Bakan Muş, bakanlık olarak küresel belirsizliklerin bu denli büyüdüğü bir dönemde ihracatçılara her türlü desteği vermeye devam ettiklerini vurguladı.
Öncelikle geleneksel ihraç pazarlarındaki daralmayı öngörerek yıl ortasında devreye aldıkları "Uzak Ülkeler Stratejisi" ile ihracatçılara Asya ve Güney Amerika gibi uzak pazarlarda tutunmaları için destek olduklarını belirten Bakan Muş, şunları kaydetti: "Böylece ihracat menzilimizi ve ürün çeşitliliğimizi genişletiyor, 18 ülkeye yönelik ülke özelinde eylem planları uyguluyoruz. Öte yandan, özellikle Avrupa'da birçok firma enerji tasarrufu için çeşitli yollar ararken, yaklaşan kışla birlikte üretim ve yatırımların yeni rotalara kayma ihtimali güçlenmektedir. Bu doğrultuda bir taraftan ülkemizin Avrupa için üretim ve tedarik merkezi olması için yoğun temaslar sürdürmeye devam ederken, bir taraftan da artan enerji fiyatlarıyla gelirleri ve dolayısıyla talepleri yükselen Orta Doğu ve Körfez ülkelerinin ilk tercihinin Türkiye olması için yoğun ticari diploması faaliyetleri yürütüyoruz. Nitekim, bu hafta İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz İSEDAK programı vesilesiyle temmuz ayında uygulamaya konulan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri arasındaki Tercihli Ticaret Sistemi ve hayata geçen tahkim merkezi sonrası ticari ilişkilerimizi daha da geliştirmek için kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik. Küresel ekonomi enflasyon ve küçülme arasında sıkışmışken ülkemizin pandemi döneminde olduğu gibi bu adı konulmamış küresel kriz ortamından da en az hasarla çıkması için özverili çalışmalarımıza devam ediyoruz."
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, 2021 yılında son 50 yılın en yüksek büyüme hızına ulaşan Türkiye'nin birçok ülkenin hızla resesyona sürüklendiği bir dönemde büyüme trendini sürdürmeyi başardığını belirterek, "İkinci çeyrek büyümemiz yüzde 7,7 olarak yukarı yönlü revize edilmiş olup, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde ise ekonomimiz yüzde 3,9 oranında büyüyerek son 9 çeyrekte kesintisiz bir büyüme kaydetmiştir." dedi.
Muş, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ve diğer ilgililerin katılımıyla Adana Ticaret Odasında düzenlenen toplantıda, kasım ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Kadim bir tarihe sahip Adana'nın, eski zamanlardan bu yana köklü bir ticaret merkezi olduğunu belirten Muş, insanların ilgisine mazhar olan kentin, kültürü ve zengin mutfağıyla her zaman ön planda bulunduğunu söyledi.
Muş, Adana'nın bereketli ve verimli topraklarıyla tarımda elde ettiği başarının yanı sıra sanayide de ön plana çıkarak her geçen gün potansiyelini daha üst seviyelere taşıdığını, köklü bir ticaret kültürüne sahip olduğunu ve en çok ihracat yapan ilk 20 il arasında yer aldığını dile getirdi.
Son açıklanan verilerin, Avro Bölgesi'nin bugüne kadar kaydedilen en yüksek, Japonya'nın ise son 40 yılın en yüksek enflasyon oranlarına ulaştığını gösterdiğini anımsatan Bakan Muş, şöyle devam etti: "Enerji fiyatlarının yüksek seyri gibi etkenlerle, ülkelerin yürürlüğe koyduğu mali sıkılaştırma politikalarına rağmen henüz enflasyon üzerinde ciddi bir düşüş trendi başlamamıştır. Avrupa Merkez Bankası, Avro Bölgesi için beklentilerin üzerinde bir enflasyona işaret ederken, küresel resesyonun enflasyonu düşürme hızının oldukça yavaş olması beklenmektedir. OECD tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan Küresel Ekonomik Görünüm Raporunda, 2021 yılında yüzde 5,9 olan küresel büyüme hızının 2022 yılında neredeyse yarıya düşeceği tahmin edilirken, 2023 yılında da yüzde 2,2'ye gerileyeceği öngörülmüştür. OECD yaptığı tahminlerde, en büyük ticaret ortağımız olan Avro Bölgesi'nin bu yıl yüzde 3,3 ve önümüzdeki yıl ise yalnızca yüzde 0,5 büyüyeceğini öngörmüştür. Nitekim, Avrupa Komisyonu 'Kış Ekonomik Tahminler Raporu'nda AB'nin son çeyrekte küçülmeye başlayacağı ve büyüme oranının önümüzdeki iki yıl boyunca da tekrar yüzde 2'nin üstüne çıkmayacağı öngörülmektedir. Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri de özellikle Avrupa'daki yavaşlamayı yansıtmaktadır. Avro Bölgesi imalat sanayi endeksi 6 aydır, yeni siparişler endeksi ise 5 aydır 50 eşik değerin altında yer almaktadır."
