Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN) sözcüsü Muhammed el-Ammari yaptığı açıklamada, söz konusu anlaşmanın, kelimenin tam anlamıyla ihanet ve Filistin meselesine vurulmuş bir darbe olduğunu belirtti.
Normalleşme anlaşmasının 2002'de Beyrut'ta imzalanan Arap Barış Girişimi'ni çiğnediğini aktaran Ammari, bazı Arap ülkeleri ile Arap Birliği gibi bazı kurumların izlediği ihanet yolunun bir devamı niteliğinde olan bu kararı kınadıklarını belirtti.
FİLİSTİN YÖNETİMİNE ÇAĞRI
Arap Birliği'nin, söz konusu kararı kınamaya bile cüret edemediğini vurgulayan Ammari, Filistin yönetimine bu darbe ve ihanetlere aldırmama çağrısı yaptı.
Ülkedeki en büyük İslami eğilimli parti Barış Toplumu Hareketi yetkililerinden Faruk Tayfur ise anlaşmanın, İsrail'le hiçbir sınırı bulunmayan bir ülke tarafından gelen ihanet olduğunu kaydetti.
BAE'nin Filistinliler adına hareket etmek istediğine ve Arapların güvenliği ile Barış Girişimi'ne darbe indirdiğine işaret eden Tayfur, Barış Toplumu Hareketi'nin bu anlaşmayı kınadığını sözlerine ekledi.
Tayfur, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve tüm Arap parlamentolarını BAE'nin attığı bu adıma karşı çıkmaya çağırdı.
Cezayir'de Filistin meselesi konusunda iktidarla muhalefet arasında fikir birliği olduğuna değinen Tayfur, İsrail'le normalleşmenin suç olduğunu kaydetti.
"İSLAM ÜMMETİNE YAPILAN BİR İHANET"
Cezayirli vatandaş Ömer Şellabi ise söz konusu anlaşmanın İslam ümmetine yapılan bir ihanet olduğunu söyledi.
Söz konusu anlaşmanın Filistinlilerin sırtına saplanmış bir hançer olduğunu belirten Şellabi, Müslümanları ve Arap dünyasını bu karara karşı cephe almaya çağırdı.
Bir diğer Cezayirli Fatih Mübarek de Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'den, Filistin'e destek anlaşması imzalamasını istedi.
Mübarek, Arap ve İslam ülkelerinin, İsrail'in değil Filistinlilerin yanında yer alması gerektiğini ifade etti.