Sistemindeki aksaklıklar ve fahiş ücretlerle sık sık gündeme gelen ve seçim kampanyalarına konu olan ABD sağlık sistemi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında bir kez daha sınıfta kaldı.
Sağlık sisteminin en çok eleştirildiği ülkelerden ABD'de, Kovid-19 salgınıyla mücadeleye yönelik önlemlerde yaşanan sıkıntılar gündeme damga vurdu.
Başkan Donald Trump, salgına karşı tüm önlemleri aldıklarını ve ABD'liler için virüs riskinin düşük olduğunu savunsa da verilere ve projeksiyonlara bakıldığında ülkenin çok daha ileri bir senaryoyla karşı karşıya kaldığı görülüyor.
John Hopkins Üniversitesinin derlediği verilere göre, ABD'de şu ana kadar Kovid-19 vaka sayısı 3 bin 642'ye, virüs kaynaklı ölüm sayısı ise 68'e ulaştı. Virüs tespit edilip iyileşen kişi sayısı ise 12.
Kovid-19 gibi tüm dünyayı etkisi altına alan bir salgında, güçlü bir ülkenin neden başarısız olduğunu anlamak için öncelikle sağlık sistemindeki ücret hizmet dengesine bakmak gerekiyor.
PAHALI AMA YETERSİZ HİZMET
Sağlık alanında araştırmalar yapan kuruluşların çalışmaları, Amerikan halkının sağlık hizmetleri için yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalırken, aynı düzeyde kaliteli hizmet alamadığını ortaya koyuyor.
Merkezi New York'ta bulunan bağımsız araştırma enstitüsü Commonwealth Fund'ın raporuna göre, ABD sağlık hizmetlerine yönelik yapılan harcamalarda 11 gelişmiş ülke arasında ilk sırada yer alırken, beklenen yaşam süresinde listenin en sonunda yer alıyor.
- Bir kişinin yıllık sağlık harcaması 10 bin dolardan fazla
Rapora göre, ABD'nin gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 16,9'unu sağlık hizmetlerine ayırması ve bu oranın OECD ortalamasının neredeyse iki katı olması dikkati çekiyor.
Ülkede sağlık hizmetleri için yılda kişi başına ödenen tutar 10 bin 207 doları buluyor. ABD'nin kişi başına yıllık sağlık faturasının, raporda yer alan ülkelerden bazılarının sağlık harcamalarını neredeyse üçe katladığı göze çarpıyor.
Sağlık alanında yapılan tüm bu harcamalara karşın ABD, beklenen yaşam süresinde 78,6 yıl ile 11 gelişmiş ülkenin en alt sırasında yer alıyor ve 80,7 yıl olan OECD ortalamasının da altında kalıyor.
AZ VE PAHALI TEST KİTLERİ
Özellikle Kovid-19 test kitlerinin piyasada ülke nüfusuna kıyasla çok daha az olması ve mevcut testlerin pahalılığı, Kovid-19 vakalarının ülkede ulaştığı nokta konusunda yeterince bilgi vermede eksik kalıyor.
Kovid-19 salgınında Amerikan sağlık sistemi zorlu bir sınavdan geçerken, ülkede yeterli test kiti olmadığına dair endişeler bulunuyor. Amerikalıların Kovid-19 testi yaptırmasının önündeki bir diğer engelin ise testlerin maliyeti olduğu ifade ediliyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) verilerine göre, ilk Kovid-19 testinin 18 Ocak'ta bir CDC merkezinde 4 kişiye yapıldığı belirtiliyor. 6 Şubat'tan itibaren ise halk sağlığı laboratuvarlarında da Kovid-19 testlerinin yapılmaya başlandığı biliniyor.
Test kitlerinin başlıca üreticisi konumundaki Roche'un CEO'su Paul Brown, şu anda piyasa da 400 bin test kiti olduğunu söylese de CDC verilerine bakıldığında 327 milyon nüfusu olan ABD'de 18 Ocak- 12 Mart tarihlerinde yalnızca 22 bin 713 kişinin virüs testi yaptırabildiği görülüyor.
MALİYET KORKUSU VİRÜS ENDİŞESİNİN ÖNÜNE GEÇİYOR
Bir Kovid-19 testinin maliyetinin ne kadar olduğu, testin hangi laboratuvarda yapıldığına ve kişinin sağlık sigortasının kapsamına göre farklılık gösteriyor.
