Gebelikte pasta-börek bebek için risk demek

Anne adayının gebelik sırasında patates, makarna, börek ve tatlı gıdalara bağlı olarak aşırı kilo alması, bebeğinin damar sertliğine yatkın doğmasına yol açıyor. Bu annelerin çocuklarının kalp hastalığına yakalanma olasılığı yüzde 35 artıyor

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :07 Mart 2016
Gebelikte pasta-börek bebek için risk demek

İÇİNDEKİLER

Genetik ve çevresel faktörler kalp sağlığında belirleyici oluyor. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Dr. Özgür Şamilgil, kalp hastalıklarının anne karnında belirlendiğini belirtiyor. Dr. Şamilgil, kalp sağlığı konusunda risk faktörlerini şöyle sıralıyor:

RİSKLERİN FARKINA VARIN
"Sigara, şeker ve tansiyon hastalığı, kilo fazlalığı, stres gibi risk faktörlerinin damar cidarına olan etkileri genetik zemine göre herkeste farklı düzeyde zararlı olabiliyor. Babasında 55, annesinde 65 yaştan önce erken kalp-damar hastalığı olanların, benzer yaşlara gelince kalp hastası olma olasılığı yaşıtlarından 2-3 kat fazla oluyor. Buna rağmen risk faktörlerinden uzak duran kardeşlerde risk düşüyor." Östrojen hormonunun menopoza kadar kalp-damar hastalığına karşı kadınları koruyor görünse de risk faktörleri olanların yaşıtlarından daha erken kalp hastalığına yakalandığına dikkat çeken Dr. Şamilgil, şöyle devam ediyor:

* GEBELİK DÖNEMİNE DİKKAT! "Ayrıca annenin şişman olması veya gebelikte pirinç, patates, makarna, börek, tatlı, şekerli içeceklere bağlı aşırı kilo alması, karnındaki bebeğin damar sertliğine yatkın bir birey olarak doğmasına neden oluyor. Bu annelerin çocuklarının kalp hastalığına yakalanma ve ölme olasılığı yüzde 30-35 artıyor."

* ÇEVRESEL FAKTÖRLER NELERDİR? Kalıtımdan daha fazla çevresel faktörler önemli. Araştırmalar, risk faktörlerinin sayısı ne kadar çoksa damar sertliğinin o kadar erken başladığını ortaya koyuyor.

ANNE-BABALARA UYARILAR
* Dışarıda yemek yeme alışkanlığınızı mümkün olduğunca azaltın. Mutlaka tencere yemeği pişirin.
* Çocuğunuz ders çalışırken yanına küçük bir porsiyon yoğurt, kavrulmamış badem, ceviz, fındık ve meyve bırakın ki sağlıklı ve kalite besinler ile açlığını yatıştırsın ve yemeğe çok aç oturmasın. Bu sayede cips-gofret gibi son derece sağlıksız atıştırmalıklardan uzak kalabilsin.
* Evde gazlı içecekler, şekerli meşrubatlar bulundurmayın. Ayran ve limonata yapın.
* Sportif faaliyetini teşvik edin ki, kilo almamaya dikkat etsin. Sağlıklı beslenme önerilerini spor hocalarından ve arkadaşlarından da duyması etkili olacaktır.
* Evde poğaça, börek, kek, kurabiye, baklava gibi tatlı ve beyaz unlu gıdaları pişirmeyin, bulundurmayın.
* Sofraya aile olarak birlikte oturun.
* 7-8 saatlik kesintisiz kaliteli bir uykunun sağlıklı yaşamın bir parçası olduğunu çocuğa anlatın. Geç saatlere kadar oturmasına izin vermeyin.

ÇALIŞAN ANNELERİN KULAĞINA KÜPE OLSUN
Özellikle büyük şehirlerde yaşayan, çalışan anneler zamansızlık nedeniyle evde 'tencere yemeği' diye adlandırılan yemekleri yapmıyor. Paketli gıdalar, hazır gıdalar, pratik kızartmalar, sandviçler, ev dışı beslenme giderek yaygınlaşıyor. Dr. Özgür Şamilgil, "Çalışan anneler, çocuklarının gelecekteki sağlıklarının ve yaşam sürelerinin büyük ölçüde kendilerinin elinde olduğunu unutmasın" uyarısında bulunuyor.

KURALLARA UY ÖMRÜNÜ UZAT
Kalp krizi geçirenlerin, yaşıtı olan sağlıklı bireylere göre erken ölüm riski 5-6 kat artıyor. Sigarayı bırakmak, kilo vermek, egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek bu riski yüzde 80 azaltıyor. Çocukluk çağında şekillenen sağlıklı yaşam tarzı, bireyin ileri yaşlardaki sağlık durumunu ve hayat süresini belirleyen en önemli faktör gibi görünüyor.

SAĞLIKLI BESLENME KILAVUZU
* Saf şekerli, unlu, katkı maddeli gıdaları tüketmeyin. Organik sertifikası olmayan ürünleri almayın.
* Çok çeşitli ve yüksek düzeyde antioksidan içerdiğinden 1 tatlı kaşığı gerçek bal yiyin.
* Günde 5-6 porsiyon mümkünse yüzde 60-70'i çiğ koyu yeşil ve kırmızımsı sebze tüketin.
* Sebze-meyveleri buzdolabında 4-5 günden fazla bekletilmeyin ve kesilip doğranır doğranmaz hemen tüketin.
* Pişmiş gıdaları buzdolabında saklasanız da 3 günden uzun süre bekletmeden yiyin.
* Yemekleri çelik, cam veya seramik tencerede pişirin.
* Çok şekerli olmamak kaydıyla günde 2 porsiyon meyve tüketin.
* Haftada en azından 2-3 gün 200-300 gram yağlı balık, bulursanız 2 gün köy tavuğu, 2 gün de az yağlı kuzu eti tüketin.
* Günde 50-60 gram kavrulmamış badem, ceviz, fındık yiyin.
* Günde 2-3 fincan taze demlenmiş bitki çayı için.
* Doğal yoğurt, sirke, nar ekşisi, kefir, ev turşusu, peynir tüketin.
*Sarımsak, soğan, tarçın, kırmızı biber ve baharatları bol tüketin.
* Sızma zeytinyağını yemek pişmeye yakınken ekleyin bunun dışında sıvı yağ tüketmeyin.

YARIN : GENÇLERİN HAYATI TEHLİKEDE

HAZIRLAYAN: HÜLYA BALCI