ASKERLER PARLAMENTODA!
Tunus parlamentosunda bulunan askerler, Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi ve beraberindeki bir grup milletvekilinin içeri girmesine izin vermedi.
Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi Lideri Gannuşi, Cumhurbaşkanı Kays Said'in Meclisin yetkilerini dondurma ve parlamento üyelerinin dokunulmazlıklarını askıya alma kararını duyurmasının ardından Meclis binasına geldi.
Yardımcısı ile diğer bir grup milletvekilinin eşliğinde Meclis kapısına gelen Gannuşi, kapıdaki askerlerden içeri girmelerine müsaade edilmesini istedi. Ancak Meclis kapısındaki askerler, Gannuşi ve beraberindeki milletvekillerine Cumhurbaşkanlığından aldıkları talimatlar dolayısıyla girişlerine izin veremeyeceklerini iletti.
Askerlerle burada kısa bir diyalog yaşayan Gannuşi, Meclise giriş yapmalarının engellenmesini kınadı ve tüm milletvekillerine sorumluluklarını yerine getirmeleri ve yetkilerini kullanmaları çağrısında bulundu.
ÖZGÜRLÜK TEHLİKE ALTINDA OLDUĞU MÜDDETÇE YAŞAMANIN BİR KIYMETİ YOKTUR
Tunus halkının özgürlükleri elinden alınarak saldırıya maruz kaldığını söyleyen Gannuşi, "Tunus halkı tiranlık dönemlerine dönmeyi kabul etmeyecektir. Özgürlük tehlike altında olduğu müddetçe yaşamanın bir kıymeti yoktur." dedi.
Gannuşi, askerlerce kapatılan Meclis binasının önünden Tunuslulara ve orduya Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı durma çağrısı yaptı.
4 GÜN ÖNCE TWEET ATMIŞ
Tunus'ta belirsizlik sürerken, darbenin Birleşik Arap Emirlikleri destekli olduğu iddialarını doğrulayacak bir ayrıntı ortaya çıktı. Dubai Emniyet Müdürlüğü Başkanı ve Korgeneral Dhahi Khalfan, Tunus'ta yaşanan darbeden dört gün önce yani 22 Temmuz'da, Müslüman Kardeşler'e atıfta bulunarak "İyi haberler, Kardeşliğe yeni bir güçlü darbe geliyor" paylaşımda bulunmuş.
FRANSIZLARI REDDEDİP TÜRKİYE İLE ANLAŞMA YAPMIŞTI
Tunus hükümetinin Fransızları reddedikten sonra Türkiye ile savunma sanayii anlaşması yapması, Paris'te büyük tepkiyle karşılanmıştı.
DARBENİN ARKASINDA KİM VAR?
A Haber canlı yayınına katılan A News Şef Editörü Felemez Doğan, Tunus'taki son durumu değerlendirdi.
Doğan, Tunus'taki siyasi durumun 20 yıl öncesi Türkiye'ye çok benzediğini belirterek, "Arap Baharı sonrası Gannuşi'nin Nahda Hareketi'nin seçilmesine rağmen Körfez ülkelerinin kışkırtmasıyla teyakkuz hali vardı. Arap Baharı'nın başarıya ulaştığı tek ülkeydi Tunus." dedi.
BAE VE SUUD MEDYASI
Yaklaşık 1 yıl önce parlamentoda sivil itaatsizlik eyleminin başladığını ve BAE ve Suud medyasının bu eyleme destek verdiğini belirten Doğan, "Ellerinde hiçbir kanıt olmamasına rağmen hükümeti yolsuzlukla suçladılar. Pandemi sonrası ekonomide birtakım sıkıntılar yaşanmaya başladı. Bu sıkıntıları yine yolsuzluklara bağlayan çevreler hükümeti istifaya çağırdı." ifadelerine yer verdi.
NASIL BAŞLADI?
Doğan, "Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Tunus Meclis Başkanı Raşit Gannuşi'yi arayarak askerin darbe yapacağını söylüyor. Gelen haberlere göre, Kays'a sadece bir kesim destek veriyor." diyerek sürecin nasıl başladığını açıkladı.
