Suudi Arabistan Filistin meselesinin "adil" çözümünden yanaymış

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Filistin meselesinin "adil ve kapsamlı" çözümünden yana olduğunu belirtirken; İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında imzalanan anlaşmayla ilgiliyse açıklamada bulunmadı. BAE ve Bahreyn'in "normalleşme" anlaşması imzaladığı Netanyahu döneminde 3 bin 500'e yakın Filistinli katledildi.

Giriş Tarihi :16 Eylül 2020 , 11:12 Güncelleme Tarihi :16 Eylül 2020 , 11:22
Suudi Arabistan Filistin meselesinin adil çözümünden yanaymış

Suudi Arabistan haber ajansı SPA'da yer alan açıklamaya göre, Kral Selman bin Abdulaziz başkanlığındaki Bakanlar Kurulunda bölgede ve dünyadaki son gelişmeler ele alındı.

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan'ın, Filistin halkının yanında olduğu ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak şekilde Filistin meselesinin adil ve kapsamlı çözümünü hedefleyen tüm çabaları desteklediği vurgulandı.

Bakanlar Kurulu, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında dün imzalanan normalleşme anlaşmasıyla ilgili değerlendirmede bulunmadı.

ABD Başkanı Trump, dün Beyaz Saray'ın bahçesinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 7-8 ülkenin daha Tel Aviv'le ilişkilerini normalleştireceğini kaydetmişti.

Trump, Suudi Arabistan'ın bu ülkeler arasında olup olmadığı sorusuna, "Suudi Arabistan Kralı ile yeni görüştüm. Doğru zamanda da onların da buna katılacağını (İsrail'le ilişkilerini normalleştireceğini) düşünüyorum. Bu çok önemli bir anlaşma ve diğer ülkelerin de yakın zamanda buna katılacağına inanıyorum." yanıtını vermişti.

BAE VE BAHREYN'İN BARIŞTIĞI NETANYAHU DÖNEMİNDE 3 BİN 500'E YAKIN FİLİSTİNLİ KATLEDİLDİ
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in ilişkileri normalleştirme anlaşması imzaladığı Binyamin Netanyahu'nun başbakanlığı döneminde aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da olduğu 3 bin 500'e yakın Filistinli, İsrail güçlerinin saldırılarında şehit edildi, binlercesi yaralandı.

İsrail'in Filistin'e karşı uyguladığı baskı ve ihlallerin baş mimarlarından biri olarak gösterilen ve aşırı sağ görüşleriyle öne çıkan Netanyahu, İsrail ordusu tarafından abluka altındaki Gazze Şeridi'ne düzenlenen 2 kanlı saldırı sırasında başbakanlık görevini yürüttü.

Filistinliler açısından kabusa dönen ve hâlâ devam eden Netanyahu yönetimi oldukça kanlı geçti.

İsrailli insan hakları kuruluşu B'Tselem'in verilerine göre, Netanyahu'nun aralıksız olarak başbakanlık görevini yürüttüğü 2009'dan bu yana işgal altındaki Batı Şeria ile abluka altındaki Gazze'de 3 bin 500'e yakın Filistinli İsrail güçlerinin saldırılarında şehit oldu.

İsrail saldırılarında yaşamını yitiren Filistinlilerden 799'u çocuk, 342'si de kadın.

İKİ KEZ GAZZE'YE BÜYÜK ÇAPLI SALDIRI EMRİ VERDİ
Netanyahu dönemindeki İsrail saldırılarında en ağır bedeli Gazze Şeridi ödedi.

Yedi kez başbakanlık koltuğuna oturan Netanyahu, Gazze Şeridi'ne yönelik 2012'deki "Bulut Sütunu Operasyonu" ve 2014'teki "Koruyucu Hat Operasyonu" isimli saldırıların emrini veren kişi oldu.

Can kaybının yanı sıra Gazze'de büyük yıkımlara yol açan bu iki saldırı, son yıllarda İsrail'in Filistinlilere yönelik katliamlarında ön sıralarda yer alıyor.

