Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da düzenlenen gösteride dün yapılan erken genel seçimlerde, Geert Wilders liderliğindeki İslam düşmanı ve aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin (PVV) ilk sırayı alması ve aşırı sağın yükselişi protesto edildi.
Amsterdam Dam Meydanı'nda toplanan yüzlerce kişi, Hollanda'daki aşırı sağcı, ırkçı ve ayrımcı politikaları protesto ederken, Wilders liderliğindeki PVV'nin seçimi ilk sırada tamamlamasına tepki gösterdi.
Pek çok Hollandalının yanı sıra mültecilerle farklı etnik kökenlerden ve topluluklardan eylemcilerin katıldığı gösteride, "Faşizme, ırkçılığa, ayrımcılığa ve İslamofobiye hayır." mesajı verildi.
Yapılan konuşmalarda, 22 Kasım'da yapılan genel seçimlerde aşırı sağcı partilerin oylarının ciddi şekilde yükseldiğine dikkat çekildi.
Konuşmacılar, Hollanda'daki ayrımcı politikaların yanı sıra İsrail yönetiminin Filistinlilere yönelik apartheid uygulamalarına ses çıkarılmaması ve Gazze'ye yönelik saldırılara rağmen, Hollanda hükümetinin ateşkes çağrısında bulunmamasına tepki gösterdi.
Göstericiler, "Irkçılığa karşı birlik", "Wilders? Hayır, teşekkürler", "Faşizm ve ırkçılığa karşı beraber" ve "Ne şimdi, ne de sonra, faşizme hayır" yazılı dövizler taşırken, "Faşizme hayır" ve "Irkçılığı durdur" sloganları attı.
"YÜKSELEN AŞIRI SAĞ VE FAŞİZMDEN ENDİŞELİYİM"
Gösteriyi organize edenlerden Jacky Matie, dünkü seçim sonuçlarını aşırı sağcı partinin kazanmasına rağmen Hollanda'da birçok kişinin bu sonuçları desteklemediğini göstermek için toplandıklarını belirtti.
"Yükselen aşırı sağ ve faşizmden endişeliyim." ifadelerini kullanan Matie, dünkü seçim sonuçlarının Hollanda toplumunun büyük bir kısmının aşırı sağı desteklediği anlamına geldiğini kaydetti.
Matie, seçim sonuçlarının toplumdaki "farklı" grupları etkileyebileceğini anlatarak, "Bu insanlar da sesini duyurabilmeli." dedi.
Hollanda'daki genç bir birey olarak dayanışma ve yardımı arttırarak politikaları değiştirmeyi arzu ettiklerini anlatan Matie, göçmen karşıtlığının ve medyanın, aşırı sağın yükselmesini sağladığını kaydetti.
"SAĞ, AŞIRI SAĞA KAPIYI AÇTI"
Göstericilerden, 28 yaşındaki Hollandalı Anna Mattisse, çok sayıda insanın, sağcı ve aşırı sağcıların oylarını yükseltmesini bekliyordu fakat bu seviyedeki yükselişi beklemediklerini belirtti.
Mattisse, solun kendini yeterince anlatamadığını ve toplumun geneline ulaşamadığını kaydederek, "Sağ, aşırı sağa kapıyı açtı." ifadesini kullandı.
Hollanda toplumundaki farklı grupların marjinalleştirilme tehlikesine vurgu yapan Mattisse, bu durumun bir sonraki seçimlerde daha farklı sonuçlar ortaya çıkarabileceğine işaret etti.
"SEÇİM SONUÇLARINA ÇOK ŞAŞIRDIM VE CİDDİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM"
Elinde, "Başörtümden elini çek" yazan bir döviz taşıyan Hollandalı Joyce van Loon, "Seçim sonuçlarına çok şaşırdım ve ciddi hayal kırıklığına uğradım." diye konuştu.
Wilders'ın İslam'a karşı olmasına rağmen oylarını yükseltmek için seçim kampanyasında İslam karşıtı ve yabancı karşıtı söylemlerini yumuşattığını aktaran van Loon, Wilder'in ekonomik ve sosyal politikalarla alakalı vaatleriyle insanları ikna ettiğini ve oylarını yükselttiğini ifade etti.
Endişeli ve ciddi şekilde kaygılı olduğunu vurgulayan van Loon, Wilders'in Hollanda toplumunu, Müslümanları ile diğer dinlere mensup kişileri böldüğünü belirtti.
Van Loon, "Bugün bisikletimle işe giderken birisi bana, 'Defol Müslüman' şeklinde laf attı. Bu onun (Wilders) yaptıklarının doğrudan bir sonucu. Onun ülke için iyi olduğunu düşünmüyorum." diye konuştu.
AŞIRI SAĞIN MECLİSTEKİ TOPLAM SANDALYE SAYISI 28'DEN 41'E YÜKSELDİ
Wilders'ın lideri olduğu PVV, 2021 seçimlerinde kazandığı 17 sandalyeyi iki kattan fazla artırarak 37 milletvekili çıkardı. PVV'nin oy oranı da 10,8 puan artışla 23,5'e çıktı.
