Geçtiğimiz hafta Gabon'da yapılan askerî darbe ile birlikte gözler yeniden Afrika'ya çevrildi. 2020'den bu yana Sudan, Çad, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Gabon gibi Fransa'nın eski müstemlekelerinde (koloni) yapılan askerî darbelerin ardından Fransa'nın Afrika'daki varlığı da tartışılır hâle geldi. Mali ve Burkina Faso Fransız askerlerini ülkeden kovdu. Darbe yapılan ülkelerde halk cunta rejimini sevinçle karşılıyor. Peki, halkın bu desteğinin anlamı nedir? Afrika bir bağımsızlık savaşı mı veriyor? Yoksa Afrika'da Fransa'nın yerini başka bir güç mü alacak? 9 yıldır Türkiye'de yaşayan, Afrika Düşünce Platformu Genel Koordinatör Yardımcısı ve uluslararası ilişkiler uzmanı Burkina Fasolu Abdoul Fathi Sanogo, Afrika'daki darbeleri değerlendirdi.
Afrika Düşünce Platformu Genel Koordinatör Yardımcısı ve uluslararası ilişkiler uzmanı Burkina Fasolu Abdoul Fathi Sanogo
AFRİKA'DA DARBELERLE GEÇEN 4 YIL
Eskiden Fransa müstemlekesi olan Afrika ülkelerinde özellikle 2020'den bu yana peş peşe askerî darbeler yapılıyor. Sudan, Çad, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Gabon'da darbeye giden süreç nasıl başladı? Takvim.com.tr'ye değerlendirmelerde bulunan Abdoul Fathi Sanogo, darbelerin kronolojisini şöyle anlattı:
2020'den itibaren birçok Afrika ülkesinde darbe gerçekleşti. Kronolojik olarak bakacak olursak Ağustos 2020'de süreç Mali'de Assimi Goita önderliğinde bir darbe ile başladı. Akabinde Gine'de Eylül 2020'de Albay Mamady Doumbouya önderliğinde darbe gerçekleşti. Burkina Faso'da Ocak 2022'de Yarbay Paul-Henry Sandaogo Damiba ve 30 Eylül 2022'de Albay İbrahim Traure önderliğinde iki darbe gerçekleşti. Geçtiğimiz ayın sonlarında Nijer'de General Abdurrahman Tchiani önderliğinde ve yine geçtiğimiz haftalarda Gabon'da Ali Bongo'ya karşı General Brice Oligui Nguema önderliğinde darbe yapıldı.
ANA GEREKÇE GÜVENLİK VE TERÖRLE MÜCADELE
"Bu darbelere farklı açılardan bakmak lazım yani her ülkenin kendisine özel gerekçeleri olduğunu söyleyebiliriz, hepsini aynı şekilde analiz edemeyiz. Burkina Faso ve Mali'deki darbelerin ana gerekçesi güvenlikti. Yani terörle mücadele konusunda özellikle sivil yöneticilerin başarılı olmadığını iddia eden askerî cuntalar iktidarı ele geçirdiler." diyen Sanogo, Nijer ve Gabon'daki darbenin sürpriz olduğunu şöyle anlattı:
"NİJER VE GABON'DA DARBE BEKLENMİYORDU"
Gine, Nijer ve Gabon'da cuntalar, darbelerin gerekçeleri kötü yönetişim ve yanlış yönetilen süreçler dolayısıyla yapıldığını söyledi. Dolayısıyla her ülkenin kendine özel gerekçeleri olduğunu söylemekte fayda var.
Darbeleri birçok süreç etkiledi. Bazı ülkelerde uzun siyasi istikrarsızlık darbeleri getirdi. Nijer'de darbeyi kimse beklemiyordu, bir anda gerçekleşti. Daha önce darbenin gerçekleşeceğine yönelik işaretler olduğu söylenemez. Gabon'daki darbe de bu şekilde. Ali Bongo, darbenin gerçekleştiği akşam yüzde 64 oyla cumhurbaşkanı ilan edildi ve aynı gün içerisinde kendisine karşı darbe gerçekleşti. Diğer ülkelerde ise darbelerin beklendiği söylenebilir. Mesela Gine'deki darbe, Cumhurbaşkanı Alpha Conde'nin üçüncü dönem başkanlık yapma isteği sonucunda gerçekleşti.
