Gece yarısı anlaşmaları yapan bir JP Morgan bankacısı', 'Devleti modernleştireceğini düşünen göz alıcı First Lady', 'Ülkesi yanarken alışveriş yapan Şam'ın Marie Antoinette'i', 'Kocasının birlikleri isyancıları ezerken kanserle savaşan ulusun annesi'. Bu yorumlar İngiliz The Economist'ten geldi. İşte Esad'ı en son terk eden Esma'nın hikayesi:
LONDRA'YA KAÇIŞ
Esma Akhras, 1975'te Batı Londra'nın silik bir köşesi olan Acton'da doğdu. Ebeveynleri Sünni Müslümanlardı. Beşşar'ın babası Hafız Esad, darbeyle 1970'te kendini lider ilan edince Esma'nın ailesi Londra'ya geldi.
EMMA DİYORLARDI
Esma, yaşadığı bölgedeki Church of England ilkokulunda Emma olarak tanınıyordu. Bir komşusu, "Onu bir Suriyeli olarak tanımakta zorlanırsınız" diye hatırlıyor. Genç bir kızken Esma, babasının Harley Caddesi'ndeki özel muayenehanesinin birkaç kapı ötesinde bulunan Britanya'nın en eski özel kız okullarından biri olan Queen's College'a gitti. King's College London'da bilgisayar bilimi alanında lisans yaptı. Ailesiyle Şam'a gidişlerini Sheraton otelinin havuzunda geçirirdi. Bir aile dostu, "Çok İngiliz'di ve Suriye ile ilgisi yokmuş gibi görünüyordu" dedi.
ÇÖLDE ÇADIRDA AŞK
JP Morgan yatırım bankasında işe girdiğinde yöneticisi Paul Gibbs, onu çekingen, nazik ve itaatkar biri olarak hatırlıyor. Çalışırken Esma aniden, üç hafta ortadan kayboldu. Döndüğünde, işverenine yakışıklı bir Suriyeli tarafından ayaklarının yerden kesildiğini ve onun onu Libya'ya götürdüğünü ve Sahra'da bir çadırda anlaşmayı imzaladığını söyledi. Beşşar'ın annesi Anisa, engellemeyi başaramayınca, düğünü gizlemeye karar verdi. Beşşar'ın danışmaı Ayman Nur, "Ondan nefret ediyorlardı. Onu yıllarca evde tuttular" dedi.