ABD Nüfus İdaresinin son verilerine göre, 328,2 milyon nüfusa sahip ülkede halkın yüzde 9,4'ünün sağlık sigortası bulunmuyor.
CDC, eyalet ve şehirlerin halk sağlığı laboratuvarlarında bu testler için ücret alınmazken, özel merkezlerde bu işlem için yüksek fiyatlar istenebiliyor.
Sağlık masraflarına ilişkin araştırmalar yapan Fair Health'in tahminlerine göre, Kovid-19 ile ilgili işlemlerin maliyeti 440 dolardan başlayıp 1150 dolara kadar ulaşabilir. ABD medyasında yer alan bazı haberlere göre ise Kovid-19 şüphesiyle hastaneye başvuran kişiler 3 bin doları aşan bir ücret ödedi.
Uzmanlar, insanların beklenmedik bir sağlık faturasıyla karşılaşmaktan endişe duyduğunu ve hastalık belirtilerini gösterse bile bir sağlık kuruluşuna başvurmaya çekinebileceğini belirtiyor.
"TESTLERİN AZLIĞI KONUSUNDA SORUMLULUK ALMIYORUM"
Trump ise cuma günü Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, test kapasitesinin artırılması için çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, "Gelecek hafta sonuna kadar 1,4 milyon test hazır olacak, bunların 500 bini hafta başında hazır bulunacak. Bu testler belirli yerlere dağıtılacak ve bunları pazar gecesi duyuracağız." diye konuştu.
Başkan Trump, 5 milyon testin de 1 ay içinde hazır olacağını ve yol üstü test merkezleri kuracaklarını ancak bu kadar teste gerek olup olmadığı konusunda şüpheli olduğu kaydetti.
Piyasadaki test azlığı nedeniyle sık sık eleştirilen Trump, "Ben bu konuda sorumluluk almıyorum." ifadesini kullandı.
KONGREDEKİ YENİ YASA TASARISI İLE ÜCRETSİZ TESTİN KAPILARI AÇILACAK
Öte yandan virüs şüphesi taşıyan ancak fiyatlar nedeniyle test yaptırmaktan kaçınan ABD'liler için Kongre de bir adım atıyor.
Demokratlar tarafından sunulan "İlk Önce Aileler Koronavirüs Cevabı Yasası" başlıklı yasa tasarısı virüs testlerinin hem sigortalı hem de sigortasız vatandaşlar için ücretsiz hale getirilmesini öngörüyor.
Tasarı Kongrenin her iki kanadı olan Senato ve Temsilciler Meclisinin olurunu alırsa yasalaşması için Trump'ın masasına gelecek.
Trump ise bu tasarıya destek verdiğini belirterek, tüm Kongre üyelerini "evet" oyu vermeye davet etti ve masasına gelir gelmez onaylayacağını söyledi.
Daha önce Beyaz Saray'da sigorta şirketleri temsilcileriyle bir araya gelmiş ve burada şirketlerin virüs testleri üzerinden alınan katkı paylarının kaldırılması noktasında düzenlemelere gidilmesi kararlaştırılmıştı.
TEST SAYISININ ARTMASIYLA VAKA SAYILARI YÜKSELİŞE GEÇEBİLİR
Öte yandan ABD'de bazı tahminlerde bulunan uzmanlar, test sayılarının yeterli sayıya ulaşması durumunda Kovid-19 vaka sayıları ile ilgili ülkeyi yeni bir tablonun beklediğini savunuyor.
Johns Hopkins Üniversitesinden Prof. Dr. Marty Makary, cumartesi günü yaptığı konuşmada, açıklanan verilere güvenilmemesi gerektiğini belirterek, "Gerçek vaka sayısı 50 bin ila 500 bin arasında olabilir." uyarısında bulundu.
Bu arada, CDC'nin yaptığı "en kötü senaryo" tahminlerine, cuma günü New York Times gazetesi ulaştı. Buna göre, en kötü senaryoda virüs nedeniyle ülkede 160 ila 214 milyon insan hastalanabilir, 1,7 milyon kişi de yaşamını yitirebilir.