KAYS SAİD KİMDİR?
Kays'ın, Türkiye'de Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet Necdet Sezer profiline yakın olduğunu belirten Doğan, "63 yaşında, liberal ve sol kesime yakın bir anayasa hukukçu. Üniversitelerde eğitim vermiş siyasetle hiçbir ilgisi olmayan bir akademiysen. Ahmet Necdet Sezer gibi üzerinde uzlaşı sağlanan bir isim." ifadelerini kullandı.
DARBECİ HAFTER'DEN DARBEYE DESTEK
Libya'da gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Hafter'den Tunus'taki darbeye destek geldi. BAE destekli terör grubunun lideri, "Tunus, Müslüman Kardeşler'e karşı ayaklanmanın ardından gelişiminin önündeki en büyük engelden kurtuldu" açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE'DEN PEŞ PEŞE TEPKİLER
Dışişleri Bakanlığı'nca, "Tunus'ta Cumhuriyet Bayramı'nın kutlandığı 25 Temmuz 2021 tarihinde halkın iradesini temsil eden Meclis'in faaliyetlerinin askıya alınmasından derin endişe duyuyoruz" açıklaması yapıldı.
Bakanlıktan, Tunus'ta yaşanan gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, "Tunus'ta Cumhuriyet Bayramı'nın kutlandığı 25 Temmuz 2021 tarihinde halkın iradesini temsil eden Meclis'in faaliyetlerinin askıya alınmasından derin endişe duyuyoruz. Bölgede halkın beklentileri doğrultusunda yürütülen demokratik süreç bakımından örnek bir başarı öyküsü olan Tunus'un bu müstesna konumunun ve demokratik kazanımlarının korunması Tunus için olduğu kadar, bölge için de büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan, Tunus anayasasının hükümleri çerçevesinde demokratik meşruiyetin en kısa sürede yeniden tesis edilmesini temenni ediyoruz. Demokrasi yolunda bugüne kadar pek çok merhaleyi başarıyla aşan Tunus halkının, bu sınamanın da üstesinden geleceğine şüphe duymuyoruz. Türkiye, güçlü tarihi bağları bulunan Tunus'un ve kardeş Tunus halkının yanında yer almaya devam edecektir" denildi.
ŞENTOP: TUNUS HALKI, ANAYASAL DÜZENE VE HUKUKA SAHİP ÇIKACAKTIR
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Tunus'ta seçilmiş parlamentoyu ve milletvekillerini görev yapmaktan meneden kararları anayasal düzene karşı darbe olarak niteleyerek, "Tunus halkı, anayasal düzene ve hukuka sahip çıkacaktır." dedi.
Şentop, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in, Meclisin çalışmalarını dondurma ve başbakanı görevden alma kararlarına ilişkin, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Tunus'ta yaşananlar endişe vericidir; seçilmiş parlamentoyu ve milletvekillerini görev yapmaktan meneden kararlar, anayasal düzene karşı darbedir. Askeri/bürokratik darbe her yerde gayrimeşrudur; Tunus'ta da gayrimeşrudur. Tunus halkı, anayasal düzene ve hukuka sahip çıkacaktır." ifadesini kullandı.
ANTİDEMOKRATİK FAALİYETİN KARŞISINDAYIZ
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye olarak darbelere karşı olduklarını, darbelerin ülkeleri onlarca yıl geriye götüren gerici hareketler olduğunu belirterek, "Tunus'taki darbenin Tunus halkına zarar vereceğini görüyoruz. Türkiye olarak sonuna kadar bu antidemokratik faaliyetin karşısındayız." dedi.
Kurtulmuş, temaslarda bulunmak için geldiği Azerbaycan'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Tunus'ta dün akşam askeri darbe girişimi yaşandığını, çatışmaların sürdüğünü kaydetti.
