İsrail güçlerinin, dün akşam iftardan kısa bir süre sonra Doğu Kudüs'ün farklı noktalarında plastik mermi ve ses bombalarıyla düzenlediği saldırılarda yaralananlara ilişkin Filistin Kızılayından yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, söz konusu saldırılarda 205 Filistinlinin yaralandığı, bunlardan 88'inin Kudüs'teki hastanelere kaldırıldığı, diğerlerinin ise ayakta tedavi edildiği aktarıldı.
Yaralanmaların çoğunun plastik mermiyle yüz, göz ve göğüs bölgesinden olduğuna değinilen açıklamada, Filistin Kızılayının, hastanelerde doluluk yaşanması nedeniyle bölgede sahra hastanesi kurduğu ifade edildi.
Yaşanan gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan akademiysen Prof. Dr. Esat Arslan değerlendirdi.
Akademiysen Prof. Dr. Esat Arslan'ın açıklamaları:
1979 yılında Ayetullah Hümeyni iktidara geldikten sonra Ramazan'ın son Cuma gününü Kudüs günü ilan etti. İsrail kuvvetleri yaptıklarını bunun üzerine bina ediyorlar.
Özellikle son Ramazan'ın son Cuma'sında bu olaylar çıkıyor.
Bu olaylar yaşanırken İran'ın sesi yok. Haşdi Şabi birlikleri arasından Kudüs Tugayları vardı. Bu Kudüs lafını kullananlar İranlılardır.
Bu noktada İsrailliler bölgeye İrani bir faktörün girmesini istemediklerini ilan ediyor. Her iki tarafa baktığınız zaman bu mesajı açık açık veriyorlar.
Bu senenin başka bir önemi var. ABD Başkanı Joe Biden'ın 24 Nisan'daki Ermeni sorunu tanıması buradaki Ermeni Mahallesi'ni hareketlendirdi.
Burası Taksim Meydanı kadar bir yerdir. Bütün olay burada işte. Burada 4 mahalle vardır. Bunlar Yahudi, Hristiyan ve Müslüman mahalleleri. Her yere ilanlar asmışlar kocaman.
İlanda sözde 1915 olaylarını anlatmışlar. Bunu yapan Kudüs'deki Ermeni kilisesi. Bu sakın gözden kaçmasın. İnsanların gözüne sokacak şekilde bu ilanları koymuşlardır. Bu ilanlara dokunduğunuz anda hapise atılıyorsunuz. Burada Ermeni ve Yahudi Mahalllesi birlikte hareket ediyor. Bu sakın gözlerden kaçmasın."