Daha önce de iki kez aynı şeyi yapan ve gözaltına alınan Wagensveld'e bu kez müdahale bile edilmedi.
A Haber canlı yayınında alçak saldırıya müdahale etmeyen ve izin veren hükümetlerin ve kolluk kuvvetlerinin de olaydan sorumlu olduğunu belirten SETA Araştırmacısı Dr. Yenal Göksun, "Bu saldırılar yeni değil. Ancak Türkiye Büyükelçiliği'nin önünde gerçekleştirilmesi İslam karşıtlığı ve Türk karşıtlığı nedeniyle dikkat çekiyor. Bu durum Batı'nın Türkiye'de seçimlere angaje olacağının emareleri aslında. Bu aşağılık eylem bireysel bir eylem gibi gözüküyor ama aslında esas sıkıntı bunun polis koruması altında gerçekleştirilmesi. Burada devlet korumasının ön plana çıktığını görüyoruz. Biz burada antisiyonist bir eylemin burada gerçekleştirilemeyeceğini, kollluk kuvvetlerinin buna müdahale edeceğini bilyoruz. Bu eylemin de ondan hiçbir farkı yok hatta daha kötü doğrudan kutsal kitabı alan aşağılık bir eylem. Evrensel insan haklarına karşı suç teşkil ediyor." dedi.
Aşırı sağın son yıllar içerisinde yükselişe geçtiğini belirten Göksun, "İtalya ve Fransa'da Türkiye karşıtı, göçmen karşıtı söylemlere şahit olduk. Bunlar artık popüler hala geldi. Siyasetçiler kamuoyundan destek alabilmek için Avrupa'nın kriz içerisinde olduğu bir dönemde bu tür politikalarla kitleleri daha kolay kontrol edebilecekleri görüşüne sahip olabiliyor. Burada seçimler öncesi Türkiye ile tansiyonun yükseltilmeye çalışıldığını görüyoruz. Türkiye'nin vereceği karşılık tepki çok önemli." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan'ı hedef alan terör eylemleri ve çirkin saldırıların Türkiye'deki seçimler öncesi yapılmasının tesadüf olmadığını belirte Göksun, "Batı, Türkiye'deki seçimlere etki etmek istiyor. Kapaklara baktığımızda hepsinde İslam karşıtlığı ve nefret söylemi olduğunu görüyoruz. Bunu gören Türk seçmen öncelikle diyor ki, "Batı halen bize karşı ayrımcı bir dil kullanıyor Batı'ya güvenilmez dolayısıyla biz Batı'ya karşı güçlü Türkiye'yi destekleyen liderin arkasında olacağız" böyle bir etkisi var. İkinci etki daha karmaşık. Burada sürekli Batı ile kavga halinde bir Türkiye resmi çizilmeye çalışıyor. Türkiye ne kadar eşit bir ilişki kurmaya çalışsa da Batı Türkiye'yi sürekli ötekileştiren nefre söylemiyle besleyen hatta Türkiye'yi şiddet yanlısı gösteren bir propaganda malzemesi olarak kullanıldığını görüyoruz." şeklinde konuştu.
UZMAN İSİM BATI'NIN KİRLİ MANŞETLERİNİ DEŞİFRE ETTİ: "HEDEF SEÇMEN DAVRANIŞLARI" | VİDEO İZLE
HEDEF SEÇMEN DAVRANIŞLARI
Batı'nın sürekli olarak bir düşman ve korku ürettiğine dikkat çeken Göksun, "Mesela soğuk savaş döneminde bu komünistlerdi 11 Eylül'den sonra Müslümanlar oldu daha sonra da son 10 yılda göçmenler birer düşman olarak inşa edilmişi durumda. Batı'nın Türkiye'ye karşı söylemi aslında korku üretme. Geçmişten bugüne baktığımız AK Parti dönemiyle birlikte daha yoğun ve komplike bir şekilde tanımladıkları bir propaganda süreci var. "Türkiye İran olacak dediler". "siyasal İslam" son olarak da "diktatörlük", "sultanlık" diyorlar. Bu şekilde seçmeni Erdoğan'a oy vermemek için yönlendirmeye çalışıyor. Önümüzdeki 4-5 ay içinde daha yaygın bir biçimde göreceğiz." dedi.
HZ. MUHAMMED'E HAKARET ETMİŞTİ
54 yaşında Wagensveld, geçtiğimiz aylarda megafon kullanarak Hz. Muhammed'e hakaret etmiş, polis tarafından gözaltına alınmıştı. Polisin hazırladığı dosyaya göre, bunun Müslüman topluluğuna bir hakaret olarak kabul edilebileceği aktarılmıştı. Dosya incelendikten sonra Wagensveld, herhangi bir suç işlemediği gerekçesiyle serbest bırakılmış ve yargılanmamıştı.