Türkiye'nin bugüne kadar çok fazla darbeyle karşılaştığını vurgulayan Kurtulmuş, "Prensip olarak dünyanın her yerinde yapılan darbelere karşıyız çünkü darbeler, halkın özgür iradesini yok saymaktır." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE HER ZAMAN DARBELERE KARŞIDIR"
Kurtulmuş, darbelerin demokratik kurallar bakımından kabul edilemez olduğunun altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim coğrafyamızda, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da demokrasinin yeni yeni yeşermeye başladığı bir ortamda hiç kimsenin halkın demokrasi taleplerini yok saymaya ve bunları yok etmeye çalışmak gibi bir fiilin içerisinde olmaması gerekir. Şu anda detaylı bilgiler yok fakat ben prensip olarak söylüyorum. Türkiye'nin duruşu bellidir. Türkiye her zaman darbelere karşıdır.
Kimden gelirse gelsin, halk tarafından seçilmiş hangi meşru hükümete karşı yapılırsa yapılsın, hangi meşru parlamentoyu ortadan kaldırırsa kaldırsın darbelerin insanlık suçu olduğunu bilen bir milletiz. Darbelerin ülkeleri onlarca yıl geriye götüren gerici hareketler olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Tunus'taki darbenin Tunus halkına zarar vereceğini görüyoruz. Türkiye olarak sonuna kadar bu anti demokratik faaliyetin karşısındayız."
AK PARTİ'DEN TEPKİ
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Dost ve kardeş ülke Tunus'ta seçilmiş parlamentonun askıya alınması ve hükümetin görevden el çektirilmesi, siyasi meşruiyete yönelik bir darbedir" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter'daki hesabından yaptığı açıklamada, Tunus'taki gelişmeleri değerlendirdi. Çelik, "Dost ve kardeş ülke Tunus'ta seçilmiş parlamentonun askıya alınması ve hükümetin görevden el çektirilmesi, siyasi meşruiyete yönelik bir darbedir. Tunus Cumhurbaşkanının meşru olmayan bu girişiminin anayasal zemini bulunmamaktadır. Tunus halkının 2011 yılında gerçekleştirdiği demokratik devrim, dünya ve bölgemiz için değerli bir örnek teşkil etmektedir. Anayasal meşruiyet zemininde bu kazanımların korunması çok önemlidir. Tunus'ta anayasal düzenin Cumhurbaşkanı tarafından askıya alınması, meşru değildir. Kardeş Tunus halkına bu kötülüğü yapanlar kendi ülkelerine zarar veriyorlar. Tunus halkı, mevcut krizi birlik ve beraberlik içinde aşabilecek imkân ve tecrübeye sahiptir. Bu ancak anayasal düzene hemen geri dönülmesi ile mümkündür" dedi.
'TÜRKİYE, TUNUS HALKININ YANINDADIR'
Çelik, Tunus'ta halkın demokratik iradesini desteklediklerini vurgulayarak, "Demokratik süreçlerin askıya alınmasını reddediyoruz. Tunus halkının yüksek demokratik iradesine herkes saygı göstermelidir. Türkiye ile Tunus arasında, kökleri tarihe dayanan güçlü siyasi, ekonomik, kültürel ve insani bağlar bulunmaktadır. Türkiye, Tunus halkının yanındadır ve demokrasi mücadelesine saygı duymaktadır. Cumhurbaşkanımız her zaman kardeş Tunus halkının tümünün iyiliğini gözeten bir yaklaşımla Tunus'un demokratik kazanımlarına destek verdi. Cumhurbaşkanımız güçlü bir şekilde Tunus halkının demokratik mücadelesinden yana oldu. Tunus demokrasisini desteklemeye devam edeceğiz" ifadesini kullandı
HALK DESTEĞİ OLMAYAN GİRİŞİMLERİ KINIYORUZ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Dost ve kardeş Tunus'ta demokratik sürecin askıya alınmasını ve halkın demokratik iradesinin yok sayılmasını reddediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Twitter'daki hesabından, Tunus'ta yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Kalın, "Dost ve kardeş Tunus'ta demokratik sürecin askıya alınmasını ve halkın demokratik iradesinin yok sayılmasını reddediyoruz. Anayasal meşruiyeti ve halk desteği olmayan girişimleri kınıyoruz. Tunus demokrasisinin bu süreçten güçlenerek çıkacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Tunus'ta yaşanan son gelişmelerden endişe duyduklarını, ülkede demokrasinin bir an önce yeniden tesis edilmesi gerektiğine inandıklarını belirtti.
