Koronavirüs mutasyona uğrarsa neler olur? Bilim adamları ilk kez açıkladı! Coronavirüste R değeri ve ikinci dalga...

Koronavirüs son dakika haberleri: İlk olarak Çin'de ortaya çıkan ve giderek yayılan yeni tip koronavirüs şu ana kadar 25 milyonu aşkın kişiye bulaştı. Koronavirüste ikinci dalga endişesi her geçen gün artarken salgın ile ilgili bir detaya dikkat çekildi. Virüsü kapmış bir kişinin virüsü yeni bir kişiye bulaştırmasını ifade eden "R değeri", adını "reprodüksiyon" kelimesinin ilk harfinden alıyor. R değeri, enfekte kişinin virüsü ortalama kaç kişiye bulaştırdığını ifade ediyor. Öte yandan insanların tatile çıkma arzusu da havaların ısınmasıyla giderek güçleniyor. İnsanlar tatile gittiklerinde küçük bir mekan içerisinde hareket ediyor, partilere gidiyor ve böylece dünya çapında yeni enfeksiyonların temeli atılmış oluyor.

Koronavirüs son dakika haberleri aylardır dünya gündeminde ilk sıralarda yer alıyor. İlk olarak Çin'de ortaya çıkan ve giderek yayılan yeni tip koronavirüs şu ana kadar 25 milyonu aşkın kişiye bulaştı. Virologlar, yeni tür corona virüs salgınının ikinci dalgasını aylar öncesinden öngörmüştü. İnsanlar corona nedeniyle getirilen sosyal mesafe kuralları ve kısıtlamalara uymadıkça, olası bir ikinci dalga tehlikesi de büyüyor. Son haftalarda coronanın yeniden hız kazandığı gözleniyor. Koronavirüste ikinci dalga endişesi her geçen gün artarken salgın ile ilgili bir detaya dikkat çekildi. Koronavirüste R değeri ise oldukça önem kazandı. R değeri, enfekte kişinin virüsü ortalama kaç kişiye bulaştırdığını ifade ediyor.


"R DEĞERİ" KİLİT ÖNEMDE

Virüsü kapmış bir kişinin virüsü yeni bir kişiye bulaştırmasını ifade eden "R değeri", adını "reprodüksiyon" kelimesinin ilk harfinden alıyor. R değeri, enfekte kişinin virüsü ortalama kaç kişiye bulaştırdığını ifade ediyor. DW Türkçe'de yer alan habere göre, örneğin bu sayı 3 ise bu, her enfekte kişinin virüsü 3 kişiye bulaştırdığı anlamına geliyor. Almanya'da R değeri, Temmuz ayı sonunda 1'in üzerine çıktı. Bunun sorumlusunun, kurallara uymaksızın büyük insan toplulukları oluşturan, seyahat eden ve dolayısıyla virüsü taşıyan tatilciler olması olası.

Vaka sayılarının düşmesi bir başarı olarak görülebilir. Ancak yeniden bulaştırma sayısının artmasını olası bir ikinci dalganın habercisi olarak değerlendirmek mümkün.
ABD ve Brezilya'nın yanı sıra Hindistan ve Güney Afrika'da da vakalarda son dönemde önemli bir yükseliş yaşanıyor. Yalnızca Brezilya'da halihazırda kayıt altına alınan vaka sayısı iki buçuk milyonu aşmış durumda. Çok sayıda ülkede, önceden olduğu gibi sıkı karantina ve sosyal mesafe kuralları mevcut değil. Almanya, İspanya ve Yunanistan, kısıtlamaların gevşetildiği ilk ülkelerden olmuştu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bir süredir, corona virüsün belki de hiçbir zaman hayatımızı terk etmeyeceği mesajını veriyor. Örgüt, önlemleri yok sayarak insanların corona öncesi yaşamlarındaki gibi davranmalarının yol açabileceği olası olumsuz sonuçlar hakkında da uyarıyor.

Birçok ülkede dükkan ve restoranlar yeniden açılmış durumda. Örneğin Avustralya'da restoran ve barlara giden kişiler arasında vaka sayısının artmasıyla birlikte, hükümet önlemleri yeniden sıkılaştırdı.

Öte yandan insanların tatile çıkma arzusu da havaların ısınmasıyla giderek güçleniyor. İnsanlar tatile gittiklerinde küçük bir mekan içerisinde hareket ediyor, partilere gidiyor ve böylece dünya çapında yeni enfeksiyonların temeli atılmış oluyor. Örneğin Almanya'da Temmuz ayı sonunda enfeksiyon sayıları astronomik biçimde artış gösterdi. Virüsü bulaştırma katsayısı "R değeri" de Almanya'da doruk seviyeye ulaştı.

