil aktörlerinin ortak bir duruş sergilemesi gerekir. Bu milli bir meseledir. Demokrasimize ve hukuk sistemimize savaş açan yapılarla ortak bir mücadele ortaya konulmazsa bundan ülke olarak zarar görürüz. Bu yapıları teşvik edici tutumlar öncelikle demokrasimize zarar verir. CHP ve MHP geçen süreçte paralelle mücadele konusunda duyarlı olduklarını iddia etmişlerdir. Ancak bu sadece söylemle olmuyor. Paralel yapıya seçim hesaplarıyla kol kanat germek kendilerine hiçbir şey kazandırmaz."