B'Tselem'in verilerine göre, İsrail'in 2012'de Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 167 Filistinli yaşamını yitirdi.

2014 EN KANLI YILLARDAN BİRİ OLDU
Netanyahu'nun başbakanlığında İsrail'in 8 Temmuz'da Gazze'ye başlattığı saldırılar nedeniyle 2014, Filistin tarihindeki en kanlı yıllardan biri oldu

Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, İsrail ordusu 50 gün boyunca 6 bin hava saldırısının yanı sıra 50 bine yakın tank ve top atışıyla Gazze'yi vurdu.

İsrail'in saldırılarında 551'i çocuk, 299'u kadın olmak üzere 2 bin 251 Filistinli şehit oldu, 11 binden fazla kişi de yaralandı, 1500'den fazla çocuk da yetim kaldı.

Filistin makamları, özellikle hava saldırıları nedeniyle harabeye dönen şehirde 28 bin 366 evin zarar gördüğünü, bunlardan 3 bin 329'unun tamamen, 23 bin 445'inin kısmen yıkıldığını kaydetti.

Saldırılar nedeniyle altyapısı ağır hasar alan Gazze'de 65 bin Filistinli evsiz kaldı.

DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE KATLİAM
Gazze'ye düzenlenen en kanlı saldırılar arasında gösterilen 2012 ve 2014 saldırılarının emrini veren Netanyahu başbakanlığında İsrail güçleri 2018'de bölgede yeni bir katliama imza attı.

Gazze sınırında 30 Mart 2018'de başlayan ve aylarca süren "Büyük Dönüş Yürüyüşü" adı altında barışçıl gösterilerde, İsrail askerleri, Filistinlilere karşı gerçek mermi de dahil olmak üzere aşırı güç kullanımından geri durmadı.

Netanyahu yönetimi, Gazze Şeridi'ne 2006'dan bu yana kara, hava ve denizden uygulanan ablukanın kaldırılması ile topraklarından zorla sürülen Filistinli mültecilere geri dönüş hakkı verilmesi talebiyle sınırda düzenlenen barışçıl gösterilere dahi tahammül edemedi.

Yerel televizyonların canlı yayınlarla takip ettiği gösterilerde İsrail askerleri dünyanın gözü önünde Filistinlileri katletti.

Gazze'deki insan hakları örgütlerinden El Mezan'ın verilerine göre, gösterilerde 215 Filistinli İsrail askerleri tarafından şehit edilirken, binlerce Filistinli de yaralandı.

İsrail'in Gazze sınırındaki saldırılarında hayatını kaybedenlerin arasında 47 çocuk, 2 kadın, 4 sağlık çalışanı, 2 gazeteci ve 9 engelli de yer alıyor.

DOĞU KUDÜS'TE FİLİSTİNLİLERE AİT EVLERİN YIKIMI ARTTI
Netanyahu döneminde katliamların yanı sıra Filistinliler üzerindeki baskı da giderek arttı.

Özellikle işgal altındaki Doğu Kudüs'te İsrail yönetimi Filistinlilerin ev yapması için imar izni vermezken, bazı evleri de izinsiz inşa edildiği iddiasıyla yıkmaya devam ediyor.

B'Tselem'in raporuna göre, İsrail bu yıl Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait 30 evi "ruhsatsız" olduğu gerekçesiyle yıkarken, 59 ailede İsrail'in yıkım kararı nedeniyle yuvalarını kendi elleriyle yerle bir etmek zorunda kaldı. Bu yıkımlar nedeniyle 141'i çocuk olmak üzere 278 çocuk evsiz kaldı.

Filistinlilerin evlerini yıktıkları yetmezmiş gibi İsrail yönetimi yıkım masraflarını da söz konusu evlerin sahiplerinden alıyor.

Bu nedenle çoğu Filistinli aile, yıkım masrafı ödememek için yuvalarını kendileri yıkmak zorunda kalıyor.

Rapora göre, 2010'da Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait 23 ev yıkılmıştı. Bu da son yıllarda Doğu Kudüs'teki yıkımlarda yaşanan artışı gözler önüne seriyor.