Durum eşitlenecek

Türkiye'nin bugüne kadar 6 asker kökenli ve 5 sivil cumhurbaşkanı oldu. 12. cumhurbaşkanı olmak için yarışan 3 aday da sivil ve 10 Ağustos'ta bu durum eşitlenecek.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :05 Ağustos 2014 , 00:00 Güncelleme Tarihi :05 Ağustos 2014 , 16:06
Durum eşitlenecek

İÇİNDEKİLER

Anayasa'da yapılan değişiklik sonucunda Türkiye'nin 12. cumhurbaşkanı ilk defa TBMM yerine halk tarafından seçilecek. İki turlu olarak öngörülen seçimlerde birinci tur 10 Ağustos Pazar günü gerçekleştirilecek. Bu turda geçerli oyların salt çoğunluğunu yani yüzde 50'sinden fazlasını alan aday Çankaya'ya çıkacak. Yarış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP lideri Selahattin Demirtaş arasında geçecek. 91 yılda cumhurbaşkanı seçimleri her zaman büyük önem taşıdı, bazı dönemler büyük krizler yaşandı. İlk cumhurbaşkanı 29 Ekim 1923'te yapılan seçimle belirlendi. Mustafa Kemal Atatürk (tek adaydı), Meclis oturumunda hazır bulunan 158 milletvekilinin oy birliğiyle (o zaman milletvekili sayısı 287 idi) cumhurbaşkanı oldu. Vefatına kadar 15 yıl görevine devam etti. 11 Kasım 1938'de 348 milletvekili, CHP grubunun adayı İsmet İnönü'yü oy birliğiyle Köşk'e gönderdi. İnönü 3 defa daha seçilerek toplamda 4 defa o koltukta kaldı.

'ADAY GÖSTEREMEZSİNİZ'

Tek partili hayata geçişin ardından CHP muhalefete düşünce Demokrat Parti (DP) Meclis Grubu, 20 Mayıs 1950 günü toplanarak Celal Bayar'ı Köşk'e aday gösterdi. Oy kullanan 453 üyenin 387'si Bayar'a 'evet' dedi. İsmet İnönü, ilk turda seçilen Bayar karşısında 64 oyla hezimete uğradı. Bayar, 2 dönem daha seçildikten sonra 27 Mayıs 1960 darbesiyle asker tarafından indirildi. Darbenin komutanı Cemal Gürsel, siyasi parti genel başkanları ve kuvvet komutanlarıyla yaptığı toplantıda, 'Partiler, cumhurbaşkanlığı için namzet göstermeyecek' dedi. Gürsel, 607 üyenin 434'ünün reyini alarak rakipsiz şekilde amacına ulaştı. Adalet Partisi Cumhuriyet Senatosu Samsun üyesi Ali Fuat Başgil aday olmak istedi fakat Milli Birlik Komitesi üyelerinin baskısı üzerine vazgeçti. Gürsel, sağlık sorunları sebebiyle 1966'da Köşk'e veda etti. Ordu, hem hükümete hem de muhalefet partilerine kendi adaylarının Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay olduğunu yazılı şekilde bildirdi. Adalet Partisi, darbecilerin içinde olmamakla birlikte sonradan onlara destek veren Sunay'ı doğal karşıladı. CHP, Sunay'a kendi adayı gözüyle baktığını, başka aday göstermeyeceğini kamuoyuna duyurdu. Sunay, 28 Mart 1966'da 650 üyeli TBMM'de 477 üyenin oyuyla cumhurbaşkanı seçildi.

28 Mart 1973'te görevi sona eren Cevdet Sunay, yeni cumhurbaşkanının kim olacağına ilişkin önce siyasi liderlerle sonra kuvvet komutanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler ve Başbakan Ferit Melen'le görüştü. 12 Mart 1971 muhtırasıyla hükümeti deviren Gürler, aday olmak amacıyla Genelkurmay Başkanlığı'nı bıraktı. Cumhurbaşkanı Sunay, 7 Mart'ta Gürler'i kontenjan senatörü olarak atadı. Ardından 3 Mart'ta seçim süreci başladı. 'Gürler'i seçmezseniz sizi tankla çiğneriz' tehditlerine pabuç bırakmayan Adalet Partisi ve Demokratik Parti, kendi adaylarını (Tekin Arıburun ve Ferruh Bozbeyli) gösterdi. CHP, katılmama kararı aldı. İlk 6 turda hiçbir aday gerekli oyu alamadı. Bunun üzerine Fahri Korutürk isminde anlaşıldı. Korutürk, 6 Nisan 1973'teki oturumda 365 oyla 6 Nisan 1980'e dek cumhurun başına geçti.

