Türk droneları dünya manşetlerinden inmiyor. Şimdi de ABD'nin ünlü Washington Post gazetesi Türkiye'nin geldiği noktayı kaleme aldı.
Türk droneları dünya manşetlerinden inmiyor. Şimdi de ABD'nin ünlü Washington Post gazetesi Türkiye'nin geldiği noktayı kaleme aldı.
Türkiye, prestij ve gücünü göstermek için büyük ölçüde drone sistemlerine güvenen, dünyanın en üretken drone kullanıcılarından biri haline geldi.
Türk ordusunun yükünü çeken ileri teknolojisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın geliştirdiği silahlı drone Bayraktar TB2 oldu.
TB2, 27 saate kadar uçuş süresi ve 150 kiloluk taşıma kapasitesiyle ölümcül bir silah haline geldi.
Bu insansız hava araçları, Erdoğan'ın Türkiye'nin gücünü bölgeye yayma ve kilit müttefikleri destekleme konusundaki iddialı planlarında çok önemli bir rol oynadı.
Türkiye son aylarda Suriye, Kuzey Irak ve Kafkasya'ya insansız hava araçları konuşlandırdı ve Akdeniz'deki enerji kaynakları üstündeki iddialarını korumak için insansız hava araçlarını kullandı.
Türkiye ayrıca Libya iç savaşında da boy gösterdi ve insansız hava araçlarını bir BM yetkilisinin "dünyanın en büyük insansız hava aracı savaşı" olarak adlandırdığı savaşa ekledi.
Türk TB2'ler, Halife Hafter'in Libya Ulusal Ordusuna karşı BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) destekledi.
Türk insansız hava araçları, UMH'nin büyük hava alanlarını ele geçirmesine ve ikmal hatlarını vurmasına yardımcı olarak savaşın seyrini değiştirdi.Bu başarının arkasından, Türkiye 2020'de başka bir büyük "drone-drone" çatışmasına da dahil oldu.
Ermenistan ve Azerbaycan, Güney Kafkasya'daki tartışmalı Dağlık Karabağ topraklarının üzerinde hava üstünlüğü için savaşırken, Türkiye Azerbaycan ordusunu destekledi.Aralık ayında Ermenistan, tartışmalı bölgelerin bir kısmını teslim etmeyi ve Rus barış güçlerinin yeniden çizilmiş sınırları korumasına izin vermeyi kabul etti.
Türkiye'nin eylemleri, uluslararası çatışmadaki daha geniş bir eğilimin simgesi: Ülkeler giderek daha fazla insansız hava aracına güveniyor.
Türkiye'nin kısa süre içerisinde oyun kurucu rolünü büyütmesinin dünyada yankıları sürüyor. Sahip olduğu gelişmiş teknolojiyle gözdağı veren Türkiye'nin en önemli kozlarından birisi de, elbette ki göz kamaştırıcı droneları.
ABD'li medya kuruluşu Newseek'in haberine göre, drone tehditlerinin Ortadoğu'da artmasının çeşitli etkileri olacak.
Bunlardan ilki, İran gibi ülkelerin ve desteklediği silahlı grupların, ABD ve müttefiklerine karşı giderek herkesi içine çeken bir silahlanma yarışına girebilecek olması.
Bir diğeri Çin, Rusya ve özellikle Türkiye'nin yeni drone'lara öncülük ediyor olması. Bu durum ABD'nin hesaba katmadığı bir gelişme.
Trump yönetimi de bu nedenle olacak ki görevdeki son günlerinde, Abu Dabi'ye 18 gelişmiş MQ-9B Reaper uçağının satışında ilerleme sağladı.
Bahsi geçen savaş makineleri, ABD'nin Irak, Suriye ve Afganistan'ın yanı sıra Somali ve Yemen'deki gizli savaş alanlarında kullandığı silahlı dronelar.
Eylül ve Ekim aylarında Azerbaycan ile Ermenistan arasında meydana gelen Dağlık Karabağ'daki çatışmalar gibi, bölgedeki en son çatışmalar insansız hava araçları kullanan bir ordunun savaş alanında düşmana karşı yapabileceklerini çıplak bir şekilde gözler önüne serdi.
Dağlık Karabağ savaşının kaderine adeta tek başına karar veren Türk dronelarının teknolojik gücünün, daha önce görülmemiş savaş taktikleriyle birleştirilmesi dünya kamuoyunu oldukça etkilemiş hatta bir miktar paniğe de sürüklemişti.
