Başkan Erdoğan'ı hedef alan İngiliz The Economist'ten skandal Türkiye manşeti! Sosyal medyadan tepki yağdı

Başkan Erdoğan'ın seçim tarihi için 14 Mayıs'ı işaret etmesinin ardından Türkiye'deki seçimlere müdahale etmek için birbirleriyle yarışan dış basına ABD merkezli WSJ, Washington Post, Bloomberg ve İngiltere merkezli Reuters'ın ardından Londra merkezli The Economist dergisi de katıldı. Türk bayrağı üzerinde Başkan Erdoğan'ın gölgesinin yer aldığı skandal görseli manşetine taşıyan gazete haberinin başlığında "Türkiye diktatörlüğün eşiğinde olabilir" ifadeleriyle Başkan Erdoğan'ı, Türk demokrasisini ve yargıyı hedef aldı. FETÖ'den dini yapı olarak bahsedilen haberde terör örgütü PKK'nın siyasi ayağı HDP'den ise Kürtlerin partisi şeklinde söz edilerek büyük bir rezalete imza atıldı. The Economist 2017 yılında Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için yapılan anayasa referandumu sürecinde de benzer bir skandala imza atmıştı. Öte yandan derginin haberine sosyal medyadan tepki yağdı.

Geçtiğimiz günlerde yayınladığı analizle Türkiye'nin dış politikadaki etkilsine yer veren İngiltere'nin Londra merkezli The Economist dergisi, Başkan Erdoğan'ın seçim tarihi için 14 Mayıs'ı işaret etmesinin ardından skandal bir habere imza attı.


THE ECONOMIST'TEN PSİKOLOJİK HARP GİRİŞİMİ | VİDEO İZLE

SKANDAL MANŞET: "TÜRKİYE DİKTATÖRLÜĞÜN EŞİĞİNDE OLABİLİR"
Türk bayrağı üzerinde Başkan Erdoğan'ın gölgesinin yer aldığı skandal görseli manşetine taşıyan gazete haberinin başlığında "Türkiye diktatörlüğün eşiğinde olabilir" ifadeleriyle Başkan Erdoğan'ı ve Türk demokrasisini hedef aldı.



Sosyal medyadan paylaşılan haberde, "Kusurlu bir demokrasi, tam gelişmiş bir otokrasiye dönüşebilir. Türkiye, giderek istikrarsızlaşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde felaketin eşiğinde" şeklinde Başkan Erdoğan'ı hedef alan ifadelere yer verildi.


TÜRKİYE'NİN ROLÜ
Türkiye NATO'nun ikinci silahlı kuvvetlerine sahip olduğuna yer verilen haberin girişinde, "Özellikle savaşın kavurduğu Suriye'de, çalkantılı bir mahallede çok önemli bir rol oynuyor. Batı Balkanlar'da, Doğu Akdeniz'de ve son zamanlarda Afrika'da artan bir etkiye sahiptir. Her şeyden önce Karadeniz'de ve Rusya'nın Ukrayna'daki savaşında önemlidir; geçen yıl aç bir dünyaya daha fazla Ukrayna tahılının gönderilmesine izin veren bir anlaşmaya aracılık etti." denildi.


Türkiye'ye karşı yıllardır devam eden ekonomik saldırılara, küresel pandemi krizine rağmen ihracatında artan rakamları görmezden gelen gazete, Başkan Erdoğan'ın uluslaralarası alanda sergilediği tarihi başarıları küçümseyerek skandal ifadelerle Türk demokrasisini hedef aldı. Haberde, "Dolayısıyla dışarıdan bakanlar, Recep Tayyip Erdoğan'ın bu hafta 14 Mayıs'ta yapılacağını öne sürdüğü Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine dikkat etmeli. Hele ki, giderek istikrarsızlaşan cumhurbaşkanının yönetimindeki ülke, felaketin eşiğinde olduğundan beri. Seçimler yaklaşırken Erdoğan'ın davranışı, bugün son derece kusurlu olan demokrasiyi tam gelişmiş bir diktatörlüğe itebilir." ifadeleri kullanıldı.