'UZLAŞMA' DAYATTILAR

12 Eylül'de yönetime el koyan Kenan Evren, 7 Kasım 1982'deki halk oylamasıyla onaylanan anayasa hükmü uyarınca cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu. Darbe sonrası 31 Ekim 1989'daki seçim, 1982 Anayasasına göre TBMM'de yapılan ilk seçimdi. ANAP'ın Meclis'teki sandalye sayısı yalnızca kendi oylarına dayanarak cumhurbaşkanı seçmeye yeterli olduğu için ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal, adaylığını ilan etti. Ancak ANAP'ın oylarının il genel meclisi seçimlerinde düşmesi (yüzde 21.8) sebebiyle hem siyasi partiler hem de kamuoyunun önemli bir kesimi, Özal'a karşı çıktı. Cumhurbaşkanının, seçmen çoğunluğuna dayanarak seçilebilmesi için partilerarası uzlaşmayla ile belirlenmesi gerektiği ileri sürüldü. 6 Kasım 1989'da görev süresi dolan Kenan Evren'in yerine üçüncü turda 285 milletvekilinden 263 oy alan Turgut Özal, 8. Cumhurbaşkanı seçildi. Aynı partiden aday olan parti içi muhaliflerden Fethi Çelikbaş, 14 oyda kaldı. Muhalefet ise, seçimi boykot ederek oylamaya katılmadı. İktidar ile muhalefet arasında gerilimin en üst düzeye çıktığı bu dönemin en önemli özelliği, seçimin yalnız bir partinin katılımı ile gerçekleşmiş olması ve meşruiyet tartışmalarına konu olmasıydı. 9 Kasım 1989'da göreve başlayan Turgut Özal'ın 17 Nisan 1993'te vefatı üzerine cumhurbaşkanlığı makamı boş kaldı.

SEZER İÇİN ŞAŞIRTAN MUTABAKAT

Yeni Köşk seçiminin 1. turu 8 Mayıs 1993'te gerçekleşti. DYP-SHP koalisyon hükümetinin Başbakanı Süleyman Demirel, ortağının ve MHP'nin de desteğiyle aday oldu. Demirel, 3. turda 244 oyla Çankaya'ya çıktı. Cumhuriyet tarihinde belki de gerilimin en az olduğu seçim süreci böylece geride kaldı. 16 Nisan 2000'de yeni bir süreç yaklaşırken Demirel'in yeniden seçilmesine imkan verecek Anayasa değişikliği (5+5) gündeme geldi. Anayasa'nın 101. maddesinde önerilen değişikliğin amacı, cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıla indirmek ve bir kimsenin iki defa seçilmesinin önünü açmaktı. DSP, MHP ve ANAP'ın gündeme getirdiği değişiklik önergesine, DYP'den de destek gelmesine rağmen Anayasa değişikliği için yeterli oy çokluğu sağlanamadı. Bunun üzerine ortak aday arayışına giren koalisyon ortakları, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in adaylığında uzlaştı. Doğru Yol Partisi ve Fazilet Partisi de buna destek verdi. Sezer, 3. tur oylamada 330 oyla alarak cumhurbaşkanı seçildi. Sezer, 1982 Anayasası döneminde Meclis dışından seçilen ilk liderdi.

'KARDEŞİM ABDULLAH GÜL'

Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin bitimine doğru halefi için adaylar açıklanmaya başladı. İktidar partisi AK Parti, Abdullah Gül'ü aday gösterdi. Aynı partiden Ankara milletvekili Ersönmez Yarbay da aday olduğunu açıkladı. Seçimden önce tartışılan konu ise, Meclis'in açılabilmesi için 367 milletvekilinin katılımına ihtiyaç olup olmadığıydı. Formülün arkasında isim, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu idi. İlk turda oturuma 361 milletvekili katıldı. Muhalefet '367 şart' dedi. Daha sonra seçime geçildi ve Abdullah Gül, 357 oy aldı ancak gerekli 367 oya ulaşamadı. İlk tur tamamlandıktan sonra Genelkurmay Başkanlığı, gece saat 23.27 Nisan Bildirisi'ni (e-muhtıra) yayınladı. Buna hükümetin karşılığı çok sertti. CHP, oylamanın iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla aynı gün Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme, itirazı kabul etti. Bunun üzerine seçimin ilk turunun 6 Mayıs'ta yenilenmesine karar verildi. Ancak oturuma 358 milletvekili katıldığından Gül adaylıktan çekildi ve süreç sonuçsuz kaldı. 22 Temmuz'da genel seçime gidildi.

Köşk seçimi genel seçimlerin sonrasına bırakıldı. Ardından Anayasa'da önemli değişiklikler yapıldı. 367 şartı kaldırıldı, cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıla indirildi ve halkın seçmesine karar verildi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Sezer, hem kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu hem de kanunu halk oylamasına sundu. Kanun, 21 Ekim 2007'deki halk oylamasında yüzde 68.95 oy oranıyla kabul edildi. Abdullah Gül, 28 Ağustos 2007'de üçüncü tur oylaması yapılan seçimde 448 oyun 339'unu alarak Sezer'in yerine geçti. Diğer bir tartışma konusu da Gül'ün görev süresiydi. Tartışma 19 Ocak 2012'de 6271 sayılı kanunla noktalandı. Kanunla Gül'ün görev süresi 7 yıl olarak belirlendi. Buna göre; Gül'ün görev süresi 28 Ağustos 2014'te bitecek.