Bir başka aşırı sağcı Thierry Baudet liderliğindeki Demokrasi için Forum Partisi (FvD), 2021 seçimlerine göre 5 milletvekili kaybederek 3 sandalyeye düştü. JA21 Partisi de 3 sandalyeden bir sandalyeye geriledi.
Buna göre, aşırı sağcıların meclisteki toplam sandalye sayısı 28'den 41'e çıktı.
Lilian Marijnissen liderliğindeki Sosyalist Parti (SP) de 2021 seçimlerine göre 4 milletvekili kaybederek 5 sandalye elde ederken, Hollanda Senatosunda en çok sandalyeye sahip olan, Temsilciler Meclisinde 2021'de bir sandalye elde eden Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB) ise 7 sandalye kazandı.
AB'NİN EN BÜYÜK KABUSU
ABD merkezli Politico 'Geert Wilders AB'nin en kötü kabusu' başlıklı haberinde Wilders'ın AB'deki diğer aşırı sağ liderlerle yürürlükte olan politikaları tersine çevirebileceğini iddia etti. Politico, Hollanda'nın Avrupa Birliği'nden ayrılmasını isteyen Wilders'ın Brüksel'in dostu olmayacağını öne sürdü.
AŞIRI SAĞIN ZAFERİ AVRUPA'DA BU KESİMİN "DEĞİŞİM ZAMANI" YORUMLARINA NEDEN OLDU
Avrupa'nın aşırı sağcı siyasetçileri, Hollanda'da dün yapılan genel seçimi resmi olmayan sonuçlara göre açık ara göğüsleyen Geert Wilders'ı kutlayarak, sonuçların Avrupa'da halkın giderek daha fazla oranda milli kimliklerin savunulmasını istediği ve değişim zamanının geldiği yorumlarında bulundu.
Dünkü erken genel seçimlerde resmi olmayan sonuçlara göre İslam karşıtı Wilders'ın liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi (PVV) parlamentodaki 150 sandalyeden 37'sini kazanarak seçimi açık farkla önde tamamlarken, Avrupa'daki aşırı sağcı siyasetçiler art arda seçim tebriğinde bulundu.
Avrupa ülkelerinde son yıllarda yükselen eğilimin ilk zaferini kazandığı ve iktidar koltuğunu elde ettiği İtalya'da hükümet ortağı aşırı sağcı Lig Partisi'nin lideri ve aynı zamanda Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma-Altyapı Bakanı Matteo Salvini, X hesabından yaptığı paylaşımda "PVV'nin lideri ve Lig'in tarihi müttefiki arkadaşım Geert Wilders'i bu olağanüstü seçim zaferinden ötürü tebrik ederim." ifadelerini kullandı.
Salvini, "Yeni bir Avrupa mümkün" sloganını paylaşarak, 3 Aralık'ta Floransa'da düzenlenecek büyük aşırı sağ mitingine gönderme yaptı.
Fransa'da geçen seneki başkanlık seçimlerinde yarışan aşırı sağcı Marine Le Pen de Wilders'ın başarısının Avrupa'da milli kimliklerin savunulmasına giderek artan bağlılığı teyit ettiğini savundu.
Le Pen, "Avrupa'da değişim umudunun canlı kalmasının nedeni, ulusal meşalenin sönmesini reddedenlerin varlığıdır." ifadelerini kullandı.
Almanya'da İslam karşıtı, aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisi'nin Eş Genel Başkanı Alice Weidel de Wilders'ı kutlayarak, "Tüm Avrupa siyasi değişimi istiyor." iddiasında bulundu.
İspanya'da aşırı sağcı Vox Partisi'nin lideri Santiago Abascal da "Giderek daha fazla Avrupalı sokaklarda ve sandıklarda uluslarının, sınırlarının ve haklarının savunulmasını talep ediyor." mesajını paylaştı.
Portekiz'deki aşırı sağcı Chega Partisi'nin lideri Andre Ventura da Portekiz'de 10 Mart'ta yapılacak erken genel seçimlere atıfta bulunarak, "Arkadaşımız Geert Wilders Hollanda'da seçimleri kazandı. Bu son işaret: Sıradaki Portekiz olacak!" paylaşımında bulundu.
Aşırı Sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Genel Başkanı Herbert Kickl de Wilders'ın "vatansever" politik söylemi nedeniyle bu zamana kadar hiç olmamış bir seçmen oranının onun arkasında birleştiğini, Wilders'ın "katı bir göç politikası ve Avrupa'nın İslamlaşmasını önlemek için" önemli müttefik olduğunu kaydetti.
Kickl, gelecek yıl ülkesinde yapılacak genel seçimler için de "her şey mümkün" mesajını verdi.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban da "Değişim rüzgarları burada." ifadesini kullanarak, Alman müzik grubunun Avrupa'da komünizmin düşüşüyle özdeşleşen bir şarkı paylaştı.
