Yaşlandıran şeker tek neşterle geçer

Diyabet, yani şeker hastalığı tedavi edilmediğinde vücutta ciddi hasarlara yol açıyor. Genellikle hipertansiyon, kolesterol, trigliserid, uyku apnesi ve gut gibi rahatsızlıklar şekere eşlik ediyor. Bir dönem sadece şeker ile mücadele eden kişi, zamanla kendisini çok sayıda hastalıkla mücadele eder halde buluyor ve ilerleyen süreçte çeşitli organ hasarları ortaya çıkıyor. Damarların yaşlanmasına bağlı olarak ortaya çıkan bu durum, hastaların erken yaşlanma bulgularıyla karşı karşıya kalmalarına yol açıyor. Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik, "Şekerin yol açtığı erken yaşlanma belirtileri, diyabetin cerrahi yollarla tedavisine paralel olarak tek bir ameliyatla çözülüyor" diyor.

DAMARLARA YAPIŞIYOR
Diyabetin metabolik bir hastalık olduğunu ifade eden Doç. Dr. Alper Çelik, kişiyi erken yaşlanmaya götüren süreci şöyle anlatıyor: "Kanda yükselen şeker yeteri şekilde metabolize olamayınca başta damarlar olmak üzere sinirler ve diğer bütün organlara yapışarak birikime neden oluyor. Damar duvarı yıllar içinde daralmaya başlıyor, dokuların ve organların kanlanması bozulmaya başlıyor ve sonuçta şeker hastalığı bulguları ortaya çıkıyor. Bu durum vücutta asidik ortamı artırdığı için dokuların ve organların erken yaşlanmasına neden oluyor. Vücudumuzda kemik yıkılımı artıyor ve kemik erimesi oluşuyor."

HAPLARA SON!
Doç. Dr. Alper Çelik, ülkemizde son birkaç yıldır uygulanan ve tıptaki adı metabolik cerrahi olan ameliyat yöntemi ile obezite ve şeker hastalarının tamamen sağlıklarına kavuştuklarını ifade ederek, şu açıklamayı yapıyor: "Hastalar sağlıklarına kavuştukları gibi, her gün avuç avuç içtikleri ilaçlara da veda ediyor. Kişinin tamamen sağlığına kavuşmasıyla erken yaşlanmaya götüren sebepler de ortadan kalkıyor. Bu ameliyat sayesinde diyabete eşlik eden tüm hastalıklar da iyileşiyor. Metabolik Sendrom'un cerrahi tedavisi olarak tanımlanan ameliyat, halk arasında daha çok, 'diyabet ameliyatı' ya da 'şeker ameliyatı' olarak da biliniyor." obeziteyl e karışmasın Metabolik cerrahi ameliyatları ile obezite ameliyatlarının birbirleriyle karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Çelik, bu ameliyatların, vücut kitle indeksi (VKİ) 35'in altındaki hastalara da uygulanabilmesiyle ve emilimi bozmayıp, uzun vadede vitamin ve mineral bağımlılığına neden olmaması ile obezite errahisinden ayrıldığını sözlerine ekledi.

FARKLI BİR TEDAVİ YÖNTEMİ
Doç. Dr. Alper Çelik, metabolik cerrahi yöntemini şöyle anlattı: "Ameliyatın tüm aşamaları iyi hormonları artırmak ve kötü hormonları azaltma üzerine inşa edilmiştir. Burada kötü hormonlardan kasıt, midemizin üst kesimi, on iki parmak bağırsağı ve pankreastan salgılanan ve açlık hissine neden olup, insülin etkinliğini bozan hormonlardır. Bu amaçla, midenin sol üst kesimi alınır. İkinci aşamada insülini canlandıran ince bağırsakların son bölümü başa taşınır. Yeme-içme etkilenmez.