İSPANYOL GRİBİ KARŞILAŞTIRMASI

Son dönemde artan biçimde kullanılan "ikinci dalga" tabiri hakkında uluslararası düzlemde üzerinde mutabık kalınan bir tanım yok. DSÖ'nün bile bu konuda benimsediği net bir tanım söz konusu değil.
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier, DW'ye verdiği mülakatta, "Bu tanım yalnızca, başlangıçta yaşanan gerilemenin ardından meydana gelen yeni sıçrayışlara atıfta bulunuyor. Bu, bir 'üçüncü' dalga için de geçerli" diyor.
Pandeminin henüz başlangıç döneminde virologlar, yeni bir enfeksiyon dalgasına ilişkin uyarıda bulunmuş ve insanlara sayılardaki düşüşü normal yaşama dönmek için yeşil ışık olarak görmeme çağrısı yapmıştı.
Bilim insanları, corona virüsü 1918-1920 arası dönemde dünyayı kasıp kavuran İspanyol Gribi ile karşılaştırıyor. DSÖ verilerine göre, İspanyol Gribi toplamda 20 ila 50 milyon insan hayatına mal oldu.

İspanyol Gribi pandemisinde üç dalga söz konusu olmuştu. Salgının ikinci dalgası, ilk dalgasından çok daha şiddetli idi ve daha fazla can kaybına neden oldu. Söz konusu dalgalar arasında virüs mutasyona uğradı. Aynısının corona virüs için gerçekleşmesi de ihtimaller dahilinde.

VİRÜS MUTASYONA UĞRARSA NE OLUR?

Yeryüzündeki her virüsün mutasyona uğrama, yani değişme potansiyeli mevcut. En iyimser senaryoya göre, virüs mutasyona uğradığında zayıflıyor. Dolayısıyla virüs daha az tehlikeli hale geliyor ve daha az can kaybına yol açıyor. Ancak bunun gerçekleşmesi için çok sayıda insanın virüse karşı halihazırda bağışıklık geliştirmiş olması gerekiyor. Bu durumun SARS-CoV-2 virüsü için geçerli olup olmadığını bilim insanları henüz bilmiyor.
İnsanlar, virüslerin çoğunluğuna karşı bağışıklık geliştiriyor. Özetle, bir insan bir virüsü kaptığında vücudu antikor üretiyor ve bu suretle bağışıklık kazanıyor. Bu gerçekleştiğinde de virüs insanı etkileme gücünü kaybediyor. Bunun corona virüs için geçerli olup olmadığı da henüz muamma. İncelenen birçok vakada, bir grup corona hastasının vücudunda, hastalığı geçirdikten sonra antikorlara rastlanmadı. Bu da söz konusu kişilerin virüsü yeniden kapabileceği anlamına geliyor.


SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI NE KADAR GERÇEKÇİ?

Uzmanlar, bir kişinin virüse karşı antikor geliştirip geliştirmediğini, bir "serolojik test" uygulamak suretiyle tespit edebiliyor. Ancak bu testler, teste tabi tutulan kişinin virüse karşı bağışıklık kazanıp kazanmadığını, kazandıysa ne süreyle kazandığını tespit edemiyor. Bilim insanları şimdilerde bu sorunun yanıtını arıyor. Corona krizinde şu ana kadar birçok kez, virüse ancak ve ancak bir "sürü bağışıklığının" gem vurabileceği fikri öne sürüldü. Sürü bağışıklığı, toplum halihazırda virüse karşı bağışıklık kazandığı takdirde geçerli oluyor. Bu durumda da virüs hızlı bir biçimde yayılamıyor. Teorik olarak virüsü kontrol altında tutabilmek için, toplumun yüzde 70 ila 90'ının bağışıklık kazanmış olması gerekiyor.
Tıp dergisi The Lancet'ta kısa süre önce sürü bağışıklığına ilişkin bir makale yayımlandı. Madrid merkezli Üçüncü Carlos Sağlık Enstitüsü, İspanya Sağlık Bakanlığı ve Harvard Üniversitesi'nde görev yapan araştırmacıların yürüttüğü araştırma, corona virüse karşı sürü bağışıklığı kazanmanın söz konusu olmayacağını su yüzüne çıkardı. 60 bin kişinin katılımıyla yürütülen araştırma, Avrupa'nın şu ana kadarki en geniş çaplı antikor çalışması olma niteliğini taşıyor. Yapılan incelemeler, İspanyolların yalnızca yüzde 5'lik kısmının virüse karşı antikor ürettiğini gözler önüne seriyor.


