Hollande, Polonya Başbakanı Beata Szydlo ile Elysee Sarayı'nda yaptığı görüşmenin ardından basının, İngiltere'nin AB'de kalmak için talep ettiği reformlarla ilgili sorularını yanıtladı.
Hollande, ''Avro bölgesi dışındaki bir AB üyesi, avro bölgesi politikalarını veto etme hakkına sahip olamaz'' dedi.
İngiltere ile yeniden müzakere yapılmasına da karşı olduğunu belirten Hollande, şunları kaydetti:
''Biz İngiltere'nin AB içinde kalmasını istiyoruz. Ortaya konan uzlaşının sorunu çözeceği şu ana kadar gözükmüyor. Ancak AB zirvesinde bu konuda ne yeni bir müzakere olacak ne de yeni bir düzenleme olacak. Biz İngiltere'ye, Avrupa ilkelerine saygı konusunda gerekli güvenceyi verecek bir noktaya geldik.''
Tusk, İngiltere'nin AB'de kalmak için istediği reformlarla ilgili birliğin teklifini dün açıklamıştı.
Teklifi göre, İngiltere, ancak diğer üyelerin onayıyla AB'den gelen göçmenlere verilecek sosyal yardımları geçici olarak kesebilecek. Bunun hayata geçirilebilmesi, tamamen üye devletlerin onayına bağlı olacak. Sosyal yardımlara getirilecek kısıtlamalar, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın istediği gibi tamamen değil, "işçilerin söz konusu üye devletteki iş gücü piyasası ile güçlenmekte olan bağları dikkate alınarak" aşamalı olarak uygulanacak. Sadece İngiltere değil, her üye devlet, sosyal yardımların durdurulmasını talep edebilecek. Metinde "koruyucu mekanizma" olarak adlandırılan bu kesintinin ne kadar süreceği belirtilmese de İngiliz kaynaklar, talep ve üye devletlerin onayına bağlı olarak bunun 4 yılı bulabileceğini söylüyor.
Teklifte, ulusal parlamentolara daha fazla yetki verilmesi de öngörülüyor. Ancak bu çerçevede AB kurumlarının kararlarının İngiltere Parlamentosu tarafından bloke edilmesini öngören "kırmızı kart" uygulamasının, adalet ve içişleri gibi AB açısından önemli alanlarda geçerli olamayacağı ifade ediliyor.
Teklif, 18 Şubat'ta yapılacak AB Liderler Zirvesi'nde kabul edilmesi durumunda hayata geçirilecek.
Cameron, AB üyesi ülkelerden İngiltere'ye gelen göçmenlerin devlet yardımları alabilmesi için ülkede en az 4 yıl yaşaması, AB'den İngiltere gibi avro bölgesi dışında kalan ülkelerin çıkarlarına saygılı olunması, milli parlamentolara daha fazla rol verilmesi ile AB'nin yetki ve sorumluluğunu artıracak adımlardan kaçınılmasını talep ediyordu. Ülkesinin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliğini, 2017 yılı sonuna kadar referanduma götürecek olan Cameron'ın müzakerelerde istediğini alması durumunda, referandumun bu yıl yapılma ihtimali de bulunuyor.