Habere göre İsrail'den, İngiltere'den ve ABD'den askeri ve savunma uzmanları, bu son çatışmalardan sonra Türkiye'nin başı çektiği drone teknolojisinin önemini kabul ettiklerini söylediler.
Yeni ABD yönetimi yerine alışıp dış politikaya da daha dikkatli baktıkça, karşı-drone teknolojisi için desteği artırma ihtiyacını hesaba katması ve bu artan tehditleri incelemek için ortaklarla birlikte çalışması önemli hale gelecek.
Kongre, İsrail ile drone tehditlerine karşı mücadele için 2018'de zaten destek sağlamıştı. O zamandan bu yana teknoloji, yeni tip drone-sürü teknolojisi ve yeni lazerler, mikrodalga silahlar ve dronları avlayabilen radar ile hızla genişledi.
Bugünün savaş meydanı, terör gruplarına karşı bile daha fazla fütüristik filml teknolojileri ve daha az eski moda bomba ve tüfekler gerektiriyor.
Uzmanlar ayrıca bu teknolojinin oluşturduğu tehditlerin boyutunun da altını çizdi. Ancak bunlar, gelecek nesil ileri teknolojinin öncüsü olan Türkiye'nin droneları hakkındaki ilk övgüler değil.
'NASIL DURDURURUZ?'
Türkiye'nin başarılarının ardından devletler yarışta geri kalmamak için bir bir adım atmaya başladı. İngiltere'den önce, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin hamleleri karşısında paniğe kapılan Yunanistan'da medya, Türk SİHA'larının nasıl durdurulabileceğini tartışmıştı.
Yunan medyası, Bayraktar TB2'lerin yeni bir çığır açması üzerine Atina yönetiminin İsrail'den SİHA'lar satın alacağını ve Ege Denizi'nin ortasındaki İskiri (Skiros) Adası'na drone üssü kurulacağını yazmıştı.
Yunan medyasında çıkan analizde, Türk SİHA teknolojisine ilişkin şu ifadeler yer aldı: "Türk insansız hava araçlarının kilit rol oynadığı bölgemizdeki son savaşlar, haklı olarak dünyanın dört bir yanındaki askeri analistleri alarma geçirdi...
Dağlık Karabağ savaşındaki tehdit birkaç yıldır var ve Ukrayna, Suriye, Yemen ve Libya'daki çatışmalarda bunu gördük. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlam Aliyev bir Türk televizyonuna verdiği demeçte, 'Azerbaycan ordusuna ait gelişmiş Türk insansız hava araçları sayesinde cephedeki kayıplarımız azaldı.Bu uçaklar Türkiye'nin gücünü gösteriyor ve bu da bizi güçlendiriyor' dedi.
Modern savaş uçakları kuşkusuz çok pahalı ve bir kaza anında pilotlarının ölme veya yakalanma riski de bir o kadar endişe verici. Dronelar, özellikle Dağlık Karabağ gibi küçük ölçekli savaş alanlarında çok daha maliyetsiz ve çok yönlü araçlar.
İnsansız hava araçlarına karşı füze savunma sistemlerinin düşük verimliliği ve uçaksavar füzelerinin yüksek maliyeti, hem doğal imhaları hem de bilgi, kontrol ve silahlanma sistemlerinin etkisiz hale getirilmesi için özel önlemlerin geliştirilmesini ve uygulanmasını gerektiriyor.
Türk SİHA'larının durdurulması çok zor, bir an önce şu adımlar atılmalı: Çeşitli tipte kısa menzilli taşınabilir veya yerleşik füze sistemleri ve uçaksavar silahları ile özel hava savunma birimlerinin oluşturulması.
Küçük hava hedeflerine karşı verimliliği artırmak için mevcut uçaksavar silahlarının yükseltilmesi (modernize edilmesi). Küçük hava hedeflerini tespit etmek ve vurmak amacıyla gelişmiş uçaksavar silahlarının geliştirilmesi.
Geleneksel olmayan yöntemlere ve yeni doğal ilkelere dayalı özel ekipman geliştirilmesi. Düşman insansız hava araçlarının etkinliğini azaltmak için bilgi ve kontrol sistemleriyle başa çıkmak için askeri önlemler alınması.
Dünyaca ünlü The Economist dergisi ise, Karabağ cephesinde Türk SİHA'larının etkili olacağı öngörüsünde bulunmuştu.İngiliz yayın kuruluşu BBC ise TB-2'lerden "İHA piyasasının yıldızı" olarak bahsetmişti. Rus ve Japon basınında da Türk SİHA'ları geniş yer bulmuştu.