"SIK SIK SİYASETE KARIŞAN VE DARBELER DÜZENLEYEN GENERALLERİ ETKİSİZ HALE GETİRDİ"
Başkan Erdoğan'ın Başbakan olduğunda yaptığı icraatlere yer verilen haberde, "Mart 2003'te ilk kez başbakan olduğunda, Erdoğan Türkiye için pek çok vaatte bulundu. Laikler, onun aşırı derecede İslamcı bir gündeme sahip olduğundan korkuyorlardı, ancak o ve partisi Adalet ve Kalkınma (AK Parti) partisi, bu gündemin peşinden gitmekte fazla yol kat edemedi. İlk yıllarında Erdoğan'ın hükümeti, on yıllardır ikisinden de yoksun olan bir ülkeye yeni ekonomik ve siyasi istikrar sağladı. Sık sık siyasete karışan ve darbeler düzenleyen generalleri etkisiz hale getirdi. Ekonomiyi canlandırmak için reformlar getirdi. Hatta Türkiye'nin en büyük etnik azınlığı olan ve uzun süredir ordunun zulmüne maruz kalan Kürtlere bile barış mesajları gönderdi. 2005'te, kendinden öncekilerin hiçbirinden kaçmayan bir ödülü hak etti: Türkiye'nin bir gün Avrupa Birliği'ne katılmasıyla ilgili müzakerelerin resmi açılışı." şeklinde ifadeler kullanıldı.

Tüm bunları yazdıktan sonra Başkan Erdoğan'ı hedef alan gazete, Türkiye'de demokrasisini hedef aldı. Haberde Erdoğan'ın iktidarında Türkiye'nin otokrat bir hal aldığı iddia edilirken, "11 yıl başbakanlık yaptıktan sonra cumhurbaşkanı seçildi ve daha önce zayıf olan bu görevi baskın bir konuma dönüştürmeye koyuldu." denildi.


FETÖ'YE DİNİ GRUP TANIMLAMASI
15 Temmuz hain darbe girişiminde bulunan FETÖ'yü dini bir grup olarak lanse eden gazete, "2016'daki bir darbe girişiminin ardından, genellikle komplodan sorumlu tutulan dini grupla bir bağlantısı olduğuna dair en ufak bir fısıltı nedeniyle, örneğin çocukken bu grubun okullarından birine gitmiş olmak gibi, on binlerce insanı işlerinden attırdı veya tutuklattı." ifadeleriyle Türk yargısının aldığı kararları hukuksuz göstermeye çalıştı.


Terör soruşturması sonrası hapiste yer alan Selahattin Demirtaş'a da atıf yapılan yazıda, sosyal medya düzenlemesinden sansür yasası şeklinde sunuldu. Bağımsız yargının verdiği kararları hükümetin talimatı ile verildiği iddiasına yer veren gazete, "Muhalifleri taciz etmek için mahkemeleri kullanarak yargıyı boyun eğdirdi." şeklindeki ifadelerle Türk yargısını hedef aldı.


CHP İLE AYNI DİL: HABERDE CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ DEĞİL "SARAY" İFADELERİ KULLANILDI
Batı'nın tetikçiliğini yapan gazete, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni saraya benzeterek CHP ile aynı dili kullandı. Haberde, Başkan Erdoğan'ın yeni ekonomi politikası doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın aldığı faiz kararlarının talimatla alındığı iddia edildi. Dünyadaki küresel enflasyon krizinde Türkiye'nin faiz indirdiği bir noktada doların yerinde saydığını görmezden gelen gazete, "Türkiye'de enflasyonun yüzde 64 olmasının temel nedeni budur. Yaşam standartları küçülüyor; sinirler bozuluyor." diyerek ekonomi yönetimini de eleştirmeye kalktı.