Altun, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye Cumhuriyeti'nin, her zaman ve her yerde demokrasinin ve milli iradenin tarafında olduğunu vurguladı.
Milletin geçmişte, iktidarın seçimle alınıp verilmemesi nedeniyle büyük acılar çektiğini anımsatan Altun, "Bu nedenle Tunus'ta yaşanan son gelişmelerden endişe duyuyor, demokrasinin bir an önce yeniden tesis edilmesi gerektiğine inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin kamu yayıncıları Anadolu Ajansı ve TRT'nin, Tunus'ta yaşanan gelişmeleri ilk andan itibaren dünyaya duyurduğunu belirten Altun, doğru ve güvenilir haberlerin, Anadolu Ajansı ve TRT World hesaplarından takip edilebileceğini kaydetti.
TÜRKİYE'DEN MEŞRU HÜKÜMETE TAM DESTEK
Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Said'in askerlerle birlikte darbe yapıp Tunus meclisini askıya almasına baro ve sivil toplum kuruluşlarından da büyük tepki geldi. Sabah'ın haberine göre İstanbul 2 Nolu Barosu'ndan yapılan açıklamada, meclisin askıya alınmasının Tunus anayasasına aykırı olduğu belirtilerek uluslararası camianın da bu darbenin karşısında konum alması gerektiği ifade edildi. UMED Uluslararası Medya Enformasyon Derneği Başkanı Aslan Değirmenci de darbeye tepki göstererek, "Bütün darbeciler zelil bir ölüme mahkûmdur" dedi.
Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Said'in hukuku ayaklar altına alarak askerin desteği ile meclisi feshetmesine Türkiye'deki hukukçulardan ve sivil toplum kuruluşlarından büyük tepki geldi. İstanbul 2 Nolu Barosu yaptığı açıklamada darbe girişiminin hiçbir şekilde hukuki bir dayanağı olmadığına vurgu yapılarak Tunus'ta anayasasının açık şekilde çiğnendiği ifade edildi. İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Avukat Yasin Şamlı da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Meclis başkanının meclise girişinin kolluk güçleri tarafından engellenmesi girişimlerini kınıyoruz" ifadelerini kullandı. UMED Uluslararası Medya Enformasyon Derneği Başkanı Aslan Değirmenci ise "Post modern darbeciler dâhil, bütün darbeciler zelil bir ölüme mahkûmdur" dedi.
İSTANBUL 2 NOLU BAROSU'NDAN DARBECİLERE SERT TEPKİ
İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Avukat Yasin Şamlı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Tunus meclis başkanı tarafından darbe olarak nitelendirilen; Tunus Anayasasının 80 maddesine ve hukuka açıkça aykırı olarak meclisin askıya alınması, başbakanın görevden alınması, meclis başkanının meclise girişinin kolluk güçleri tarafından engellenmesi girişimlerini kınıyoruz" dedi. İstanbul 2 Nolu Barosu da resmi bir açıklama yaparak Tunus'taki darbeyi kınadı. Girişimin hiçbir şekilde hukuki bir temele dayanmadığının belirtiği açıklamada, hukuki meşruiyetin savunulması ve korunması gerektiği ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul 2 Nolu Barosu olarak nerede ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, milli iradeye karşı yapılan her türlü darbenin karşısında olacağız. Tunus Cumhurbaşkanı tarafından askerden destek alınarak yapılan uygulamalar hem gerekçeleri hem de uygulanma şekli bakımından Tunus Anayasası'nın 80. maddesine aykırıdır. Tunus Anayasasının "Cumhurbaşkanı, devletin çarklarının normal işleyişini mümkün kılmayan, milletin varlığını, ülke güvenliğini veya bağımsızlığını tehdit eden yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bu