Kovid-19 hastalarında tespit edilen "7F3" adı verilen antikorun bu açıdan riskli olduğuna işaret eden araştırmacılar, antikorun koronavirüse bağlandıktan sonra "Fc" adlı alımlayıcı molekül vasıtasıyla virüsün bağışıklık hücresi zarına nüfuz etmesine yardımcı olduğunu belirledi.
Her ne kadar antikorlar virüsle mücadele için üretilse de virüsün bazı durumlarda "çatal" biçimli molekülleri hücrelere tutunmak ve yayılmak için kullanabileceğini vurgulayan araştırmacılar, bu durumla daha çok vücuttaki antikor düzeyinin düşük olduğu hallerde karşılaşıldığını, antikor seviyesi yüksek olduğunda bağışıklık sisteminin genelde virüsü etkisizleştirmekte başarılı olduğunu kaydetti.
AŞI ÇALIŞMALARI İÇİN RİSK
Antikora bağlı çoğalma riskinin ilaç ve aşı geliştirme çabalarını zorlaştırabileceği uyarısında bulunan araştırmacılar, aşı geliştiricilerin aşı adaylarının 7F3 ve benzeri etkilere yol açabilecek antikorları üretip üretmediğine karşı hassas olması gerektiğini belirtti.
Araştırmacılar, Kovid-19'a karşı plazma nakli ve antikor kokteyli gibi tedavilerinin de benzer riskleri barındırabileceğini kaydetti.
ABD'DE ANTİKOR TEDAVİSİNİN KLİNİK DENEMELERİ DURDURULMUŞTU
Araştırmanın bulguları, ABD'de Kovid-19'a karşı bir antikor tedavisi geliştiren ilaç firması Eli Lilly'nin önceki gün yürüttüğü klinik denemeleri, "potansiyel güvenlik endişesi" nedeniyle durdurduğunu açıklamasının ardından geldi.
Kovid-19 virüsüne tepki olarak insan vücudunun ürettiği bağışıklık moleküllerinin kitlesel olarak üretilen taklitleri olan monoklonal antikorlar üzerine çalışma yürüten şirket, söz konusu güvenlik endişesine yol açan yan etki veya sebepler konusunda ise herhangi bir bilgi paylaşmamıştı.
Diğer bir Amerikan şirketi Johnson and Johnson (J&J) firması da aynı gün, bir katılımcının hastalanması nedeniyle Kovid-19 aşı adayının 3. aşama denemesine ara verdiğini duyurmuştu.