Mahkeme bu isteği reddetti.
Kararın gerekçesine bakın. "Sen zaten cinselliğini kullanıyorsun!"
Yabancı ülkelerdeki gerçeklerin, bizim ülkemizde hayata geçirilmesi mümkün değildir.
Her türlü çirkinlikle şöhret olanların, amacına ulaştıktan sonra kötüledikleri tek adres, "magazin basını."
Onlar hem cinselliğini kullanıyor, hem magazin basınını.
Ama magazin basını da, bu hakaretlere aldırış etmediği gibi, çirkinliği beslemeyi de sürdürüyor.
O yüzden buna hakim kararı kalmıyor.
Onlar kendi hükümlerini kendileri veriyor.
En nefret ettiğim şey, büyük gazetelerin birinci sayfalarında, bu kadınların kocaman fotoğraflarını görmek.
Düşünüyorum da, bunun kime ne faydası var?
Ama mutlaka birilerine faydası vardır.
Topluma bu kadar zarar vermenin dışında.
Etini gösterenlere cennet gibi bir ülkeyiz biz.
Düşünüyorum da, bu toplum hafıza sorunu yaşadıkça, çirkinliklerin önü her daim açık olacak.
Baksanıza, Mehmet Ali Erbil bile, Aleviler'den özür dileyerek sorunu halledeceğini sanıyor.
Bu adamın çirkinliği, Alevi toplumuna hakaret ettikten sonra dışa vurdu. Oysa her yanından çirkinlik fışkırırken alkışlanmadı mı?
Kendi insanına "Top!" derken, kim "Hoop!" dedi ona?
Hayatını böyle kazanan insanları gördükçe, daha neler kaybedeceğimizi düşünüyorum.
Canavar düdüklerini asıyorum sokak aralarına.
Hâlâ bir şeyleri duymak ve görmek istemeyenleri görünce...
Onlara da Mehmet Ali Erbil'in yanında, Aysun Kayacı'nın posterini armağan ediyorum.
Eee, böyle kültür abidelerini unutmamak ve unutturmamak gerek.
Öyle değil mi?