İSKİ skandalında da aynısı olmuştu... Genellikle bu işler, bu tür aile kavgalarından sonra açığa çıkar. Bizim meslekte ustalar bilir.
En mahrem bilgiler, aile içinden temin edilir. Birbirleri ile ilgili, yine kendileri bilgi, belge sızdırır.
Bu sefer sızdırma da yok. CHP güçleri, doğrudan birbirleri ile savaşıyorlar. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Sinan Aygün hakkında, Cumhuriyet Başsavcılığına, "Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Kanuna Muhalefet ve Terör Örgütüne Yardım Etmek" nedeniyle, suç duyurusunda bulundu. Çarşı karışıyor, çay koyun, çekirdek alın... Şenlik, şamata var... CHP seçmeni ne diyor, nasıl düşünüyor...?
Rüşvet olayı, umurlarında bile değil. "Mansur Başkanı yıpratmak için Saray'ın bir oyunu" diyorlar.
Gerçekten... Şaka yapmıyorum...
Dinleme, öğrenme ve araştırma gereği bile duymuyorlar. Rüşvet isteyen CHP'li, rüşvet istenen CHP'li. CHP'lilere göre, mağdur olan CHP... CHP'li seçmen ölü taklidi yapıyor... Bir CHP klasiği daha; suçluyu değil suçu ortaya çıkarana ceza kesiyorlar...
HASIM VE ZAFER
Şimdi sizlere Emekli Yüzbaşı Suat Şen tarafından kaleme alınan "Yerli ve Milli Savunma Sanayii" konulu çalışmadan bölümler aktaracağım...
Teknoloji ve yerli üretim, rakiplerin gerisinde kaldıkça... Savunma ihtiyaçları, dış tedarik yolu ile temin edildiği müddetçe... Harbi kazanmak, hasma zaferi kabul ettirmek, yardım eden ülkelerin çıkar ve inisiyatifine tabidir.
Üretim yerli olmadığı müddetçe, milli savaş doktrini geliştirilemez.
Düşmana karşı sürpriz silahlar kullanılarak taarruz yapılamaz.
Baskın yapılamaz, kesin sonuç elde edilemez. Bu şartlarda harbi kazanmak, horoz dövüşünü yaptıranların tutumuna bağlı hale gelir.
YERLİ VE MİLLİ SİLAH
Üretim yerli ve milli olmaz ise...
Şifreler, teknik detaylar, silahların üstün ve zayıf tarafları, üretici ülkeler tarafından, karşı tarafa verilebilir hatta silahlar kilitlenebilir... Harp silah ve araçlarını kendi üretmeyen ülkeler, uluslararası sistemde yaratıcı rol alamaz. Toprak ilhakı yapamaz, statüko değişikliğini kabul ettiremez. Haklarını tesirli şekilde müdafaa edemez.
Hasımlar; antlaşmaları çiğnerler ise ses çıkartamaz. Statüko onların düşündüğü şekilde kurulur, uluslararası meşruiyet, onların iznine tabi olur.
İKMAL DURUR!
Silah üreten ülkeler, (Oyun ve sistem kuranlar) sınırlar, topraklar, rejimler ve uluslararası kuralları kendileri belirlerler. Kendilerinin onaylamadığı hiçbir başarının, kalıcı hale gelmesine müsaade etmezler. Sistem kuran ülkelerin kararları, tanrı buyruğu haline gelir. Savunma sanayii yerli ve milli olmadığı müddetçe, elde mevcut silahlar koruma sağlamaz. İkmal durunca takat biter, harbi kimin kazanacağına büyük devletler karar verir. Çatışma alanları ve çatışacak olanlar, dışarısı tarafından belirlenir. Kimin ne kadar savaşacağına ve dayanacağına onlar karar verirler.
SİLAH YOKSA!
Yerli ve milli savunma sanayii'ne sahip değil isen, harp-çatışmamuharebe, başkalarının karar aldığı çocuk oyunu haline getirilir. Sistemin dışına çıkamazsınız, kendi planlarını zorlarlar, daha önce imzaladıkları antlaşmaları ihlal ederler, sizi mevut duruşunuzun gerisine iterler. Ses çıkartamazsınız, çünkü gücünüz yok... Yeterli harp gücüne ulaşmak için yerli ve milli savaş teknolojileri acilen kurulmalıdır. Zorlama gücü olmayan bir ülkenin, diplomasi gücü boş gevezelikten ibarettir...