Erdoğan nefretiyle kaleme alan yazıda muhalete tıpkı terör örgütü PKK'nın yaptığı gibi tek adayla seçime gidin çağrısı yapıldı. Devam eden hukuki süreci çarpıtan gazete CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hapis cezasına çarptırıldığını ve bunun sorumlusunu Başkan Erdoğan olduğunu iddia etti. Terör örgütü PKK'nın siyasi ayağı HDP'yi Kürtlerin partisi olarak yansıtan gazete, terör örgütü iltisakı nedeniyle kapatma davası açılan Halkların Demokratik Partisi'ni masum gibi göstermeye çalıştı.

"ERDOĞAN SEÇİMLERE MÜDAHALE EDECEK"
Türkiye'deki seçimlerin şeffaf olmadığını yazan gazete, "Onun altında, seçimler nadiren tamamen adil oldu, ancak çok sayıda seçmenin katıldığı geniş ölçüde özgür oldu. Bu seferki endişe, Erdoğan'ın yenilgi korkusuyla inip seçimlerin ne adil ne de özgür olmasını sağlaması." diyerek Başkan Erdoğan'ın seçimlere müdahale edeceğini iddia etti.

BAŞKAN ERDOĞAN'I ÇİRKİN İFADELERLE HEDEF ALDILAR: "BAŞ BELASI"
Rezalet bir dil kullanılan haberde Başkan Erdoğan'ı çirkin ifadelerle "baş belası" olarak tanımlandı. Amerika ve AB'nin Erdoğan'ı eleştirmekten kaçındığını belirten gazetede, "Hiç kimse Türkiye kadar önemli bir ülkenin tamamen haydut olmasını istemez. Küskün, yalnız bir Türk cumhurbaşkanının büyük yaramazlık yapabileceğinin herkes farkında. Yunanistan ve Kıbrıs ile daha şiddetli toprak kavgaları çıkarabilirdi. Suriye'de daha fazla karışıklık ve çekişme yaratabilir. Türkiye'deki 5 milyon göçmen ve mültecinin güney Avrupa'ya yelken açmasına izin verebilirdi, bu birçok kişinin elinden gelse deneyeceği bir şeydi. Ve Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımını engellemeye devam ederek, NATO üyesi olmasına rağmen Ukrayna'da taraf olmayı reddetmesinin ötesine geçebilir." diyerek Türkiye'nin haklı politika ve adımlarını itibarsızlaştırmaya çalıştı.



Başkan Erdoğan'ı tehdit eden haberde, Avrupa ve ABD liderlerine çağrı yapılarak şu skandal ifadelere yer verildi:
Yine de Türkiye'nin Batı'ya da ihtiyacı var, özellikle de hırpalanmış ekonomisine bir miktar istikrar sağlamak için. Üyelik müzakereleri tıkanmış olsa da, AB ile büyümeyi hızlandıracak güncellenmiş ve genişletilmiş bir gümrük birliğini umuyor. Siyasi ve ekonomik belirsizliğe tepki olarak düşen doğrudan yabancı yatırımı canlandırmanın bir yolunu bulması gerekiyor. Türkiye, düşük üretkenliğini iyileştirmek için Batı teknolojisine güveniyor. Ve başta Amerikan savaş uçakları olmak üzere Batılı silahlar istiyor. Sayın Erdoğan demokrasiye sırtını döner ve diktatörler kulübüne katılırsa, bunların hiçbirini güvence altına alamaz. Bütün bunlar, ona Batı ile birlikte kalması için güçlü bir teşvik veriyor.

BİDEN'DAN AÇIK SÖZLÜLÜK ZAMANI
Ve bu, Batılı liderlere pazarlık gücü vermeli. Erdoğan çekingenliği avantajını zorlamak için bir sebep, sertliği ise arasını düzeltmek için bir teşvik olarak gören bir kabadayı - son zamanlarda Orta Doğu'daki birçok komşusuyla yaptığı gibi. Bu nedenle Batılı liderler, seçimden önce hem özel hem de kamuoyu önünde İmamoğlu ve hdp'ye yönelik olası yasaklara karşı konuşarak Erdoğan'ın davranışlarını ne kadar önemsediklerini göstermelidir. Erdoğan'ı uçurumun eşiğinden döndürmek için çok geç değil. Ancak Batı'nın onu şimdiden uyarmaya başlaması gerekiyor.



