Karaciğer, vücut için en önemli organlar arasında yer alıyor. Yediğimiz gıdaların vücutta kullanılabilir hale getirilmesinden enerji üretimine, toksik maddelerin vücuttan atılımına kadar pek çok yaşamsal görev üstleniyor. Dolayısıyla karaciğerin sağlıklı olması, tüm vücudun sağlıklı olduğu anlamına geliyor. Günümüzde obezite ve karaciğer yağlanması ise karaciğer hastalıklarına davetiye çıkartıyor. Özellikle iyi ve kötü huylu tümörlerin gelişme sıklığı giderek artıyor.
Dünyada her yıl yaklaşık 800 bin kişi karaciğer kanserine yakalanıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mert Erkani, erken teşhisin önemine değiniyor. Alınması gereken tedbirleri TAKVİM'e açıklıyor. Karaciğer tümörüne yol açan faktörlerin başında, karaciğer dokusunun yerini yağ veya bağ dokusunun alması sonucu gelişen steatohepatit ile siroz olarak adlandırılan kronik fibroinflamatuar hastalıklar geliyor. Yağ dokusunun karaciğer dokusunun yerini almasına steatohepatit, bağ dokusunun karaciğer dokusunun yerini almasına ise siroz deniyor.
İLK SEBEP KİLO!
Her iki durumda da kronikleşen bir iltihabi süreç yaşanıyor ve normal fonksiyonunu sürdürebilmek için karaciğer hücreleri devamlı olarak kendilerini yenilemeye çalışıyor. Bu yenilenme çabası kontrolden çıktığında kötü huylu tümör gelişimi başlıyor. "Karaciğer yağlanmasını artıran en önemli faktör obezite, sirozu artıran en önemli faktörler ise viral hepatitlerdir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ve önlem alıcı tedavilerle karaciğer kanseri riski büyük ölçüde
azaltılabiliyor" diyor.
SİNSİ İLERLİYOR
Karaciğer tümörleri çoğu zaman sinsi ilerliyor. Genellikle check-up veya safra kesesi taşı nedeniyle yapılan incelemelerde tesadüfen tespit ediliyor. Prof. Dr. Erkan, karaciğerde oluşan tümörlerin nadiren büyük boyuta ulaştıklarında fark edildiklerini belirtiyor. Şöyle devam ediyor: Tümörün kendisi kadar, kronik karaciğer hastalığının oluşturduğu sarılık, karında asit denen sıvı birikmesi ya da özellikle yemek borusunun mideyle bileşkesinde gelişen varisler ile bunların kanaması gibi belirtiler de görülebiliyor.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Günümüzde tedavi ağırlıklı olarak multidisipliner bir yaklaşımla yapılıyor. Eğer operasyon sonrasında hastada yeterli karaciğer dokusu kalıyorsa, ameliyat planlanıyor. Geride kalacak olan karaciğer dokusunun hastaya yetmeme riski varsa, iki aşamalı karaciğer cerrahisi yöntemine başvuruluyor. ALPPS olarak adlandırılan bu teknikle, karaciğerin kalan kısmı 2-3 hafta kadar kısa bir sürede yaklaşık yüzde 100 oranında büyütülebiliyor.