Oy kullanma işlemi Fransa'nın ana kara topraklarında, yerel saatle 08.00'da başladı ve 19.00'da sona erdi. Büyük kentlerde ise saat 20.00'a kadar oy kullanma hakkı tanındı.
Araştırma şirketleri sandıkların kapanmasından itibaren 12 adayın yarışacağı seçimin tahmini sonuçlarını vermeye başladı.
Kamu yayıncısı France Info, Le Monde ve France 24'ün hazırlattığı sandık çıkışı anketine göre hiçbir aday, cumhurbaşkanı seçilebilmek için ilk turda gerekli yüzde 50 salt çoğunluğu elde edemedi.
MACRON VE AŞIRI SAĞCI MARİNE LE PEN İKİNCİ TURA KALDI
Gelen son dakika haberine göre Fransa'da cumhurbaşkanı seçiminin ilk turu sandık çıkış anketlerine göre, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve aşırı sağcı Marine Le Pen ikinci tura kaldı.
OYLAMADA SON DURUM
Mevcut Cumhurbaşkanı Macron: Yüzde 28,1
Aşırı sağcı Marine Le Pen: 23,3
Seçimi kazanan aday 13 Mayıs'a kadar cumhurbaşkanlığı görevini devralacak.
Aşırı solcu aday Jean-Luc Melenchon yüzde 20,1, aşırı sağcı Eric Zemmour yüzde 7,2 ve merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisinin adayı Valerie Pecresse yüzde 5 oy aldı.
Yeşiller Partisinin Başkanı ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Yannick Jadot yüzde 4,4 ve Sosyalist Partisinin (PS) adayı Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo da yüzde 2,1 oyda kaldı.
24 NİSAN'DA İKİNCİ TUR OYLAMASI YAPILACAK
İlk turda ilk iki sırayı alan Macron ve Le Pen, 24 Nisan'da düzenlenecek ikinci tur oylamada yarışacak.
İlk tur seçimin resmi sonuçları Anayasa Mahkemesi tarafından 13 Nisan'da açıklanacak.
İkinci turda kazanan aday, 13 Mayıs'a kadar görevini devralacak.
Macron ve Le Pen, 2017'de de cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunu ilk iki sırada bitiren adaylar olmuştu.
İkinci turda yüzde 66,1 oy alan Macron cumhurbaşkanı seçilmişti.
Grafiğin büyük halini görmek için üzerine tıklayınız...
Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dakika dakika yaşananlar...
ADAYLARDA İSLAM KARŞITLIĞI ÖN PLANA ÇIKIYOR
Adaylar arasında Cumhurbaşkanı Macron, merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisinin (LR) adayı Valerie Pecresse, aşırı sağcı Marine Le Pen, "ırkçı" görüşleriyle bilinen aşırı sağcı Eric Zemmour ve aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa Hareketinin lideri Jean-Luc Melenchon'un isimleri öne çıkıyor.
Fransa'nın şu an halihazırda lideri Macron, İslam karşıtlığı eylemleriyle biliniyor. 2017'de öne çıkardığı liberal politikalarla cumhurbaşkanı görevine seçilen Macron'un popülaritesi, dünya gündeminde de yankı uyandıran sarı yelekliler hareketi ile ekonomik ve toplumsal sorunlar nedeniyle düştü.
MACRON İSLAM KARŞITLIĞINI YASALAŞTIRDI
Buna karşın seçimi kazanmak için sağ ve aşırı sağ siyasetçilerin etkisiyle "popülist" politikalara yöneldiği değerlendirilen Macron, "ayrılıkçı" olarak bilinen yasayı çıkardı ve "Fransa İslamı" projesi kapsamında birçok uygulamayı yürürlüğe soktu. Uzmanlar, Macron'un ve hükümetin bu uygulamalarla İslam karşıtlığını yasallaştırdığına vurgu yapıyor.
Macron, uluslararası toplum, sivil toplum kuruluşları, insan hakları savunucuları tarafından ülkede Müslümanlara karşı zulüm ortamı oluşturmak, İslamofobiyi kurumsallaştırmak ve ayrımcılıkla suçlanıyor.
"İslamofobi, Müslümanlara karşı nefret ya da inanç tartışmalarıyla ilgili bir mesele değil. İslamofobi aslında Müslümanlıkla bağdaşan davranışlar sergileyenleri hedef alan bir ırkçılık türüdür. İslamofobi sadece sokaklarda tek tek şahısların Müslümanlara yaptıkları saldırılar şeklinde değil, kurumlar tarafından uygulanan ayrımcılıklar olarak da karşımıza çıkar."
Fransa'daki İslamofobi'yi ele alan Sayyid, "İslamofobi'nin bu kadar yaygınlaşması, sadece 6 milyon Müslümanın hayatını tehlikeye atmıyor, asıl tehdit Fransa gibi yerleşik bir liberal demokraside bunun yıllardır teşvik ediliyor olması. Bu da İslamofobi'nin sadece askeri diktatörlükler, totaliter rejimler, yerleşimci-koloniler ve despotlar ile ilişkili olmadığını gösteriyor." sözlerine yer vermişti.