Hollanda'nın komşusu Belçika'da aşırı sağcı Vlaams Belang Partisi'nin lideri Tom Van Grieken de "Halk sadece Hollanda'da değil, Flaman bölgesinde gerçek bir değişim özlemi içinde. Bu seçimlerin ana teması açıkça göç oldu. Bu da gayet mantıklı. Göçün önemi ve etkisi göz ardı edilemez." değerlendirmesinde bulundu.
MÜSLÜMANLAR ENDİŞELİ
Hollanda'da Müslümanlar, 22 Kasım'da yapılan erken genel seçimlerden, Geert Wilders liderliğindeki İslam düşmanı ve aşırı sağcı Özgürlük Partisinin (PVV) birinci çıkması nedeniyle endişe duyuyor.
Devlet ve Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) Başkanı Muhsin Köktaş, yaptığı açıklamada, seçim konuşmasında "camiler, İslami okullar ve Kur'an-ı Kerim'in Hollanda'ya ait olmadığını" belirten Wilders'in seçimleri kazanmasının ve aşırı sağın oylarının artmasının Müslümanlar için büyük hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
Köktaş, "Seçimlerin sonucu hayal kırıklığının yanı sıra Müslümanların geleceği için endişe verici bir durum. Wilders, parti programını uygulama fırsatı bulursa ve koalisyon ortakları buna sıcak bakarsa o zaman Müslümanlar için Hollanda yaşanmaz bir hale gelecektir." dedi.
Wilders'in seçim vaatlerinin hukuka aykırı olduğuna dikkati çeken Köktaş, "Belki parti programındakileri uygulayamayabilir ama Wilders ve diğer sağ partiler, Müslümanların hayatını zorlaştırmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bazı şeyleri yasaklayamasalar da katı kurallar uygulayacaklardır. Bundan dolayı Müslümanların hayatı baya zorlaşacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Köktaş, kamu binalarında başörtüsü yasağı getirmek isteyen Wilders'in seçimleri kazanmasının dünya genelinde şok etkisi yaptığını belirterek, "Bizi zor günler bekliyor. Endişelerimizi birinci ağızdan hem Wilders'a hem koalisyon ortaklarına duyurmaya çalışacağız. Mümkün olduğu kadar PVV'nin parti programında bulunanların gündeme alınmaması için mücadele edeceğiz." ifadelerini kullandı.
İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları Güney Hollanda Bölgesi Dış İlişkiler Başkanı Kenan Aslan da Wilders'ın son 20 yılda yaptığı İslam karşıtı açıklamalara işaret ederek, "Özellikle yabancılara ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık içeren açıklamaları bizi tedirgin ediyor. Geçmiş dönemdeki söylemlerine bakılırsa, camilerimizin kapatılmasına, Kur'an'ın yasaklanmasına kadar gidecek İslam karşıtı uygulamalar bizi bekliyor. Bu nedenle çok endişeliyiz." diye konuştu.
Wilders'ın, İslam ülkelerinden sığınmacı veya göçmen alınmasını durdurma vaadine değinen Aslan, "Batı'nın dünyanın farklı yerlerinde başlattığı savaş neticesinde Batı'ya yönelen sığınmacıları zor günler bekliyor." dedi.
İslam'ın totaliter bir ideoloji olarak tanıtılacağı sözünü veren Wilders'ın, seçim sonrası yaptığı "Camilerden, Kur'an'dan, İslami okullardan bahsetmeyeceğiz." açıklamasına hiçbir şekilde güvenmediğini dile getiren Aslan, "Hollanda anayasasında dini cemaatlerin bir kalkanı vardı, onu değiştirmeye kadar gidebilir sağ koalisyonun yapacakları. Zor olsa da bunu deneyeceklerdir." ifadelerini kullandı.
Hollanda Türk Federasyonu (HTF) Başkanı Murat Gedik ise Wilders'ın aldığı oy sayısının, aşırı sağ kurumlar ve merkezde bulunan sağ partileri cesaretlendirdiğini söyledi.
Çifte vatandaşlığı yasaklamak isteyen Wilders'in "göçü sınırlama" vaadi ve İslam karşıtı duruşunun seçmenden karşılık bulduğunu belirten Gedik, şunları kaydetti:
"Wilders'ın parti programında camileri kapatma, Kur'an-ı Kerim'i yasaklama gibi vaatleri var. Anayasaya aykırı olduğu için belki bunları yapamaz ama seçim sonuçları Müslüman veya Türk fark etmez, yabancılar üzerinde psikolojik bir baskı yapacaktır. Bundan dolayı endişeliyiz. Bu psikolojik baskı bizleri zor bir duruma sokacaktır. Bundan sonra dışlama ve ayrıştırma daha çok artacak. Endişelerimiz bu doğrultuda. Türk STK'lerine baskılar çoğalacaktır. Özellikle Ankara'nın uzun kolu (söylemini) daha sık kullanabileceklerdir. Aşırı sağın seçim sonucunda almış olduğu güçle, Türk ve Müslüman toplum üzerindeki psikolojik baskılar artacaktır."