imkanlarının bulunabileceği ileriki yıllara kadar saklamak, bilim insanlarının üzerinde çok çalıştıkları bir konudur ve bilim insanlarını bu araştırmalara iten sebep kurbağalardır.
Doğada bazı cins kurbağalar kış uykusu süresince donarlar; kalp atışları, nefes alışları ve kan
dolaşımları tamamen durur. Hatta aort damarları kesildiğinde bile kanama olmaz. Buzlar çözüldükten
sonra, önce kalp atmaya başlar ve kurbağa hayata geri döner.
Yapılan araştırmalarda kurbağaların aniden donmadıkları, 24 saat süresince kan ve hücrelerinin
arasındaki su dondukça geriye donma noktası düşük bir tip antifriz çözelti bıraktıkları ve glikoz
üretimlerini çok yükselttikleri tespit edilmiştir. Oysa insanda bu oranda şeker yükselmesine mani
olacak birçok mekanizma vardır ve iyi çalışmamalarının sonucu ise şeker hastalığıdır.
Bir memelinin hücresinin dondurularak saklanabilmesi için, hücrenin içinde oluşan buzun en az
seviyede olması gerekir. Hücre içindeki suyun tamamen donması ölüme yol açar. Bunun için de
dondurma işlemine hücre dışı sıvılardan başlanılmalı, sadece hücre aralarındaki ve kandaki su
donmak, hücredeki zar ve proteinlerin yapıları bozulmamalıdır.
Donmuş kan, besin ve oksijen taşıyamayacağından, metabolizmada ne gibi aksaklıklar görülebileceği
hala bilinmemektedir. Ayrı bir sorun da suyun donduğu vakit genişlemesidir. Bu yüzden kan damarları
parçalanabilir, doku yapısı bozulabilir, hücre zarı yırtılabilir.
Aslında artık günümüzde insanın yumurta hücreleri, sperm ve beyaz kan hücreleri, deri ve korneası
dondurularak saklanabilmektedir. Ancak bunların hücre sayıları çok azdır. Nakil için böbrekler ve
karaciğer buz içinde saklanır ama bunun da süresi en fazla 2-3 gündür. Üstelik bu organlar soğuk
ortamda saklanmakta ama dondurulmamaktadır.
Halen bir organ bile dondurulup saklanamadığına göre, bütün bir vücudu dondurarak saklama
konusunda bilim insanları pek iyimser değiller ama çalışmalar devam ediyor. Daha doğrusu insanı
dondurup saklamak şüphesiz mümkün de, tekrar ısıtılıp canlandırmanın yolu henüz bilinmiyor.