Al Hilal mi olacağız, Sporting mi?

Süper Lig’in son 10 sezondaki transfer bilançosu 200 milyon Euro ekside. Bizimle beraber eksi bakiyedeki 10 ülkenin 5’i Avrupa’nın patronları Diğer ülkeler ise futbolu parayla cazibeli hale getirmek isteyen Katar, Suudi Arabistan, Çin, ABD ve Rusya. İşte bu tablo bizim için çok tehlikeli.

Türk futbolunun sorunları dağ gibi. Tabii ki kısa süre içinde tüm problemlerden kurtulmak imkansız. Ancak bir yerden de başlamak gerekiyor. Daha doğrusu sorunları önem sırasına göre belirleyip, bir yol haritası çizmeye ihtiyacımız var. Süper Lig şu anda ne yazık ki kalite olarak Avrupa'nın en iyi 8 liginden birisi değil. Ya da şöyle demek daha doğru olur; Avrupa'nın en çekici veya cazibesi yüksek 8 ligi arasında yokuz. Ancak işin ekonomi kısmına baktığımızda veriler bize başka bir şey söylüyor. Özellikle son 4-5 yılda hem bonservis ücretleri hem de maaş ödemeleriyle 5 büyük ligi bile zorlar duruma geldik.

SIKINTI ÇOK BÜYÜK
Galatasaray ve Fenerbahçe'nin vergilerle beraber yıllık maaş yükü 80 milyon Euro'nun üzerinde. Beşiktaş'ta bu rakam 60 milyon Euro'yu aşmış durumda. Avrupa'nın 5 büyük liginde majör kulüpler dışında bu maaşları ödeyen neredeyse yok gibi. Sorun sadece maaşlar da değil. Son 10 sezonun transfer harcamalarına bakıldığında Süper Lig'in bilançosu 200 milyon Euro eksiyi gösteriyor. Bizimle beraber bilançosu ekside olan ülkelere baktığımızda sıkıntıyı daha iyi anlıyoruz: Rusya, Katar, ABD, Almanya, İspanya, Çin, İtalya, Suudi Arabistan ve İngiltere.

HANGİ TARAFTAYIZ?
Yani bizim bulunduğumuz sınıfta ya futbolu sadece parayla cazibe merkezi haline getirmek isteyen ülkeler ya da Avrupa'nın en başarılı futbol ekolleri var. Peki, biz hangi taraftayız? Milyon euroları gözü kapalı saçabilecek bir futbol ekonomisine sahip miyiz? Ya da Avrupa'da sürekli finalleri oynayan, kupaları alan bir futbol ülkesi miyiz?

KARAR VERMELİYİZ
Bir çarpıcı örnek daha vereyim: Son 10 sezonda en fazla transfer geliri elde eden kulüpler arasında da bizden kimseyi göremiyoruz. İlk 5 sırada Benfica, Ajax, Salzburg, Lille ve Sporting var. Son dönemde yetiştirici olma konusunda sınıfta kalmakla beraber geliştiricilik konusunda önemli adımlar attığımız da bir gerçek. Ancak halen yeterli seviyede değiliz. Kısacası ülke futbolu adına geleceğe umutlu bakmak için hızla tüketici kimliğinden sıyrılıp, üreticiliğe soyunmamız gerekiyor. Ve artık bir karar vermemiz gerek. Biz Al Hilal ya da Zenit mi olmak istiyoruz yoksa Sporting, Lille ya da Salzburg mu?

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.