"HALK DARBECİLERE SARILIYOR"
Afrika ülkelerinde son dört yılda yapılan askerî darbeler halk tarafından sevinç gösterileriyle karşılanıyor. Halkın askerî cuntalara karşı umut beslediğini belirten Abdoul Fathi Sanogo, bazı ülkelerdeki sevinç gösterilerini "sivil yöneticilerin iktidar sürecinde bir şekilde halkın beklentilerini karşılayamaması, seçim sürecinde verilen vaatlerin yerine getirilmemesi, kötü yönetişim" şeklinde sıraladı ve "Halk bir şekilde bıkmış oluyor ve böyle bir hareket başlatıldığında sürecin değişeceğine inanıyor ve darbecilere sarılmak durumunda kalıyor." dedi.
"AFRİKA KÜRESEL REKABET ALANI"
Afrika'daki askerî darbeler genellikle İslam ülkelerinde yoğunlaşırken halkın da büyük desteğini görüyor ve müstemleke karşıtlığı (antikolonyalizm) olarak yorumlanıyor. Öte yandan darbelerin ABD veya başka bir gücün Fransa ile mücadelesi olduğuna yönelik yaklaşımlar da var. Abdoul Fathi Sanogo ise bu sürecin bir güce karşı olmaktan ziyade ülkelerin kendi iç dinamikleri ile ilgili olduğunu söyledi. Öte yandan farklı ülkelerin kendi çıkarları için Afrika'daki sürece dahil olduğuna dikkat çeken Sanogo, şu şekilde konuştu:
Kıta küresel bir rekabet alanına dönüşmüş durumda. Tüm küresel güçler az çok kıtada var olmaya çalışıyor. Bunu çeşitli zirvelerle sürekli görebiliyoruz. Herkes kendi çıkarını kıtada nasıl maksimize edebilir, sorusuna cevap aramakta fayda var. Dolayısıyla darbeler gerçekleştiğinde diğer güçler bir şekilde kendi çıkarımı nasıl koruyabilirim mantığıyla sürece yüzde yüz karışmasa bile yakından takip ediyor.
"MALİ VE BURKİNA FASO FRANSA İLE ESKİ ŞARTLARDA DEVAM ETMEK İSTEMEDİ"
Bazı darbelerin antikolonyalizm hareketi olduğu da söylenebilir. Burkina Faso ve Mali'daki darbelerden sonra Fransa'ya karşı başta sözlü ihtilaflar oldu. Burkina Faso ve Mali Fransa ile özellikle güvenlik alanında birçok anlaşmasını feshetmiş durumda. Bazı Fransız askerî gruplar, Afrika'dan çıktı. Burkina Faso'da Sabre operasyonunun veya Mali'de Barkhane operasyonunun sonlandırılması gibi, bazı mali anlaşmalar feshedildi. Bu şunu gösteriyor; özellikle bu iki ülkedeki liderler eski şartlarla Fransa ile ilişkilerini devam ettirmek istemedi.
URANYUM ZENGİNİ NİJER'E TEPKİ FARKLI
Nijer için özellikle de Fransa ile ilişkiler konusunda ayrı bir parantez açmak gerektiğini söyleyen Abdoul Fathi Sanogo, Nijer'deki askerî cuntanın tanınma sorunu yaşadığına dikkat çekti. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun (ECOWAS) darbeyi kınadığına hatta Nijer'e yönelik bir askerî müdahale yapılabileceğine dikkat çeken Sanogo, Nijer'deki darbenin önemini şöyle anlattı:
Nijer çok zengin bir ülke. Dünyanın yedinci uranyum ihracatçısı, AB'nin ikinci ithalat ülkesi ve uranyumu kontrol etmek istiyor. Dolayısıyla Nijer darbesine verilen tepki diğer ülkelerdeki darbelere çok daha fazla büyüdü. Diğer ülkeler darbeyi kınadı ve hiçbir şekilde askerî cuntayı tanımayacağını belirtti. ECOWAS cuntaya karşı askerî müdahaleye destek veriyor. Başta Fransa olmak üzere bunun temel nedeni o ülkede kendi çıkarlarını askerî cunta ile garanti altına alamayacaklarını düşünmeleri. Diğer ülkelerdeki darbelere bu kadar tepki gelmedi.
