Soykırımcı İsrail Batı'nın desteğini arkasına alarak Gazze'de katliama devam ederken İsrailliler Başbakan Benjamin Netanyahu'nun görevden ayrılmasını istiyor.
Hamas'ın düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu'nun İsrail'de yarattığı şokun ardından suçlu Netanyahu ilan edildi.
İsrail gazetesi Haaretz, "Netanyahu ordu aleyhinde delil topluyor. Yaptığı özel görüşmelerde neden suçlanamayacağını açıklıyor ve sürekli istihbarat bilgisi almadığını söylüyor." İfadesini kullanırken tüm bunların Netanyahu ile ordu arasında bir güven krizi olduğunu gösterdiği belirtilirken bu krizin Gazze savaşında ortak karar almayı zorlaştırdığına dikkat çekildi.
Öte yandan Yediot Ahronot gazetesine göre 3 İsrailli bakan Netanyahu'ya 7 Ekim'de Gazze Şeridi sınırında yaşananların sorumluluğunu üstlenmesi için baskı yapmak amacıyla istifa edecek. Adı açıklanmayan bir bakan, "Geldiğimiz durum inanılmaz ve onun (Netanyahu) devam etmesine kesinlikle izin verilmemeli." dedi.
Bakan, Netanyahu'nun 7 Ekim olaylarının sorumluluğunu üstlenmemekte ısrar ettiğini ancak kendisini bekleyen öfke dalgasına karşı direnebileceği düşüncesinde olanların az olduğunu belirtti.
Bakanın yanı sıra Netanyahu'ya yakın isimlerin görüşlerine de yer verilen haberde bir kişi şu ifadeleri kullandı:
"Başbakan'ın savaşın ortasında bunun kendi sorumluluğunda olduğunu açıklaması neden gerekli? Bu dönemde böyle bir şeye gerek yok. Aksine, bu türden bir ilan, güvenlik, strateji ve belki de genel ahlaki düzeyde zararlı olabilir."
Netanyahu'ya yakın isim savaşın ortasında "Başbakan'ın istifa etme gibi bir niyeti bulunmadığını, bu konunun gündemde olmadığını" kaydetti.
Haberde ayrıca siyasi kaynakların, Netanyahu'nun suçunu kabul etmeyeceğini çünkü bunun, onun karakterinin bir parçası olmadığını belirterek, "Görev süresi boyunca hiçbir şey için özür dilemedi ve şimdi de özür dilemesi pek mümkün görünmüyor." dediği aktarıldı.
SORUMLUĞU ÜSTÜNDEN ATMAYA ÇALIŞIYOR
Haaretz gazetesinde dün çıkan haberde de Netanyahu'nun 7 Ekim'deki saldırıların tahmin edilememesinin sorumluluğundan kaçmaya ve bu sorumluluğu İsrail ordusuna yüklemeye çalıştığı belirtilmişti.
İsrailli Haaretz gazetesine konuşan savunma yetkilileri, Başbakan Netanyahu'nun 2 haftadır, Hamas'a karşılık veremediği için "kendisinin değil İsrail ordusunun suçlu olduğuna" dair belgeleri toplamaya çalıştığını söyledi. Buna göre, Netanyahu ordu aleyhine delil aramanın yanı sıra, kabine ve güvenlik toplantılarında sık sık "kendisine Hamas saldırısına dair istihbaratın ulaşmadığını anlatan" konuşmalar da yapıyor. Mısırlı güvenlik kaynakları, 7 Ekim'deki saldırıdan önce "Hamas'ın büyük bir şeye hazırlandığına dair" İsrail'i uyardıklarını belirtmişti.
Bir başka İsrailli medya kuruluşu Walla'ya göre, Netanyahu'ya ordu aleyhine delilleri toplamasını karısı Sara Netanyahu tavsiye etmiş. İsrail First Lady'si, Netanyahu'ya "güvenlik kabinesi toplantıları ve savunma konularıyla ilgili tartışmaların gizli tutanaklarını toplamasını", hatta geçmiş ve mevcut üst düzey savunma yetkililerinin hata yaptığını gösteren tüm belgeleri arayıp bulmasını önermiş.
Haaretz'e konuşan İsrailli savunma yetkilileri Netanyahu'nun yeni bir askeri sözcü atayarak "medya kampanyası yürütmeye çalıştığını" da söyledi.
Yeni sözcü Eli Feldstein, güvenlik analistleri ve ordu muhabirleriyle birden fazla kez bir araya geldi. Haaretz'e konuşan kaynaklar, savaş ortasında sözcü değiştirmenin ve savunma bakanı medyayla görüşmemişken Sözcü Feldstein'in bu görevi üstlenmesinin "sıradışı" olduğunu söyledi. Başka bir savunma kaynağı ise üst düzey askeri personelin Hamas'ı engelleyememenin sorumluluğunu zaten üstlendiğini belirterek "Başbakan kendisinin de suçlu olduğunu unutmuş görünüyor" dedi.
KENDİ PARTİSİ DE ELEŞTİRİYOR
Başbakan Binyamin Netanyahu kendi partisi Likud'dan da eleştiri alıyor. Haaretz'e konuşan Likud'lu bir bakan,"Devletin kuruluşundan bu yana yaşanan en büyük başarısızlığın sorumluluğundan kaçabileceğini düşünen herkes hata yapıyor" dedi. Hükümetin kaderinin 7 Ekim'de belirlendiğini belirten Bakan, "İşlerin eskisi gibi gitmeyeceği açık" ifadelerini kullandı.
Hamas krizi tam da Netanyahu'nun yolsuzluktan yargılanmamak için yargının üzerindeki kontrolü arttırmaya çalıştığı bir dönemde patlak vermişti.
