Hersh, makalesinde, "Beyaz Saray halen görevin tamamen Amerika'ya ait bir olay olduğunu ve Pakistan ordusunun üst düzey generallerinin ve İstihbarat Servisleri Ajansı'nın (ISI) operasyona ilişkin önceden bilgilendirilmediğini belirtmeye devam ediyor" ifadesini kullandı.
ABD istihbaratından emekli bir kişinin verdiği bilgiye dayanan Hersh, Bin Ladin'in "çatışma sırasında öldürüldüğü" bilgisinin de doğru olmadığına, Bin Ladin'le çatışmaya girilmediğine işaret etti.
Bin Ladin'in aslında canlı ele geçirilmesinin amaçlandığı açıklamasının da doğru olmadığını yazan Hersh, Pakistan istihbarat servisi çalışanlarının, operasyon öncesi Bin Ladin'in bulunduğu bölgeyi terk ettiğini ileri sürdü.
Bin Ladin'in cenazesinin, Beyaz Saray kaynaklarının belirttiği gibi İslami kurallara göre defnedildiği ve denize atıldığı iddialarının doğru olmadığını savunan Hersh, başından da vurulan Bin Ladin'in cesedine ait parçaların ceset torbasına koyulduğunu ve Afganistan'ın Celalabad kentine giden bir helikopterden Hindikuş dağlarının üzerinde atıldığını yazdı.
Adını ilk kez 1969'da, Vietnam'da ABD'nin 500 köylüyü öldürdüğü Mai Lai katliamını haberleştirip Amerikan yönetiminin katliamı nasıl örtbas ettiğini ortaya koyarak duyuran Hersh, 1970'de Amerikan gazeteciliğinin en prestijli ödülü kabul edilen Pulitzer'e layık görülmüştü.