Saray, yaptığı açıklamada, cilt lekeleri tedavisi için Amerikalı mühendisler tarafından geliştirilen ve dövme silme işleminde de başarılı sonuçlar veren "Cutera enLIGHTen Pikosaniye"nin, lazer endüstrisi için ilk sayılabilecek birkaç teknolojinin bir araya getirilmesi ile ortaya çıktığını söyledi. Saray, FDA ve CE onaylı sistemin, Avustralya ve Almanya'nın ardından Kore, Japonya ve Türkiye'de uygulanacağını kaydetti.
Doç. Dr. Saray, mevcut lazer sistemlerinde uzun tedavi süreleri, yüksek maliyet ve düşük başarı oranının yanı sıra uygulamaların hastalar için ağrılı olmasının da sorun teşkil ettiğini belirtti. Lazerle başarılı şekilde tedavi edilse bile dövmenin yerinde açık veya koyu renkli leke veya iz kalabildiğini, özelikle koyu tenli kimseler için söz konusu yan etkinin daha yüksek olduğunu anlatan Saray, bu nedenle koyu renk tenlilerde mevcut lazer sistemlerinin uygulanmasını riskli bulduklarını vurguladı.
YAN ETKİ NEREDEYSE YOK
Doç. Dr. Yasemin Saray, Cutera enLIGHTen Pikosaniye sisteminin, yüzeysel ve derin yerleşimli dövmeleri aynı etkinlikte tedavi edebildiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Dövmeler, profesyonel ve amatör dövmeler, kozmetik dövmeler (kalıcı makyaj), travmatik ve tıbbi dövmeler olmak üzere 5 farklı tipte olabilir. En sık görülen ve en popüler olan, dövme makineleri kullanılarak yapılan profesyonel dövmelerdir. Mevcut lazer sistemleri ile tedavi edilebilmesi en güç olan dövme tiplerinden biri de kalıcı makyaj tipi dövmelerdir. Kalıcı makyajda kullanılan metalik boyalar mevcut lazer sistemleri uygulandıktan sonra silinmek yerine daha da koyulaşabilmekte siyaha dönebilmektedir. Diğer tüm dövme türleri ile kalıcı makyaj silinmesinde de Cutera enLIGHTen Pikosaniye lazer başarı ile kullanılabilir."
Saray, sistemin, daha önce başka lazer sistemleri uygulanmış ve tedaviye yeterli yanıt alınamayan dövmeler ile çiller, yaşlılık lekeleri ve güneş lekelerinin tedavisinde etkili olduğunu, doğumsal veya sonradan ortaya çıkan benlerin de tedavi edilebildiğini kaydetti.
Dövme tedavi edilirken çevrede bulunan sağlıklı derinin zarar görmediğini belirten Saray, "Sistem, lazer ışığının ısıya dönüşerek pigmentleri parçalamasıyla işlemeye başlıyor. Parçalanan pigmentler hücre dışına çıkarak ve makrofaj adı verilen kişinin bağışıklık sistemine ait hücreler tarafından emilerek yok ediliyor. Bu sistemin en önemli özelliklerinden biri de lekeyi tedavi ederken çevredeki sağlıklı deriye hiçbir şekilde zarar vermemesi, bir diğer deyişle yan etki olasılığının yok denecek kadar az olmasıdır" ifadelerini kullandı.
Saray, yakında Türkiye'de de hayata geçecek uygulamanın, lazer eğitimi almış ve bu konuda deneyimli olan bir doktor tarafından yapılması gerektiğinin altını çizerek, 3-4 seansta belirgin bir açılma izlenebileceğini vurguladı.