istisnai durumun gerektirdiği tedbirleri, başbakan ile meclis başkanına danışarak ve anayasa mahkemesi başkanını bilgilendirerek alabilir. Bu tedbirleri de halka açıklar. Bu tedbirler, devletin çarklarının bir an önce normal işleyişine dönmesini sağlamayı amaçlamalıdır. Ayrıca meclisin bu süre boyunca daimî oturumda olduğu kabul edilmektedir. Bu durumda cumhurbaşkanı, meclisi feshedemez ve hükümete karşı gensoru önergesi veremez..." açık ve emredici hükmü, cumhurbaşkanı tarafından açıkça ihlal edilmiştir. Zira başbakan ve meclis başkanının görüşleri alınmamış, Anayasa Mahkemesi Başkanına bilgi verilmemiştir. Tunus Cumhurbaşkanı tam aksine anayasaya aykırı uygulaması ile başbakanı görevden almış, meclis başkanının görev yapmasını fiilen engellemiştir. Her halükârda bu madde kapsamında bir tedbire başvurulması durumunda meclisin daimî oturumda olduğu kabul edilmektedir. Cumhurbaşkanı'nın, meclis faaliyetlerini geçici de olsa askıya alma yetkisi bulunmamaktadır. Meclisin askıya alınması Tunus Anayasası'na açıkça aykırıdır. Meclis başkanının meclise girişinin kolluk kuvvetlerince engellenmesi gibi uygulamalar ise hukuk güvenliği açısından kaygı vericidir. Halk iradesini yok sayan bu uygulamaların tepkilere yol açması ve iç çatışmalara dönüşmesi tehlikesi bulunmaktadır. Tunus halkının anayasal düzene ve hukuki meşruiyete sahip çıkacağını, milli iradeye aykırı girişimlerin arkasındaki güçleri göreceğini ve bir iç çatışmaya fırsat vermeyeceğini umuyoruz.
Tunus halkının birbirine düşürülüp kardeş kanı dökülmesinin önüne geçilmesi için uluslararası camianın ve sorumluluk sahibi herkesin darbe niteliğindeki bu eylemlerin karşısında yer alması gerekir"
"BÜTÜN DARBECİLER ZELİL BİR ÖLÜME MAHKÛMDUR"
UMED Uluslararası Medya Enformasyon Derneği Başkanı Aslan Değirmenci, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Post modern darbeciler dâhil, bütün darbeciler zelil bir ölüme mahkûmdur… Tunus'ta İzzeti tercih edenler kazanacak! Ama bugün ama yarın zafer, onurlu bir direniş gösterenlerin olacak. Merhum Nuri Pakdil'in de dediği gibi, "İhtiyacımız olan esaslı ve soylu bir öfke" dedi.
"TUNUS HALKININ YANINDA DARBECİLERİN KARŞISINDAYIZ"
15 Temmuz Derneği de Tunus'taki darbe girişimini kınayan bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "Tunus'ta milletin iradesini yansıtan parlamentonun askıya alınması ve hükümetin görevden çektirilmesi açık bir darbedir. Dünyanın neresinde olursa olsun tüm darbelere ve darbecilere karşı tavrımız nettir. Darbeye karşı Tunus halkının yanında, darbecilerin karşısındayız" denildi.
LİBYA'DAN TUNUS CUMHURBAŞKANI SAİD'İN KARARLARINA TEPKİ
Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Said'in meclisin çalışmalarını dondurma ve başbakanı görevden alma kararlarına tepki gösterdi.
Mişri, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, "Seçilmiş organlara yönelik darbeleri ve demokratik yolların feshedilmesini reddediyoruz." ifadelerini kullandı.
Libya'da ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'in yönetimi ele geçirmek için darbe girişiminde bulunmasını, "14 Şubat 2014 Hafter darbesi" ifadesiyle hatırlatan Mişri, Tunus'taki gelişmeyi bununla kıyaslayarak, "25 Temmuz 2021 Kays darbesi" nitelendirmesini yaptı.
Mişri, açıklamasının devamında, "Bu gece düne ne kadar benziyor." değerlendirmesinde bulundu.