TÜRKİYEDEMOKRASİDEN TAM GELİŞMİŞ BİR OTOKRASİYE KAYABİLİR
Başkan Erdoğan'ı hedef alan yayınlarına devam eden gazete, sosyal medya hesabından bir podcast paylaştı. Paylaşımda, "Türkiye mücadele eden bir demokrasiden tam gelişmiş bir otokrasiye kayabilir." Piotr Zalewski Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gücünün önündeki engellerin ne olduğunu soruyor" şeklinde ifadelere yer verildi.

SOSYAL MEDYADAN TEPKİ: HER SEÇİMDE AYNI MANŞET
Londra merkezli The Economist'in skandal manşeti ve haberine sosyal medyadan tepki yağdı. Sosyal medyada The Economist dergisinin 2017 yılında yaptığı haberi paylaşan vatandaşlar Londra merkezli derginin yeniden kirli bir oyuna imza attığını ve bunun her seçimde tekrarlandığına dikkat çekti.


ALTUN'DAN THE EKONOMİST DERGİSİ'NİN BAŞKAN ERDOĞAN İLE İLGİLİ KAPAĞINA TEPKİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, The Economist Dergisi hakkında, "Klişe sözler, dezenformasyon ve küstah bir propagandayla kendilerince Türk demokrasisinin sonunu ilan ediyorlar." ifadelerini kullandı.

Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, The Ekonomist Dergisi'nin, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili kapağına tepki gösterdi.

Derginin, "Yine başladılar" diyerek, entelektüel açıdan tembel, sıkıcı ve kasıtlı bir cehalete dayalı Türkiye tasvirini yeniden piyasaya sürdüğünü ifade eden Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Klişe sözler, dezenformasyon ve küstah bir propagandayla kendilerince Türk demokrasisinin sonunu ilan ediyorlar. Ölçüyü aşan manşetler ve provokatif görsellerle oluşturdukları pazarlama teknikleri sözde dergilerini satmalarına yardımcı olabilir. Ancak okuyuculara bunun ucuz propaganda ve dezenformasyona dayalı sahte bir gazetecilik olduğunu hatırlatmalıyız."

Altun, Türk halkının demokrasiye, eşitliğe ve özgürlüğe olan bağlılığını defalarca gösterdiğini belirtti.

Türk siyasi sisteminin, halkın demokrasiyi korumak için kanını akıttığı 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi de dahil olmak üzere pek çok musibeti atlattığını vurgulayan Fahrettin Altun, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarımızı darbecilere karşı direnmeye çağırdığında milletimizin bu çağrıya cevabı asırlık bir ders niteliğindeydi. Economist'teki sözde gazeteciler ve editörler, belli ki halkımızın demokrasimiz için verdiği mücadele hakkında düzgün bir gazetecilik yapma zahmetine asla girmemişler. Bu, büyük ölçüde, girdiği her seçimi kazanmış ve demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanımıza karşı açıklanması güç ve sonu gelmeyen nefretlerinden kaynaklanıyor. Türk halkının Erdoğan'a nasıl ve neden güvendiğini araştırma zahmetine katlanamıyorsanız, sizi kim ciddiye alsın?"

İletişim Başkanı Altun, ülkenin hararetli tartışmaların gerçekleştiği bir seçim dönemine doğru gittiğini aktardı.

Türkiye'nin gerçek anlamda demokratik siyasete sahip olduğunu vurgulayan Altun, "Muhalefet aylardır stratejisini belirlemek için çabalıyor. Çok canlı bir demokrasimiz var ve halkımız siyasi sistemini çok güçlü bir şekilde sahipleniyor. The Economist'in Türkiye'de gerçekte neler olup bittiği hakkında haber yapma zahmetine asla girmeyeceğinden eminim. Sadece okudukları haberlerden şüphe duymayan okuyucuları, derginin hazin durumu hakkında uyarmak istiyorum." ifadelerini kullandı.


