İki hafta önce Tayland'ın Malezya sınırındaki bölgesinde 32 Arakan Müslümanı'nın gömüldüğü bir toplu mezar ortaya çıkarılmıştı. Malezyalı Polis Şefi Halid Ebu Bekir toplu mezarlardan birinin 300 cesedin gömülebilecek kadar büyük olduğunu, bir diğerinin 100, geri kalanlarının ise 20 ceset kapasiteli küçük toplu mezarlar olduğunu söyledi.
Bölgeyi inceleyen uzmanlar kampların birkaç hafta önce Tayland'ın başlattığı operasyonlar nedeniyle terk edildiği, insan kaçakçılarının iz bırakmamak için bazı göçmenleri de giderken öldürüp toplu mezara gömmüş olabileceklerini söyledi. İnsan hakları grupları 15 günde 4 bin kaçak göçmenin deniz yoluyla Endonezya, Malezya ve Tayland'a ulaştığına dikkat çekerek "Hala binlerce göçmen denizde ölümle burun buruna. Bölge hükümetleri göçmenlerin kurtarılması için hiçbir şey yapmıyor" diyerek özellikle Malezya hükümetini topa tuttu.
Malezya Başbakanı Necip Razak "Bu kampları kuranları yakalayacağız" dese de Malezya göçmen hakları grubu Tenaganita yetkilisi Aegile Fernandez "Suçluların nerede saklandıklarını biliyorlar. Asıl bunun sorumlusu olan üst düzey siyasiler tutuklanmalı" çıkışıyla Razak'ı sert bir şekilde eleştirdi. Öte yandan ülkelerini terk edip iş ve aş uğruna umut yolculuğuna çıkan binlerce Bangladeşli için Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın sözleri ise büyük tartışma yarattı. Hasina, 'ruh hastaları' dediği Bangladeşli göçmenlerin ülkesinde iş bulmaya çalışmadıklarını öne sürerek "Bangladeş'in uluslararası alandaki imajını bozuyorlar" dedi.
Hükümetlere göçmenlere yardım konusundaki politikalarını değiştirmeleri için yapılan uluslar arası baskılar geçen hafta kısıtlı da olsa sonuç vermişti. Malezya 4 donanma gemisini denizde arama kurtarma çalışması yapmak için görevlendirdi. Malezya ve Endonezya göçmenleri bir yıl süreyle geçici kamplarda barındırabileceklerini duyurmuştu.
İŞTE MÜSLÜMAN DÜŞMANI O ŞEYTAN
Myanmar'da Müslümanlar'a yapılan zulmün önderliğini Ashin Wirathu (46) isimli bir Budist rahip yapıyor. Wirathu Müslümanlara karşı duyduğu nefreti her fırsatta dile getiriyor. Budistlerin, Müslümanları aralarında barındırmamaları gerektiğini söyleyen Wirathu "Müslümanlar topraklarımızı işgal etmek istiyor. Bunu engellemek için her şeyi yapmalıyız" diyor. Öte yandan Myanmar hükümeti milliyetçi Budist rahiplerin baskılarına dayanamayarak Arakan Müslümanları'na 3 yılda bir doğum kısıtlaması getiren yasayı onayladı.
'HÜKÜMETLER RÜŞVET ÇARKI KURDU'
Tayland-Malezya sınırında insan kaçakçılarının kurduğu kamplar, insan hakları örgütlerine göre her iki ülkenin polis, asker ve siyasilerin karıştığı organize çarkın sadece bir dişlisi. 'Human Rights Watch Asia' kurumundan Phil Peterson "İnsanlık suçu işlenen bu ölüm kamplarının bu bölgede kurulması sınırın her iki tarafındakilerden gizlenerek yapılabilecek bir iş değil. Bu kamplar ancak asker, polis ve politikacıların rüşvet düzeniyle varlığını sürdürebilir. Hükümetlerin yaptığı tüm tutuklama operasyonları göstermelik" diyor.
PARA GETİRMEYENİ ÖLDÜRÜYORLAR
Myanmar'daki Budist zulmünden kaçarak Tayland, Malezya ve Endonezya'ya botla gitmek isteyenler umut tacirlerine para ödeyerek ölüm yolculuğuna çıkıyor. Hayatta kalarak karaya ulaşanları Tayland-Malezya sınırındaki bölgede ayrı bir işkence bekliyor. Nitekim bölgede insan kaçakçılarının kurduğu toplama kamplarına bırakılan Arakan Müslümanları burada ailelerinden para istenerek işkenceye maruz bırakılıyor. Tanıkların ifadelerine göre istenen 1500 dolar getirilmediğinde o göçmenler öldürülüp toplu mezarlara atılıyor.
140 BİN KİŞİ SÜRGÜNDE...
Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşayan 1.3 milyon Müslüman, Budist yönetim tarafından 3 yıldır zulüm görüyor. Myanmar'ın vatandaş olarak kabul etmediği bölge ülkelerinin de göçmen olarak almayı kabul etmediği 140 bin Müslüman şu anda sürgün hayatı yaşıyor, binlerce Müslüman göç yolunda öldü.