İSLAMOFOBİK ADIMLAR SEÇİM TAKTİĞİ
Nitekim Fransa, İslamofobik bir adım daha atarak Avrupa Birliği içerisindeki en kalabalık Müslüman nüfusu yönetmek için yeni bir kurum oluşturmaya hazırlanıyor: Fransa İslamı Forumu (FORIF). Paris yönetiminin seçtiği kişilerden oluşan bu forum, Müslüman toplumunu temsil etmekten ziyade Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, İslam'ı Fransa'nın kendisine göre şekillendirebilmesine yardımcı olmak için oluşturuluyor.
Yapılan değerlendirmeler İslamofobik adımların seçimle alakası olmadığını söylüyor. Birçok analist Macron'un İslamofobik adımlarının birer seçim taktiği olduğunu ifade ediyor. Ancak bu görüş, ülkede İslamofobi'nin seçimler öncesi haline geri gelmediğini, aksine her bir seçim kampanyasından sonra İslamofobik politikaların daha çok kanıksandığını ve daha kötü bir aşamaya gelindiğini gözden kaçırıyor. Bunun sonucunda ise İslamofobi, sağcı partilerin uhdesinde olmakla kalmayıp, Fransa devleti ve toplumunun geniş kesimlerinde benimsenen bir tutum haline geliyor.
İslamofobi'nin nasıl normalleştirildiğine dair birçok örnek mevcut. Müslüman insanlara karşı polisin uyguladığı aşırı şiddet, İslamofobi ile mücadele etmek isteyen derneklerin kapatılması, Müslümanların işe alınmaması, bir resmi durumda önlerine pek çok engel konuşması bunlardan yalnızca bir kaçı.
YÜZDE 16 ARTIŞ VAR
Fransa'nın bu tavrının elbette ki küresel bazda da etkileri var. İslamofobi, tüm dünyada giderek yaygınlaşıyor. Dünya çapındaki aşırı milliyetçi rejimler, giderek daha sık İslamofobik bir dil kullanmaya başladı. İslamofobi'nin bu şekilde ana akım bir hareket haline gelmesi, İslamofobların ayrımcı faaliyetlerini daha kolay meşrulaştırabilmelerine neden oluyor.
İslamofobinin yanı sıra Fransa, ırkçılığı ile de biliniyor. Fransa'da geçen yıl kaydedilen 12 bin 500 ırkçı, yabancı düşmanı ve din karşıtı suçtan 6 bin 300'ünün yüksek ve orta seviyede suç kategorisine girdiği, 2020'ye kıyasla yüzde 16 artış olduğu bildirildi.
GÖSTERİLERE KONU OLDU
Ancak halkın bir kesimi elbette ki eşitlik ve adalet için çaba sarf ediyor. Geçtiğimiz ay Paris'te büyük bir gösteri düzenlendi. Eylemde yabancı oldukları için sosyal yardımlardan faydalanamadıklarını iddia eden göstericiler, ülkede ırkçılığın her geçen gün arttığını ileri sürdü. Gösteride "Dayanışma içinde daha adil toplum" sloganları atan eylemciler, ırkçı ve İslam karşıtı söylemleriyle bilinen cumhurbaşkanı adayı Eric Zemmour ile Marine Le Pen'in Fransa'yı yönetmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.
MEVCUT CUMHURBAŞKANI MACRON
2017'de öne çıkardığı liberal politikalarla cumhurbaşkanı görevine seçilen Macron'un popülaritesi, dünya gündeminde de yankı uyandıran sarı yelekliler hareketi ile ekonomik ve toplumsal sorunlar nedeniyle düştü.
Kovid-19 salgını döneminde ekonomik sıkıntılara yönelik eleştirilerin odağını değiştirmek için Müslümanları hedef alan bir yasayı gündeme getiren Macron, uluslararası toplum, sivil toplum kuruluşları, insan hakları savunucuları tarafından ülkede Müslümanlara karşı zulüm ortamı oluşturmak, İslamofobiyi kurumsallaştırmak ve ayrımcılıkla suçlandı.
Anketler, seçimin ikinci turunun Macron ve aşırı sağcı adaylardan biri olan Le Pen'in arasında geçeceğini gösteriyor.
MARİNE LE PEN
Aşırı sağcı Fransız politikacı Marine Le Pen, Türkiye'nin NATO üyeliğinin sorgulanması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Akdeniz'de yaşanan olay sonrası Ankara hükümetine karşı sert duruşunu desteklediğini söylemişti.
İslam ve göçmen karşıtlığıyla da dikkat çeken Ulusal Birlik lideri Le Pen, kamusal alanda Başörtüsü yasağı getireceğini söylemişti. Fransız RTL radyosuna konuşan Marine Le Pen, "Kamusal alanda başörtüsü takanlar, ehliyet kemeri takmayan sürücüler gibi cezalandırılacak. Bunun için de polislere iş düşecek" diye konuşmuştu.
Le Pen'in aşırı sağcı partisi 2014 seçimlerinde bir Rus bankasından 9 milyon Euro kredi çektiği biliniyor. Aşırı sağcı lider, Macron'un söylemlerinin "saldırganlaşmasının" Cumhurbaşkanı'nın paniklemeye başladığı anlamına geldiğini söyleyerek, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesini kınadığını belirtmişti.