Londra merkezli derginin manşetine tepki gösteren bir kullanıcı, "The Economist böyle bir manşet attıysa adınız gibi emin olunuz ki doğru taraftasınız. ERDOĞAN KAZANACAK" ifadelerini kullandı.

İşte sosyal medyadan gelen tepkilerin bazıları:

Batı söz geçiremediği adama "diktatör" emir verdiği kuklaya ise "demokrat" der! The Economist ve türevlerinin Recep Tayyip Erdoğan hazımsızlığı ve düşmanlığı bundan mütevellit.

AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ BETÜL SAYAN KAYA:
7 Haziran seçimlerinde bir İtalyan gazetesi Cumhurbaşkanımız için "Yeni Bin Yılın Selahaddin Eyyubisi'ni durdurduk" diye manşet atmıştı. Şimdi yine seçim sürecindeyiz ve aynı rolü bu kez The Economist almış.Hevesleri kursaklarında kalacak. #TürkiyeYüzyılını durduramayacaksınız!

"DİANA'NIN KATİLLERİNİ ÇIKARIN DA GÖRELİM DİKTATÖR KİMMİŞ" VİDEO İZLE


ÖLÜMÜNE SAHİP ÇIKARIM
A Haber canlı yayınına katılan Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, dergiye tepki gösterek, "Kara cahil biri olsam hiç okuma yazmam olmasa ve ülkenin geldiği durumu hiç bilmesem (İHA'lar SİHA'lar vs.) sadece Batı'nın Erdoğan düşmanlığı yüzünden o lidere ölümüne sahip çıkarım." dedi.

Türkiye'de Erdoğan nefreti ile hareket eden muhaliflere de seslenen Başbuğ, "Sayın Erdoğan'ın ve temsil ettiği iktidarın ülkeye olan menfaatlerini göremeyenler Batı'yı biraz takip etse o düşman olduğu kişinin nasıl tehdit oluşturduğunu görür." ifadelerini kullandı.

ASIL DİKTATÖR KENDİLERİ
Derginin 2017'de de aynı başlığı attığını belirten Başbuğ, "Bir Lady Diana'nın katillerini çıkarın da bakalım diktatör kimmiş bir görelim. Boris Johnson İngiltere'nin menfaatleri dışında bir açıklama yaptı sistemin dışına atıldı diktatör kimmiş görelim şunları açıklayın" şeklinde konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIK HAMLELERİ LONDRA'YI PANİKLETTİ: 'ALEVİ' KARTI AÇILDI, 6'LI UYARILDI
Türkiye'de seçime aylar kala 6'lı masadaki kaos ve aday belirsizliği sürerken geçtiğimiz günlerde de bir analiz yayınlayan The Economist CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda 6'lı masaya adeta uyarmıştı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylık adımları İYİ Parti tarafından veto edilirken Meral Akşener, Kılıçdaroğlu'na karşı Ekrem İmamoğlu kartını açtı. Bu yaşananlar ışığında Londra merkezli The Economist dergisi alt metninde 6'lı masaya uyarılar yatan "Muhalefet kazanmalı ama önünde engeller var" başlıklı bir analiz yayımlamıştı.

KÜRESEL ÇETE YİNE BAŞKAN ERDOĞAN'I HEDEF ALDI
Dünya genelinde 2023'te yapılacak seçimler arasında "en önemli seçim" olarak Türkiye'yi gösteren küresel çete ise 6'lı masa üzerinden kendisine çıkar sağlamanın yollarını arıyor. Aday olmak isteyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da özellikle "küresel çete"nin desteğini alabilmek için ABD, Almanya ve İngiltere'ye icazet gezileri düzenlemesinin ardından şimdi de Türkiye'deki yabancı büyükelçilerle temasa başladı. Batı, 6'lı üzerinden kendisine yol yaratmaya çalışırken; diğer yandan da Başkan Erdoğan'ı hedef alıyor. Buna son örnek ise ABD'nin en ünlü gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) oldu. Gazetede yer alan haberde Başkan Erdoğan; HDP ve CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden hedef alınırken, seçimleri kazanmak için "hileye başvuracağı" ima edildi.

