İŞTE GEZİ BENZERLİKLERİ
Sözde zamları protesto eden kalabalıklar bir anda "mesele zamlar değil, rejim değişmeli" noktasına geldi.
Tıpkı Gezi'de olduğu gibi daha olaylar başlamadan ABD ve bölgede İran'a rakip olan ülkelerden "Yakında İran sokakları karışacak" şeklinde kehanetler geldi.
Facebook ve Twitter'ın yasak olduğu İran'da, göstericiler bir diğer sosyal ağ olan Telegram üzerinden yalan haberlere boğuldu. Gezi'de yaşandığı gibi "polisin göstericilere ateş açtığı" şeklinde yalan haberler hala yayılıyor.
Gezi olayları sırasında dünya basınının objektiflerine yansıyan 'simge kadın' benzeri kareler İran'dan da dünyaya servis edildi.
Batı basınında yüz binlerce kişinin sokaklarda olduğu haberleri yapılırken, bölgede bulunan gazetecilere göre sokağa çıkanların sayısı yüzlerle ifade edilecek şekilde. Aslında kalabalıkların büyük kısmının göstericileri merak eden halk ya da Tahran yönetimine destek verenler olduğu kaydedildi.
Bölgede bulunanlara göre göstericilere sürekli Telegram gibi ağlar üzerinden "kamu binalarına saldırmalıyız, devlet daireleri ele geçirilmeden bu iş olmaz" şeklinde olayların büyümesine neden olacak provo katif direktiflerin geliyor. İranlı yetkililer de yaşamını yitiren göstericilerden büyük kısmının kamu dairelerini yağmalaya çalıştığını açıkladı. 6 kişinin Kehderican'da karakoldan silah çalmaya çalışırken öldürüldüğü kaydedildi. Humeynşehir'de 11 ve 20 yaşlarında iki kişi ile bir Devrim Muhafızı askerinin av tüfeği ile öldürüldüğü açıklandı.
Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu daha sokaklar süt limanken hemen göstericileri destekleyen açıklamalar yayımladı.
Facebook, Twitter gibi sosyal ağlar üzerinden ise geçtiğimiz yıllarda diğer bölge ülkelerinde yapılan ve yüz binlerce kişinin katıldığı gösteriler sanki İran'da yapılıyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.
ABD BASINI 6 AY ÖNCE YAZMIŞTI: İRAN KARIŞTIRILACAK
İran'da yaşanan protestolar, akıllara 2 Haziran tarihinde New York Times gazetesinde yayımlanan bir yazıyı getirdi. CIA'nın İran masasının başına "Ayetullah Mike" ve "Kara Prens" lakaplı Mike d'Andrea isimli ajanın getirildiğini haber veren yazıda, "Trump, CIA'nın gizli operasyonlarıyla İran'da rejim değişikliği baskısı yapacağı" görüşüne yer verilmişti. Orta Doğu ülkelerinde yıllarca sahada istihbarat ajanlığı yapan d'Andrea, Müslüman oluşu ve Usame bin Ladin'i yakalama operasyonunu yönetmesiyle dikkat çekiyor. Basına hiçbir fotoğrafı sızdırılmayan ve yaptığı işler sır gibi saklanan Michael D'Andrea, daha önce Üsame bin Ladin'in yakalanma hikayesini anlatan Zero Dark Thirty filminde de canlandırılmıştı (üstte).
SABAH