Amerika'nın California eyaletinde yaşamını sürdüren Türk vatandaşı Osman Çelebi, YouTube'da İnsan kanalına konuştu. Koronavirüs salgınında, ölüm oranlarında Çin'i geride bırakan Amerika'da, salgın sürecinin nasıl başlayıp ilerlediğini anlatan Çelebi, ülkedeki sağlık sisteminin bu duruma hazırlıksız yakalandığını ve hastanelerde gençlere öncelik verildiğini anlattı.
Kişisel bilgilerinizden, mesleğinizden ve ABD'deki yaşamınızdan söz eder misiniz?
Merhaba. Öncelikle Amerika'dan, büyük Türk milletine sevgi ve saygılarımı sunuyorum. İsmim Osman Çelebi. California eyaletinin San Francisco şehrinden bu videoyu çekiyorum.
İlk vaka açıklandığında neler düşündünüz?
Öncesinde, salgın ciddiye alınmamıştı. İnsanlar gidiyor, alışverişlerini yapıyor, her şey normal ve olağan süreçte ilerliyordu. Ben de bu arada, İngilizce kursuna gidiyor ve işime devam ediyordum. Dolayısıyla bu süreci böyle yürütüyorduk. Bir gün, işin vehametini şöyle anlamaya başladık: Telefonlarımıza alarm gelmeye başlayınca, bu işin ciddiye alınması gerektiği kanaatine vardık. Markete gidip alışveriş yapmak istedik, çok kalabalıktı market… Kalabalıktan ötürü, temizlik malzemesi, temel ihtiyaçlarımızı alamadık. Oradan başka markete gittik, insanlar marketin alışveriş arabalarıyla dışarıda bekliyorlardı, oradan sosyal mesafeye dikkat ederek, içeriye belirli sayıda müşteri kabul ediyorlardı. Marketin kapısında, yaklaşık 150 metrelik bir sıra vardı.
Eve geldiğimizde, okulların geçici bir süre kapandığını öğrendik. Böylelikle, evde oturmamız gerektiğini, durumun çok ciddi olduğunu anladık. Hem yerel basın, hem görsel basından takip ettiğimiz kadarıyla da, vakaların ve ölümlerin artmaya başladığını, hem kendi bölgemizde, hem diğer bölgelerde görmeye başladık.
Salgının ilk günlerinde, panik havası hemen oluştu mu, yoksa, insanlar ilk etapta önemsemedi mi?
Marketlere, sabah 6'da 7'de gitmeye başladık, acaba bir şey bulabilir miyiz diye? Bu süreç 10 gün falan sürdü ama 10. günün sonunda marketlerde, ihtiyaçlarımızı tedarik edebilmeye başladık çünkü o panik havası gitmişti.
Hastaneler ne durumda? Ekipman veya doktor konusunda sıkıntılar yaşanıyor mu? Hastalara neye göre öncelik veriliyor?
Maalesef, burada sağlık sektörü çok hazırlıksız yakalandı ve vaka sayısında çok ciddi bir artış yaşanınca, haliyle altından kalkamadılar. Önceliği tabii ki, yaşlılara değil, gençlere vermeye başladılar, sürecin böyle ilerleyebileceğine kanaat getirdiler.
Evde nasıl zaman geçiriyorsunuz? İnsanların motivasyonları ne durumda?
Kitap okuduk, internet üzerinden filmler izlemeye başladık, olabildiğince işlerimizi evden yürütmeye başladık.
Dışarıda da insanlar kalmadı. Parklar, bahçeler bomboş kaldı. İnsanlar çok tedbirli davrandılar, sosyal mesafeyi korumaya ve maskesiz çıkmamaya başladılar. 15 gün önceki umursamazlık yoktu. Her gün Başkan Trump'ın televizyonda yaptığı açıklamalar, halka güven verdi.
Bu süreç zannediyorum ki, 20 Nisan veya Ramazan Ayı'nın başlangıcına kadar sürecek, sonrasında düşmeye başlayacaktır.
Koronavirüs hastalarının günbegün arttığı Türkiye'de birçok insan hala salgını önemsemiyor. Ne gibi uyarılar ve tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Lütfen, devlet büyüklerimizin, gerekli makamların söylemiş olduğu uyarılara dikkat edelim, maskemizi takalım. Bizim kültürümüzde kahvehaneler, çay ocakları olmazsa olmazdır. Bunlardan bir süre uzak duralım, biraz daha sabırlı olalım. Evlerimizde kalmaya devam edelim, kendimizi ve sevdiklerimizi düşünelim. Sevdiklerimize zarar vermemek adına evde kalalım.
Bu salgın süreci size ne öğretti? En çok neyin değerini anladınız?
Bu süreç bize evde de yaşanabileceğini ve sokakların kıymetini öğretti. Akraba eş-dost ziyaretlerinin önemini öğretti.