HDP VE EKREM İMAMOĞLU ÜZERİNDEN ALGI MANİPÜLASYONU
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 yıllık iktidarının en zorlu yarışıyla karşı karşıya"
ifadesinin kullanıldığı haberde; Başkan Erdoğan'ın muhalefeti baskı altına almak için HDP'ye kapatma davası açtırdığı iddia edildi. HDP'nin terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olmasının görmezden gelindiği haberde "Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) verilen yaklaşık 29 milyon dolarlık devlet yardımına bloke koydu ve banka hesaplarını geçici olarak dondurdu. Türk hükümeti, HDP'nin ABD'nin terör örgütü olarak tanımladığı ayrılıkçı militan bir grup olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile 'organik bağları' olduğunu iddia ediyor. HDP bu tür bağlantıları reddediyor ve haklı olarak bu ayki mahkeme kararını 'Türkiye'nin demokrasi tarihinde bir başka kara leke' olarak nitelendiriyor. HDP'ye yönelik saldırı, Sayın Erdoğan ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin rakiplerine yönelik bir dizi saldırının sonuncusu." ifadeleri kullanıldı.

Aynı haberde HDP'nin yanı sıra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden de algı manipülasyonu yapıldı. CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Başkan Erdoğan'a rakip olarak görüldüğü için mahkeme tarafından hapis cezasıyla cezalandırıldığı iddia edildi.

KÜSTAH TEHDİT
WSJ aynı haberde Başkan Erdoğan'ın seçimleri kazanabilmek için "hileye" başvurabileceği iftirasını atarken; ABD ve Avrupa'nın bu duruma sessiz kalmayacağını söyleyerek küstahça gözdağı vermeye çalıştı.

BATI MEDYASI BOŞ DURMUYOR
WSJ'nin algı dolu haberi öncesi geçtiğimiz günlerde Washington Post, Bloomberg ve Financial Times'ta da benzer içerikte yazılar çıkmıştı. Çıkan yazılar "Küresel çete"nin masanın üzerindeki etkilerini gözler önüne serer nitelikte.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

ABD merkezli Washington Post ve Bloomberg "Türkiye seçimlerini 2023'teki en önemli seçimler" olarak değerlendirirken, "Sonuç, Washington ve Moskova'nın yanı sıra Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika'daki başkentlerdeki jeopolitik ve ekonomik hesaplamaları şekillendirecek." ifadelerine yer verildi.

Financial Times ise yılbaşı öncesi yaptığı analizde seçimi Başkan Erdoğan'ın kazanacağını anlayınca manipülasyona başladı. Haberde Türkiye ile ilgili bölümde yer alan "Türkiye'nin Haziran seçimlerinde Erdoğan dönemi sona erecek mi?" sorusuna yanıt veren FT Türkiye muhabiri Laura Pitel'in ifadesi İngilizlerin Başkan Erdoğan karşısındaki çaresizliklerini bir kez daha gözler önüne serdi.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

Pitel, seçimi Başkan Erdoğan'ın kazanacağını ifade ederken, satır arasında verdiği skandal mesajlarla algı operasyonu çabası içerisine girdi. Pitel soruya yanıtında, "Recep Tayyip Erdoğan azalan popülaritesine karşın iktidarda kalmak için adil ya da hileli bir yöntemler yağmuruna başvuracak. İktidarını üçüncü on yıla genişletmesi, Türkiye'nin zaten sorunlu olan ekonomisinde ağır sonuçlara yol açacak, yaşam standartlarındaki düşüşü kötüleştirecek ve kişisel özgürlüklere daha fazla sınırlama getirecek." ifadelerini kullandı.

BOLTON DA TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALDI
Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, daha önce bir televizyon programında kendisini, "başka ülkelerde darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri" olarak tanımlamıştı. Bolton şimdi de Türkiye'deki seçimler ile ilgili skandal ifadeler kullandı.

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.