VİRÜS SOĞUĞU SEVİYOR

Virüsler, soğuk ortamları seviyor. Virüsün özellikle sıcaklığın düşük olduğu mezbahalarda yayılması, bu durumu iyi açıklayan bir örnek.
Hava sıcak olduğundaysa virüs, soğuk havadaki gibi hızlı bir biçimde yayılmıyor. Dolayısıyla yılın sıcak aylarında enfeksiyon sayılarının görece düşük olması doğal bir durum. Dışarıdaki hava soğuk olduğunda insanlar daha sık evde kalıyor. Ancak kapalı odalarda hava değişimi dışarıdaki gibi iyi ve yoğun gerçekleşmiyor. Bu çerçevede de virüsün havada yayılması kolaylaşıyor.
Pandeminin başlangıcında uzmanlar, SARS-CoV-2 virüsünün yapışma ve damlalar vasıtasıyla yayıldığını düşünüyordu. Ama sonradan virüsün hava yoluyla da bulaştığının farkına varıldı. Dışarıda havanın kuru ve soğuk olması, virüs için ideal koşulların sağlandığı anlamına geliyor. „Aeresoller" soğuk günlerde havada sıcak günlere kıyasla çok daha uzun asılı kalıyor.
Kuzey Yarımküre'de kış henüz başlamamış olsa da sosyal mesafe kurallarına uymak gerektiğini unutmamak gerekiyor.

KORONAVİRÜSÜN GENETİK DİZİLİMİ ŞOKE ETTİ

ABD'de bir kişi, daha önce atlattığı coronaya yeniden yakalandı. Koronaya yeniden yakalanan gencin hastalığı bu sefer biraz daha ağır atlattığı, bulaşan virüsün genetik diziliminin farklı olduğu belirtildi. Edinilen bilgilere göre coronavirüse ikinci defa yakalanan gencin vücudundaki virüslerin genetik dizilimlerinin farklı olduğu belirlendi. The Lancet adlı derginin ön basınında söz konusu olay ile ilgili bir makaleye yer verildi. ABD'nin Nevada eyaletinde bulunan Reno kentinde yaşayan 25 yaşındaki bir kişi, Nisan ayında koronaya yakalandı ve virüsü atlattı. Daha sonra Mayıs ayında yeniden coronaya yakalanan bu kişi, hastaneye başvurdu.

İlk yakalandığında boğaz ağrısı, öksürük , bulantı nefes darlığı ve ishal şikayetleri ile hastaneye başvuran bu kişi, Nisan ayının sonunda coronayı atlattı ve hastaneden taburcu oldu.

Daha sonra Mayıs ayında bu kişi yeniden coronavirüse yakalandı. Yine yüksek ateş, baş dönmesi, öksürük ve bulantı, kusma belirtileri ile hastaneye kaldırılan bu kişinin coronaya yakalandığı tespit edildi.

ÖNCE YANLIŞ TEŞHİS

İkinci kes hastaneye gelen bu kişinin akciğer filmi çekildi ve eve gönderildi. Ancka hastalık geçmeyince bu kişi, 5 gün sonra yine doktora gitti ve kanındaki oksijen oranının azaldığı tespit edildi.

Oksijen desteğine ihtiyacı olduğu tespit edilen bu kişinin kas ağrısı, nefes darlığı gibi semptomlar gösterdiği ve zatürreye yakalandığı teşhis edildi. Ancak tekrar yapılan corona testi pozitif çıktı.

GENETİK DİZİLİMLERİNDE FARKLILIK TESPİT EDİLDİ

Yeniden corona teşhisi konulan bu kişi üzerinde yapılan çalışmalarda farklı bir durum dikkatleri çekti. Uzmanlar, yeniden bulaşan virüsün genetik dizilimi ile diğer virüslerin farklı olduğunu tespit etti.

YENİDEN İYİLEŞTİ

Söz konusu makalede hastanın tedavisi sonrası taburcu edildiği belirtilirken, ikinci kez görülen coronanın genç, sağlıklı bireylerde bile daha ağır geçtiğine yer verildi.

DAHA ÖNCE 3 ÜLKEDE GÖRÜLMÜŞTÜ

Daha önce Hong Kong, Hollanda ve Belçika'da bazı kişiler , coronaya ikinci defa yakalanmıştı.

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.