Küçük yaşta büyük tehlike!

Kalp, beyin ve böbrek gibi organları vuran hipertansiyon minik bedenleri de tehdit ediyor. 10 yaşındaki çocuklar bile obezite, hareketsizlik ve stres yüzünden sinsi hastalığın pençesine düşüyor

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :18 Mayıs 2017
Küçük yaşta büyük tehlike!

İÇİNDEKİLER

Ülkemizde her 3 kişiden 1'inde görülen hipertansiyon, bir diğer deyişle kan basıncının 120/80 mmHg'nin üzerinde olması, obezitenin, hareketsiz bir yaşam ile stresin artmasıyla artık gençlerde de yaygınlaşıyor. Hatta 10 yaşındaki çocuklarda bile görülüyor. Üstelik çoğu zaman belirti vermeden kalp, beyin ve böbrek gibi organlarda hasar oluşturarak hayatı tehdit ediyor. Bu nedenle hipertansiyonda erken tanı ve tedavi yaşamsal önem taşıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, hipertansiyona yol açan etkenlerle ilgili olarak da şu bilgileri veriyor...

* Ailesel hipertansiyon: Birinci veya ikinci derece yakınlarında hipertansiyon olanlarda bu hastalığın gelişme riski 5-6 kat artıyor. Üstelik genetik yatkınlığa, bu durumu kolaylaştıran sigara ve hatalı beslenme gibi çevresel faktörler de eklendiğinde hipertansiyon görülme yaşı 30'lara düşebiliyor.
*Sigara : Sigara kullanımı tansiyonu doğrudan yükseltmese de uzun vadede damarların kalınlaşmasına ve kireçlenmesine neden oluyor.
Bunun sonucunda da hipertansiyon gelişiyor.
* Alkol: Aşırı alkol kullanımı da karaciğer tahribatı, aşırı yağlanma, gereksiz kalori artışı ve beslenme bozuklukları yaparak hipertansiyonu artırabilen risk faktörleri arasında yer alıyor.
* Böbrek hastalıkları: Böbreklerin hücrelerinde oluşan enfeksiyon veya tahribatlar ile böbrek damarı ve hücre toksisitesi gibi hastalıklar da tansiyonu yükseltiyor. Böbreğe gelen damarlarda daralma, kireçlenme veya plakalaşma nedeniyle kan akımı bozulduğunda böbrekten salgılanan bazı maddeler damarları kasarak kalbin daha hızla çalışmasına, bunun sonucunda hipertansiyona yol açıyor.
* Fazla tuz tüketimi: Tuzun fazlası uzun dönemde damar sertliğine yol açarak hipertansiyona neden oluyor. Günde 6 gram tuz yeterlidir.
* Hatalı beslenme: Aşırı yağlı ve karbonhidrattan zengin beslenme sonucu vücutta artan yağ dokusunda kan basıncını artıran bazı maddeler salgılanıyor. Bu maddeler de damarların daha fazla kasılmalarına ve böylece tansiyonun artırmasına yol açıyor. Yapılan çalışmalara göre; 2 ay ve daha uzun süre şeker ile şekerli besinler tüketmek büyük tansiyonu 6.9 mmHg, küçük tansiyonu da 5.6 mmHg oranında yükseltiyor.
* Uyku apnesi: Düşmeyen tansiyonun bir diğer nedeni ise uyku apnesi.
Uyku apnesi olanlarda hipertansiyon gelişme riski 2 kat artırıyor. Uyku apnesi zamanında tedavi edildiğinde kan basıncı ideal seviyeye düşebiliyor, bunun aksine geç kalındığında ise yüksek tansiyon kronik hale dönüşebiliyor.
* Endokrin hastalıklar: Tiroit hormonları, adrenalin, seratonin ve östrojenlerin yanı sıra böbrek üstü bezinden salgılanan renin, aldosteron ile kortizon gibi hormonların düzensiz ya da fazla salgılanmaları da kan basıncını doğrudan etkiliyor. Örneğin tiroit hormonları vücutta fazla salgılandığında damarların yükünü artırarak kan basıncını yükseltiyor.
* Bazı ilaçlar : Ağrı kesiciler ve hormonal ilaçlar, uzun süre kullanılan kortizon türevi ilaçlar, gripnezlede içilen ilaçlar da kan basıncında geçici yükselmelere yol açabiliyor.
*Diyabet: Şeker hastalarında hipertansiyon gelişme riski normal popülasyona oranla daha fazla. Bu hastalık damar direncini, damar duvarındaki yapısal liflerde değişkenliği ve damarlarda sertleşmeyi artırıyor ki, bu durum da yüksek tansiyona zemin hazırlıyor.
*Obezite: Kilo artışı sonucunda kalbin daha fazla kan pompalamak zorunda kalması kalp-damarlar için ayrı bir yük oluşturuyor. Bu durum da kan basıncını yükseltiyor.
*Stres: Stres halinde doğal olarak her insanın tansiyonu yükseliyor. Hatta kişinin stresli anında kan basıncı yükselmiyorsa bu durum vücut metabolizmasında bir sorun olduğu anlamına geliyor. Ancak fiziksel ya da psikolojik istirahat haline geçildikten 20-30 dakika sonra kan basıncı hala yüksek ise o zaman tansiyon problemi var demektir.

ALTI ADIMDA RİSKİ DÜŞÜRÜN
Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, hipertansiyonla mücadele etmenin 6 önemli adımını şöyle sıraladı:
1- Düzenli ve bol hareket edin.
2- Tuz alımını azaltın.
3- Düzenli ve dengeli beslenin. Yağı azaltıp, sebze-meyveyi artırın.
4- Alkolden uzak durun.
5- Sigarayı bırakın.
6- Fazla kilodan kurtulun.