14 Mayıs'a günler kala Türkiye cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri dünyanın yakından takip ettiği bir durum halini aldı. Daha aylar öncesinden dünyanın önde gelen uluslararası haber ajansları seçimin dünya için önemli olduğuna dikkat çekmişti.
Bu sabah da uluslararası ajansların manşetlerini Türkiye'de yaklaşmakta olan seçimler süsledi. Türkiye'deki seçimlerle ilgili hemen hemen her gün bir analize yer veren Yunan basınında yine bir haber vardı.
Haberde, Türkiye'de seçimin sonucu ne olursa olsun Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin değişmeyeceğine dikkat çekildi.
Haberin devamında "Sorun iktidardaki şahıslardan çok daha eskilere dayanan bir durum. İsmi koyulmayan bir Soğuk Savaş var" denildi.
Dün akşam saatlerinde ise yabancı basında halen Büyük İstanbul mitinginden bahsediliyordu. Bir haberde "Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden bir hafta önce İstanbul'da güçlü bir miting düzenledi" denildi.
Reuters ise yayımladığı bir haberde Türkiye'deki seçimlerin önemli isimlerine yer verdi.
Başka bir haberinde ise Reuters, Erzurum'da yaşanan olaylarla ilgili "Erdoğan, muhalafeti provokasyon yapmakla suçluyor" başlığını attı.
Alman gazetesi Bild ise seçim kampanyasında 'çılgınlıkların' olduğuna dikkat çekerek Başkan Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'nu 'ayyaş' olmakla suçladığından bahsetti.
Washington Post ise dün yayımladığı bir haberinde Türkiye'de Erdoğan'ın halen çok güçlü olduğuna vurgu yaparak "Türkiye, Erdoğan'ı üzmez" analizinde bulundu.
ORTADOĞU VE DÜNYANIN GÖZÜ TÜRKİYE'DE
Amerikan Washington Post gazetesi, 'Yaklaşan Türkiye seçimleri dünya için neden çok önemli?' başlıklı özel haberinde 14 Mayıs'taki seçimlerde milyonlarca Türk seçmenin sandığa gideceğini belirtip Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2002'den bu yana en ciddi siyasi meydan okumayla karşı karşıya olduğunu yazdı.
Erdoğan'ın tabanı arasında hala çok popüler olduğunu belirten Washington Post, Türk liderin iktidarında Ankara'nın bölgesel ve uluslararası siyasette oynadığı rolün büyük ölçüde arttığını kaydetti. Seçim sonuçlarının bütün Ortadoğu ve dünyanın dört bir yanında yakından izleneceği yorumunu yapan Washington Post, halihazırdaki anket sonuçlarının sandıkta bıçak sırtı bir sonuca işaret ettiğini dile getirdi.
Washington Post, seçime doğru mitinglerinin hızını artıran Erdoğan'ın son bir yılda ekonomik desteklerle yatıştırdığı dev ve sadık bir taraftar kitlesine sahip olduğunu da vurguladı.
Muhalefet bloğunun adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki seçimlerde Erdoğan'ın AKP'sine karşı başarısız olduğunu hatırlatan gazete, Millet İttifakı'nda Türkiye'nin kavgacı olmalarıyla ünlü milliyetçi, İslamcı, laik ve liberal muhalif partilerin yer aldığını aktardı.
'Seçim Avrupa ve NATO için ne anlama geliyor?' sorusunu yönelten Washington Post, haberinde ABD-Türkiye ilişkilerine hiç değinmedi ve Türkiye'de kurulacak sandıklardan çıkacak sonucun en sıkı şekilde takip edileceği ülkeyi yazdı. "Belki de Avrupa'da hiçbir ülke Türkiye seçimlerini İsveç kadar yakından izlemeyecek" yorumunu yapan Sarah Dadouch, Ankara'nın geçen ay Finlandiya'nın ittifaka girişine onay verdiğini ve Rusya-NATO arasındaki kara sınırını iki katına çıkardığını hatırlattı, Başkan Erdoğan'ın terör örgütü PKK'ya destek veren İsveç'e ise kırmızı ışık yaktığını belirtti.
Türkiye'nin halihazırdaki Avrupa Birliği ilişkilerine değinen Washington Post, sözü Suriye'ye getirdi. Türkiye'nin en uzun kara sınırına sahip olduğu güney komşusundaki iç savaştan kaçan 4 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yaptığını belirten gazete, göçmen konusunun seçimdeki ağırlığına dikkat çekti.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimine de değinen Washington Post, Türkiye'nin acil bir şekilde arabuluculuğa soyunduğunu, ardından tahıl koridoru anlaşmasına ev sahipliği yaptığını yazdı. Erdoğan'ın Rusya ve Ukrayna'ya karşı dengeleyici bir eylemleriyle tanındığını kaydeden Washington Post, Ankara'nın Batı tarafından Moskova'ya uygulanan yaptırımlara katılmaya direndiğini, bir yandan da Kiev yönetimine silahlı insansız hava aracı sattığını hatırlattı.
CNN ise seçim sonrasında neler olabileceğine yönelik analizlerde bulundu. Gazete, özellikle İsveç-NATO meselesi ile Rusya-Ukrayna savaşı üzerinde durdu.