Küresel ticarette de genel ekonomik gidişata paralel bir trend beklendiğini belirten Muş, "OECD hesaplamalarına göre 2021 yılında yüzde 10 olan reel ticaret artışının, 2022 yılında yüzde 5,4'e ve 2023 yılında da yüzde 2,9'a düşmesi beklenmektedir. Nitekim, Dünya Ticaret Örgütünün kısa dönem ticaret gelişmelerini yansıtan barometresi, kasım ayında 100'ün altına düşerek uluslararası ticarette yavaşlamayı ortaya koymaktadır." ifadesini kullandı.
"ÜLKEMİZ SON 9 ÇEYREKTE KESİNTİSİZ BİR BÜYÜME KAYDETMİŞTİR"
Bakan Muş, küresel ekonomide büyüyen bir borç sorunu bulunduğunu ifade etti.
Birçok finans kuruluşunun gelecek yılın daha zayıf küresel büyüme ve daha yüksek borçlanma maliyetlerine tanıklık edeceğini ifade ettiğini aktaran Muş, "Yani mali sıkılaşma tek başına küresel enflasyonu kısa vadede düşüremezken, büyümeyi aşağı çekmekte ve küresel borç sorununu da tetiklemektedir." dedi.
Küresel ekonomide bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'nin gerek dış ticaret gerekse ekonomik büyümesinde yakaladığı başarılı performansla dikkati çektiğinin altını çizen Muş, sözlerini şöyle sürdürdü: "2021 yılında son 50 yılın en yüksek büyüme hızına ulaşan ülkemiz, birçok ülkenin hızla resesyona sürüklendiği bir dönemde büyüme trendini sürdürmeyi başarmıştır. İkinci çeyrek büyümemiz yüzde 7,7 olarak yukarı yönlü revize edilmiş olup, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde ise ekonomimiz yüzde 3,9 oranında büyüyerek son 9 çeyrekte kesintisiz bir büyüme kaydetmiştir. 2022 yılının ilk üç çeyreklik kısmında mal ve hizmet ihracatımızda yaşanan yüzde 14,5 oranındaki artışla ihracatın büyümeye katkısı 3,4 puan seviyesinde gerçekleşmiştir. Gerçekleşen yüksek oranlı büyümenin yarısından fazlası mal ve hizmet ihracatından kaynaklanmış olup ihracat büyümenin itici gücü olmaya devam etmiştir."
İhracatçıları ekonomiye sundukları yüksek katkı için tebrik eden Muş, "İlaveten, Orta Vadeli Programımızda zikredildiği şekilde 2022 yılında yüzde 5 oranında bir büyümeye ulaşılması öngörülmektedir. Bu gerçekleşmeler, Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizi, parasal sıkılaştırma kaynaklı resesyon beklentileri ve dış talepteki daralmaya rağmen ekonomimizin ortaya koyduğu dinamizmi göstermektedir. Nitekim, küresel ekonominin yüzde 3,1 ve Çin ekonomisinin sadece yüzde 3,3 büyümesinin beklendiği bir ortamda, Türkiye ekonomisinin gerçekleştirmiş olacağı bu büyüme performansı çok değerli olacaktır. Hız kesmeden yoluna devam eden üretimin güçlü etkilerinin, son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Muş, 2020 yılı birinci çeyreğine kıyasla 2022 yılı üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinin 3 milyon 552 bin ilave istihdam oluşturduğunu ve sanayi sektörünün buna katkısının 1 milyon 66 bin kişi seviyesinde olduğunu kaydetti.