Griffin'in açıklamaları bu yılın başlarında yayınlanan yeni Ulusal Savunma Stratejisi'ndeki noktaları hatırlattı. Strateji Rusya ve Çin üzerinde askeri avantaj sağlamaya öncelik veriyor ve Pentagon'a yapay zekâ gibi teknolojilere yapılan yatırımı artırma çağrısında bulunuyordu.
Ulusal Savunma Stratejisi ayrıca Pentagon'a Savunma Bakanlığı içindeki işletme ve tedarik pratiklerinde reform yapılması çağrısında bulunmuştu. Griffin de Washington'daki konferansta işletme ve tedarik sitemi için 'miadını doldurmuş' değerlendirmesi yaptı ve şu ifadeleri kullandı: "Mevcut tedarik sistemi tasarlandığında ABD'nin teknolojik üstünlüğü tartışmasızdı. Bu durum, Pentagon'a düşmanlarından ciddi bir meydan okuma riski olmaksızın fazlasıyla uzun bir tedarik sürecine angaje olmasına imkân verdi. Bununla beraber bu savunma tedarik pratikleri şimdilerde ülkeyi dezavantajlı bir duruma soktu. Verilen bir karar 'en iyisini yapmak' yerine 'herkese karşı nasıl adil olabilirim'in etrafında şekilleniyorsa hep geride kalırız. Bu süreci de devam ettirebiliriz, üstünlük de kurabiliriz. Ancak ikisini birden yapamayız."
Bu endişeleri ateşleyen şey ise böylesi bürokratik süreçlerle sınırlandırılmamış olan Çin hükümetinin son dönemde yapay zekâyı geliştirmeye odaklanması oldu. Çin Danıştayı yakın zamanda, ülkeyi 2030'a kadar 'dünyanın başlıca yapay zekâ inovasyon merkezi' yapma amacı taşıyan, iyi oranda finanse edilmiş bir ulusal strateji yayınlamıştı.