Türkiye'nin Essen Başkonsolosluğunda 8'i Türk, biri Yunan ve biri de Alman polis olmak üzere 10 kişiyi öldüren, Köln'deki Keup Caddesi'ne çivili bomba saldırısında bulunan ve banka soyan NSU terör örgütü ile örgütün gizli bağlantıları, davanın avukatları Yıldız ve Mehmet Daimagüler'in konuşmacı olarak katıldığı konferansta anlatıldı.
Avukat Yıldız, Münih kentinde görülen NSU mahkemesinde Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanlığı tarafından, terör örgütüyle ilişkili olduğu düşünülen kişilere konuşma yasağı getirilmesi, dosyaların bazılarının yok edilmesi, kalan dosyalara ise 120 yıl gizlilik getirilip kendilerine gösterilmemesine tepki gösterdi.
Devletin bu üçlünün terör örgütü olduğunu bildiğini ancak kendilerine bunlarla ilgili dosyaları vermediğini söyleyen Yıldız, "Başbakan Merkel müvekkillerimize her şeyi açıklığa kavuşturma sözü verdi. Biz bu sözü hatırlatıp devletle bu örgütün ilişkisini ortaya çıkarmak için dosyaları istediğimiz halde hiçbir sonuca ulaşamadık. Mahkeme bile bu dosyaları alamadı. Demek ki Alman devletinin de gizleyeceği bir şeyleri varmış ki bu dosyaları 120 sene gizli tutma kararı alındı. Tabii bunlar büyük soru işareti." dedi.
Avukat Yıldız, bu sürece ilişkin yürüttükleri mücadeleye değinerek "Almanya hukuk devleti olduğunu söylüyor, herkesi eleştiriyor, biliyorsunuz Türkiye'yi eleştiriyor ama kendisi hukuk devleti olduğunu bu davada göstermedi. Biz Almanya'ya karşı tazminat davası açtık. Alman devletinin hata yaptığını, dosyaları vermediğini, gizli tuttuğunu ve yok edildiğinin tespit edilmesi için dava açtık. Bunu gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürmeyi düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
"3 KİŞİDEN OLUŞAN BİR ÖRGÜT DEĞİL"
NSU terör örgütünün sadece 3 kişiden oluşan ve 4 kişinin desteklediği bir örgüt olmadığını kaydeden Yıldız, "Bunların etrafında çok insan vardı. Bunları mahkemede de söyledik ve araştırılmasını istedik ancak savcılık 'bunlar üçlüydü ve diğer 4 kişi bunları destekledi. İkisi öldü 5 kişiyi mahkemeye çıkardık' dediler. 'Başka örgüt üyesi yoktu' diyerek olayı kapattılar 5 sene sonra. Ama bunların etrafında çok kişi olduğuna dair çok sayıda ipucu var açıkçası ama bunun üzerinde durulmadı." şeklinde konuştu.
Yıldız, bazılarının Türkiye'yi eleştirdiğini ama bunların dönüp kendine bakması gerektiğini dile getirerek "Siz 'hukuk devleti' diyorsunuz ama nasıl olur da dosyaları kaybettiniz, hiç kimse bunun sorumluluğunu üstlenmedi, sebepsiz olmadığını biliyoruz, kalan dosyalar mahkemeye sunulmadı. Hakim bile 'İçişleri Bakanlığından izin alamadıklarını' söyledi. Bu dosyaların içinde ne yazıyor da 120 sene biz görmeyeceğiz? Devletimizin de bunun üzerinde durması lazım." dedi.
"AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE GİDECEĞİZ"
Avukat Daimagüler ise Kassel kentinde Halit Yozgat'ın öldürüldüğü gün Hessen eyaleti istihbarat memurunun olay yerinde bulunması, cinayetin farklı bir silahla işlenmesi ve bu memurun yanı sıra orada olanların cinayeti görmemesi gibi çok sayıda cevaplanması gereken soru işareti olduğunu kaydetti.
Almanya'ya karşı tazminat davası açtıklarını aktaran Daimagüler, "Biz bu davayı açtık ve mahkemede kaybedeceğiz. Bavyera Yüksek Mahkemesine gideceğiz, orada da kaybedeceğiz. Oradan en yüksek mahkemeye gidip kaybedeceğiz. Anayasa Mahkemesine gidip orada da kaybedeceğiz. Artık Almanya'nın yapacağı bir şey kalmayacak. O zaman biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gideceğiz. Belki 3 yıl belki 5 yıl sürer ama önemli değil ne kadar sürerse sürsün biz sonuna kadar devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.