"ADİL SEÇİMLER YAPILMAZSA ANAYASAL CUMHURİYETİMİZ KAYBOLUR"
Adil seçimlerin önemine işaret edilen mektupta, "Halkın iradesini doğru yansıtan adil ve dürüst seçimler olmazsa Anayasal Cumhuriyetimiz kaybolur. Seçim bütünlüğü, yasal oy kullanılmasını ve sayılmasını gerektirir. Yasal oylar, meclisin onaylı kontrolleri tarafından devlet kimlikleri, doğrulanmış imzalar kullanılarak tanımlanır. Günümüzde pek çok kişi, adil ve dürüst seçimlerden kaçınmak için bu tür sağduyulu kontrolleri ırkçı olarak nitelendiriyor. Uygunluğun kanıtını bastırmak için ırkçı terimler kullanmak başlı başına bir gözdağı taktiğidir. İlaveten, bütünlüğün sağlanması için seçim süreçlerimizde hukukun üstünlüğü ilkesi uygulanmalıdır. FBI ve Yüksek Mahkeme, seçim usulsüzlükleri ortaya çıktığında hızlı hareket etmeli ve 2020'de olduğu gibi bunları görmezden gelmemelidir." görüşlerine yer verildi.
BIDEN'A DİKTATÖR BENZETMESİ
Mektupta, Biden yönetiminin "diktatörce" bir şekilde Anayasal haklara saldırı başlattığı iddia edilirken, "Kongre'yi atlayarak 50'den fazla İcra Kararı hızla imzalandı ve çoğu önceki Yönetimin etkili politikalarını ve düzenlemelerini tersine çevirdi. Dahası, kısıtlamalar, okul ve iş yerlerinin kapatılması, yazılı ve sözlü ifadelerin sansürlenmesi gibi temel haklarımıza yönelik doğrudan saldırılardır. Sosyalizme ve Marksizme karşı hareket edecek, Anayasal Cumhuriyetimizi destekleyen ve özel çıkarlara veya aşırılık yanlısı gruplara değil, tüm Amerikalılara, özellikle orta sınıfa odaklanırken mali açıdan sorumlu bir yönetimde ısrar eden politikacıları desteklemeli ve sorumlu tutmalıyız." değerlendirilmesinde bulunuldu.
Mektupta maddeler halinde şu ifadeler yer aldı:
"- Açık sınırlar, insan ticaretini, uyuşturucu kartellerini, terörist girişini, sağlık tehlikelerini ve insani krizleri artırarak ulusal güvenliği tehlikeye atar. Kaçakların ülkemize akın etmesiyle bazı eyaletlerde yüksek ekonomik maliyetlere, suça, maaşların düşürülmesine ve yasa dışı oy kullanılmasına yol açıyor. Sınır kontrol personelimizi desteklerken sınır kontrollerini yeniden kurmalı ve duvarı inşa etmeye devam etmeliyiz. Egemen ulusların kontrollü sınırları olmalıdır.
- Çin, ABD için en büyük dış tehdittir. Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile iş birliğine dayalı ilişkiler kurmak, onları askeri, ekonomik, politik ve teknolojik olarak dünya hakimiyetine doğru ilerlemeye devam etmeleri için cesaretlendiriyor. Dünya hakimiyet hedeflerini engellemek ve ABD'nin çıkarlarını korumak için daha fazla yaptırım ve kısıtlama uygulamalıyız.
- Anayasamızdaki ifade özgürlüğü ve basına ilişkin maddelerin de gösterdiği gibi, serbest bilgi akışı Cumhuriyetimizin güvenliği için kritik öneme sahiptir. Konuşma ve ifadeyi sansürlemek, konuşmayı çarpıtmak, devlet görevlileri, özel kuruluşlar ve medya tarafından dezenformasyon yaymak, serbest bilgi akışını bastırmak kapalı toplumlarda kullanılan zalimce bir yöntemdir. Büyük iletişim devlerini İletişim Uygunluk Yasası'nın 230 numaralı düzenlemesinin korumasından çıkarılmasından başlayıp buna tüm cephelerde karşı koymalıyız.