"Hakemliği bırakacak noktaya..."

Olaylı Galatasaray-Trabzonspor maçının hakemi Deniz Ateş Bitnel'in kendisi hakkında bilinmeyenleri bu röportajda anlattı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :22 Şubat 2016 , 00:00 Güncelleme Tarihi :22 Şubat 2016 , 16:02
Hakemliği bırakacak noktaya...

İÇİNDEKİLER

Galatasaray - Trabzonspor maçına damga vuran hakem Deniz Ateş Bitnel, 1 Ocak 2016 tarihinde TFF'nin resmi yayın organı olan Tam saha dergisine verdiği röportajda yaptığı açıklamalar dikkat çekti. İşte Bitnel'in o röportajda söyledikleri:
"FİTNESS ANTRENÖRLÜĞÜ BELGEM VAR"
Her zaman gelişime açık olduğum ve sportif faaliyetlerle uğraştığım için fitness konusunda Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nde eğitim aldım. 1. Kademe Fitness Antrenörlüğü belgem var.


"ADALET DUYGUM YÜKSEK"
Doğup büyüdüğüm şehir olan Tarsus'ta Akdeniz insanının sıcaklığı var. Bu nedenle ikili ilişkilerimin, saha içinde de futbolcularla diyaloğumun iyi olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan adalet duygumun da yüksek olduğu kanısındayım.


"ÖMRÜMÜN YARISI KADAR TECRÜBEM..."
33 yaşındayım ve yaşım genç olmasına rağmen ömrümün yarısı kadar hakemlik tecrübem var. Bu benim için büyük bir avantaj.


"BIRAKMA NOKTASINA GELMEDİM"
Hakemlik sevmeden yapılacak bir iş değil. Sevmeden yaparsanız zaten bir-iki sene sonra bırakma noktasına gelirsiniz. Hakemliğe, işinizi sevdiğiniz sürece devam edersiniz.


Ben bırakma noktasına hiç gelmedim. Allah da getirmesin. Eğer bir gün "artık bu işi yapamayacağım" diye düşünürsem bu mesleği bırakırım.


"FUTBOLCULARLA DİYALOĞUM ÇOK İYİ"
Olumsuz olaylar, siz zirve noktasındayken karşınıza çıkarsa hakemliğinizi geriye götürebilir. Ama bu olayları hakemliğinizin başlangıcında yaşarsanız mutlaka ve mutlaka size tecrübe ve artı olarak geri döner.


Başlangıçta başıma bu tip olaylar çok geldi. Saha içinde futbolcularla diyaloğum çok iyidir. Futbol oynamış olmanın da verdiği avantajla futbolcularla nasıl diyalog kurabileceğimi, nasıl empati yapabileceğimi iyi biliyorum.


"FIRSAT AYDINUS'A BENZETİYORLAR"
Aldığım eğitimlerden biri de beden dili eğitimiydi. Futbolcuya ne zaman güleceğinizi ne zaman nötr kalacağınızı veya ne zaman sert duracağınızı çok iyi bilmeniz gerekiyor. Çünkü yapacağınız en ufak bir ters mimik oyuncunun sinirlenmesine ve sizi yanlış anlamasına yol açabilir. Dolayısıyla çok gülmek ya da çok somurtmak yerine dengeyi iyi kurmak gerekiyor.


Bu konuda eğitim almış olmama rağmen Cüneyt Çakır Hocamı da iyi bir örnek olarak dikkatle izliyorum. Çünkü nerede nasıl hareket etmesi gerektiğini çok iyi biliyor, beden dilini çok iyi kullanıyor. Bazı örnekleri ondan bazı örnekleri de Fırat Aydınus Hocamdan alıyorum. Benim hareketlerimi, jest ve mimiklerimi Fırat Aydınus'a benzetiyorlar. Her ikisinin ortasında kalmaya çalışıyorum.


17 MAÇTA KOKART
Süper Lig'deki 17. maçımda FIFA hakemi oldum. 33 yaş Türk hakemliği için genç sayılacak bir yaş. Benim yaşadığım tecrübeyle 33 yaşında FIFA hakemi olabilmenin de bir kazanım olduğunu düşünüyorum.


"G.SARAY MAÇI BENİ ETKİLEMİŞTİ"
Pierluigi Collina'nın futbolcularla diyaloğu, Anders Frisk'in fiziksel performansı ve beden dili, Markus Merk'in de otoritesi benim için hep örnek olmuştur. Bir de beni en çok etkileyen hakemlerden biri Lubos Michel'dir.


Galatasaray'ın deplasmanda oynayacağı Leeds United maçına verilmişti. Böylesine kritik bir maça bu kadar genç bir hakemin atanması çok tartışılmıştı. Böyle bir ortamda üst düzeyde bir performans sergilemesi benide çok etkilemişti.


"HEDEFİM DÜNYA KUPASI FİNALİ"
En büyük hedefim Cüneyt Çakır'ın izinden gidip onun yönetmediği müsabaka kalırsa o müsabakayı yönetebilmek. Hakemliğe ilk başladığımda hedefim Dünya Kupası finali yönetebilmekti.


Şu anda bu hedeften bir sapma yok. Bu yönde çalışmalarıma devam edeceğim. Dünya Kupası finali yönetebilirsem ve Cüneyt Hocamın başardığı gibi Şampiyonlar Ligi finalinde düdük çalabilirsem hedefime ulaşmış olacağım.


"SERDAR ÇAKIR'A ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM"
Kendimi geliştirmem ve genç olmama rağmen müsabaka tecrübesine sahip olmam önemli bir faktör elbette. Burada Serdar Çakır Hocama ayrı bir parantez açmak isterim. Hakemliğe ilk başladığım yıllarda kendisi Merkez Hakem Kurulu üyesiydi. Genç hakemlere çok önem verdi. İstanbul'da onun yöneticilik yaptığı yıllarda altın bir jenerasyon yetişti.


Ben de ucundan bu jenerasyonun bir parçası olma şansı yakaladım. Aynı zamanda bana mentör olarak destek veren Sabri Çelik ve Yalçın Darıcı Hocalarıma da çok teşekkür ediyorum. Üzerimde büyük emeği olan Serdar Çakır Hocamız aynı zamanda mentörlüğümü de yaptı ve o dönemde de bana büyük katkıları oldu.


"FARKLI NOKTALARA DİKKAT ETMEM..."
Mentörlükte, müsabakayı dışarıdan izleyen bir göz hakeme objektif veriler sunuyor. Mentörlüğümü Sabri Çelik ve Serdar Çakır gibi çok tecrübeli ve hakemlik kariyeri üst düzeyde isimler yapınca, maç içerisinde çok farklı noktalara dikkat etmem gerektiğini öğrendim.


MÜFTÜOĞLU VE GEZER'E TEŞEKKÜR
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Kuddusi Müftüoğlu Hocamıza, başkan vekili Bünyamin Gezer ve tüm kurul üyelerimize teşekkür etmek istiyorum. Genç hakemlere verilen şans bu sezon çok ön plana çıktı. Ben de verilen şansı en iyi şekilde kullanmaya çalıştım.


"CÜNEYT ÇAKIR İLE AYNI DÖNEMDE..."
Bir kere Cüneyt Çakır gibi bir hakemle aynı dönemde hakemlik yaptığımız için çok şanslı bir jenerasyonuz. Cüneyt Çakır ve ekibi Türk hakemliğinin çıtasını çok yukarlara taşıdı.


Kaynak:Habertürk