Malum Süreyya Yalçın, lüks yaşantısı, elinden düşürmediği köpeği ve özel hayatıyla Türkiye'ye Paris Hilton'un bir şubesini taşıdı. Yerli Paris, adım atsa olay; ne giyse fiyatı tartışma konusu, hangi mekanda eğlense gazetelere haber. Hal böyle olunca da mekanlar arasında bir "Süreyya Yalçın savaşı"dır gidiyor. İstanbul'daki birbirinden lüks ve gözde mekanların işletmecileri, sosyetik güzeli kendi mekanlarında ağırlamak için kırk takla atıyor. Peki olan kime oluyor? Süreyya Yalçın ile aynı mekanda eğlenen müşterilere.Yerli Paris mekanda eğlenecekse Süreyya Yalçın ve beraberindeki ordu için mutlaka en ön loca ayrılıyor, o gelmeden mekanda bir koşuşturmaca alıyor başını. Buraya kadar tamam, varsın Süreyya Hanım locada paşa paşa otursun gözümüz yok! Ancak ne diye kendisi mekanın kapısından girerken tıpkı Süreyya Yalçın gibi 'müşteri' konumundaki insanlar iteklenir?
Onların günahı Yerli Paris ile aynı mekanda eğlenmek istemek midir onu anlamadım!
Yerli Paris, verdiği yüklü hesapla mekanın kasasına, adıyla mekanın tanıtımına katkı sağlıyor ancak yüzlerce müşteriye saygısızlık etmek nasıl bir işletmecilik mantığıdır?
Yazılı ve görsel basının mekanın popülaritesi konusundaki gücü tartışılmaz ancak fısıltı gazetesinin de etkinliğini unutmasınlar derim işletmecilere…