DESTEK FRANSA'DAN OLUNCA DARBE KABUL GÖRÜYOR
Mesela geçen hafta Gabon'da yapılan darbe Fransa tarafından bu kadar tepkiyle karşılanmadı. Önümüzdeki günlerde çok fazla tepkiyle karşılanır mı bilmiyorum ama şu an itibarıyla Nijer'deki darbeye göre çok fazla kınanmadığını da söyleyebiliriz. Örneğin Çad'daki anayasal darbede İdriss Deby'nin öldürülmesinden sonra oğlu iktidara geçti. Anayasaya göre meclis başkanının iktidara geçmesi gerekir ama Fransa'nın desteğiyle özellikle bir ailevi darbenin gerçekleştiğini söyleyebiliriz Çad'da. Burada da ayrı bir parantez açmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla güçler bir şekilde kıtadaki çıkarlarına göre hareket ediyorlar ve ona göre pozisyon alıyorlar.
"TÜRKİYE ALTERNATİFLER ARASINDA"
İngiliz gazetesi The Guardian, Nijer'deki darbenin ardından Rusya ve Çin ile beraber bölgede etkin güç olarak Türkiye'yi de "tehdit" olarak gösterdi. Başkan Erdoğan'ın da 2013'te Gabon'da yaptığı kolonyalizm karşıtı konuşma yeniden gündem oldu. Abdoul Fathi Sanogo, böyle bir tehdidin söz konusu olmadığını fakat Başkan Erdoğan'ın Afrika ülkeleri ve liderleri tarafından çok beğenildiğini şöyle anlattı:
Fransa gibi ülkelerle ilişki devam ettirilemiyorsa, kendi politikalarında ısrarcı olurlar ve gitmemeye kalkarlarsa Afrika ülkeleri alternatif arayacaktır. Türkiye de bu alternatifler arasında. Başka bir gücün gitmesi başka bir gücün gelmesi anlamına gelir. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gabon'daki kolonyalizm karşıtı konuşmasının, cumhurbaşkanının bu pozisyonunun Afrika ülkeleri tarafından beğenildiğini söylemekte fayda var. Çünkü onlar da o şekilde düşünüyorlar ve bu şekilde düşünen bir ülke olması onları da mutlu ediyor.
MESAJ NET: TAM BAĞIMSIZ AFRİKA
2010'dan itibaren Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da etkili olan Arap Baharı başlangıçta büyük umutların doğmasına sebep olmuş fakat olaylar kısa bir sürede Arap ülkelerinin felaketine yol açmıştı. Abdoul Fathi Sanogo bugün Afrika ülkelerinde yapılan darbelerin de kıtayı Arap baharı gibi bir felakete yol açıp açmayacağı konusunda konuştu ve şu ifadeleri kullandı:
Darbeler Afrika ülkelerinde 1960-70-80'li yıllarda yoğun olarak yaşandı. Yine o sürece geri gittiğimizi söyleyebilirim. Dolayısıyla burada "bahar" kullanmak yerine ikinci bağımsızlık dalgası ya da sürecine gidildiğini söyleyebilirim. Bu ikinci bağımsızlık süreci birincisinin aksine tam bağımsız Afrika, kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir Afrika mesajı vermeye çalışıyor. Halklar darbelerin sürece katkı sağlayabileceğini düşünüyor. 2020'den itibaren Sahra altı Afrika ülkelerindeki özellikle Frankofon Afrika ülkelerindeki darbelerin gelişmesini ikinci bağımsızlık süreci olarak, Pan-afrikanizm ideolojisi eşliğinde Afrika ülkelerinin ayakları üzerinde durabilmesi ve özellikle samimi iş birlikleri kurmaya çalışması süreci olarak değerlendirmek istiyorum.
"ECOWAS LİDERLER KLANI"
Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) darbeler karşısında açık bir tutum izledi ve açıkça darbelere karşı Fransa'ya destek verdi. Abdoul Fathi Sanogo, Nijer'de yapılan darbeye karşı askerî müdahalede bulunulması gerektiğini savunan ECOWAS'ın darbeleri prensip olarak kınadığını, ECOWAS'ın demokrasi yanlısı tavırlarının ECOWAS ülkelerinin cumhurbaşkanlarında örnek teşkil etmediğini söyledi ve şöyle konuştu:
Sadece askerî darbeden ziyade anayasal darbe yapan cumhurbaşkanları olduğunu biliyoruz. Mesela yasa iki dönem tanıyor. Liderin bir şekilde anayasayı değiştirerek üçüncü dönem yaptığını görüyoruz. Mesela Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara'da da böyle bir durum var. Halklar ECOWAS'ı liderler klanı olarak görüyor, ECOWAS'ın halkların değil liderlerin çıkarını koruduğunu düşünüyor. 1975'te kurulan ekonomik topluluk ECOWAS; daha çok siyasi meselelere girdi.
AFRİKA'DA DARBE BLOKLAŞMASI
ECOWAS Nijer'deki darbe ile mücadele edeceğini açıkladı. Burkina Faso ve Mali ECOWAS üyesi olmalarına rağmen (darbeler dolayısıyla karar sürecinde yer alamıyorlar ama hala üyeler) ECOWAS'ın bu kararına karşı çıktılar ve Nijer'in yanında olacaklarını belirttiler. Hatta Burkina Faso bakanlar konseyinde Nijer'deki cuntanın desteğine bir askerî grup göndereceğini açıkladı. Mali de bu şekilde.
Yani darbe olan ülkelerle olmayan ülkeler arasında bir dayanışma var. Darbe olmayan ülkeler iktidarını korumaya çalışıyor. Darbe olan ülkeler ise kendilerini yalnız hissetmemek için bir blok kuruyorlar. ECOWAS'ın Fransa tarafından enstrümantalize edildiği ve desteklendiğine ilişkin resmî bilgi yok ama halk bu şekilde görüyor. Çünkü ECOWAS'ın pozisyonu Fransa aile aynı. Bunun uluslararası ilişkilerle ilgili prensipten dolayı olduğunu söyleyebilirim.
"BAĞIMSIZLIK KAZANDIĞINDAN BERİ FRANSA YANLISI"
Gabon 1960'ta bağımsızlığını kazandıktan sonra 1961-1967 yılları arasında görev yapan kurucu cumhurbaşkanı Leon M'ba'nın şu sözü Fransa yanlı politikasını gösteriyor: "Her Gabon'un iki tane anavatanı var birincisi Gabon ikincisi Fransa."
Bu sözün dönemki konjonktürden dolayı söylediğini anlamakta da fayda var. İlk kurucu başkanın yerine 1967'de Bongo ailesi geliyor. Baba Bongo 1967'den 2009'a kadar iktidarda kaldı. Oğlu Ali Bongo 2009'dan geçen haftaya kadar iktidardaydı. Bongo ailesi ülkeyi toplamda 56 yıl yönetti. Bu süreçte genellikle Fransa yanlısı bir politika izlediklerini söylemekte fayda var. Yeni gelen cuntanın nasıl bir politika izleyeceği ise merak konusu. Mali'deki gibi daha çok Pan-afrikanizm politikası mı yoksa farklı bir politika mı izleyecek, ilerleyen günlerde görebileceğiz.
"MÜCADELE TAM BAĞIMSIZ AFRİKA İÇİN"
Abdoul Fathi Sanogo, Afrika ülkelerinin yeni bir kolonyalist güç değil iş birliği için alternatif aradığını söyledi ve sözlerini şu şekilde tamamladı:
Eğer bugün Fransa'nın politikalarına karşı geliniyorsa demek ki kolonyalizm süreci bir şekilde işlemedi ve yeni jenerasyon bu durumu istemiyor. Başka bir gücün yine kıtaya gelip aynı sistemi korumaya çalışması sonucunda mücadele ile karşılaşacağını söylemekte fayda var. Afrika ülkeleri bu ülke gitsin bunun yerine başka bir ülke gelsin diye değil, tamamen kendi ayakları üzerinde durabilmek için mücadele veriyor. Mücadele tam bağımsız Afrika için. Bir kolonyalist gücün başka bir kolonyalist güce değiştirilmesi söz konusu değil.