EŞİ YOLSUZLUK DAVALARI İLE GÜNDEME GELMİŞTİ
İsrail Başbakanı'nın eşi Sara, ülke kamuoyunda yıllardır tartışılan bir isim. Sara Netanyahu'nun ismi daha önce yolsuzluk davasında da gündeme gelmişti. 2019 yılında Binyamin Netanyahu hakkında açılan üç ayrı yolsuzluk davasında tanıklar, Sara Netanyahu'nun rüşvet olarak "pahalı hediye ve mücevherler" kabul ettiğini belirtmişti.
Sara Netanyahu ayrıca hakkında, "devletin sağladığı fonları pahalı yemek organizasyonlarında harcadığı" iddiasıyla yürütülen soruşturmada suçunu kabul ederek anlaşma yoluna gitmiş, 15 bin dolar para cezasına çarptırılmıştı.
GÜVEN KRİZLERİ YAŞANIYOR
Yediot Ahronot gazetesi, İsrailli siyasi ve askeri yetkililere dayandırdığı haberinde, Gazze'ye kara harekatı yaklaşırken Netanyahu, Gallant ve Genelkurmay Başkanı Halevi'nin arasında güven krizleri yaşandığını yazmıştı.
Netanyahu'nun yaşananlardan dolayı orduyu suçlamaya çalıştığı bunun yanı sıra komuta kademesinin gelen emirleri uygulamakta isteksiz davrandığı belirtilmişti.
Hamas'ın 20 Ekim'de 2 ABD'li esiri serbest bırakmasının ardından, ABD'nin, diğer esirler konusunda da siyasi müzakere yapılmasını istediği aktarılan haberde, ABD'nin Gazze'ye yönelik kara harekatının ertelenmesi için İsrail'e baskı yaptığı ifade edilmişti.
Savunma Bakanı Gallant ve ordu komuta kademesinin Lübnan'da Hizbullah'a karşı önleyici bir hava saldırısı düzenlenmesi tavsiyesine rağmen Netanyahu'nun buna karşı çıktığı paylaşılmıştı.
NETANYAHU KARŞI ÇIKMIŞTI
ABD'nin İsrail'e büyük askeri yardımı ve uçak savaş gemilerini göndermek için Hizbullah'ın savaş başlatmasını şart koştuğu için Netanyahu'nun ilk önce Lübnan'a saldırı emri veremediğine işaret edilmişti.
Gazeteye isminin gizli kalmasını isteyerek konuşan bir bakanın Netanyahu için "korkak" ifadesini kullandığı kaydedilmişti.
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari'nin düzenlediği bir basın toplantısında, ordunun kara harekatı için hazır olduğu ve "siyasi iradeden gelecek emri beklediği" yönündeki açıklamasının da Netanyahu'nun ağır davranmasına gönderme olduğu aktarılmıştı.
FİKİR AYRILIKLARI DİKKAT ÇEKİYOR
İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın geçmişten gelen fikir ayrılıklarının yaşanan krizle bir kez daha gün yüzüne çıktığına dikkati çekiliyor.
Netanyahu'nun martta görevden aldığı ancak daha sonra sokaktaki protestoların ardından görevine iade ettiği Savunma Bakanı Gallant'ın asıl isteğinin önce kuzeyde Hizbullah ile savaşmak olduğu belirtiliyor.
Gallant'ın bu isteğine karşı çıkan Netanyahu'nun, Savunma Bakanı'nın bu fikirlerini Amerikalı yetkililere aktarmasına izin vermediği belirtilmişti.
Netanyahu'nun sadece askeri manevralar konusunda değil, "sonrasında yaşanacak siyasi fırtınada da Gallant ve Halevi'yi suçlamaya hazırlandığı için tarafların aralarındaki ilişkilerinin bozulduğu" değerlendiriliyor.
Hamas'ın elindeki İsrailli esirlere ilişkin bir çıkmazla karşı karşıya kalındığını ve "hükümetin temel konularda mutabakata varmakta zorluk yaşadığı" vurgulanmıştı.
ORDU TARAFINDAN ŞÜPHE İLE DEĞERLENDİRİLİYOR
Netanyahu ve Gallant'ın kamuoyuna sunduğu "Hamas'ı ortadan kaldırmak" hedefinin İsrail ordusu tarafından "şüpheyle değerlendirildiği" belirtiliyor.
İsrail Genelkurmay Başkanı Halevi'nin "ordunun Hamas'ın askeri lideri Yahya Sinvar'ın emri altındaki tüm örgütsel altyapıyı çökerteceği" yönündeki açıklamasına dikkati çekildi.
Yedioth Ahranot gazetesi bunun sadece Gazze şehrinde mi yoksa tüm Gazze Şeridi'nde mi olduğunun açıklanmadığı, ordu ve hükümetin "savaşı kazandıklarına" ne zaman karar vereceklerinin belirlenmediğini vurgulamıştı.
Gazetenin bir başka haberinde de İsrail'de yapılan bir ankete yer verilmiş; katılımcıların yüzde 66'sının 7 Ekim'de yaşanan hatalardan dolayı Başbakan Binyamin Netanyahu'nun savaşın ardından istifasını istediği belirtilmişti.
İDDİALARA İLİŞKİN ORTAK AÇIKLAMA YAYIMLADILAR
Saldırılarda 18. günü geride kalırken, Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, iddialara ilişkin ortak bir açıklama yayımladı.
Yayımlanan açıklamada "İsrail'in Hamas'a karşı kesin bir zafer elde etmesi için sürekli tam ve yakın işbirliği içinde olduklarını" ifade etti.
Taraflar arasında "tam ve karşılıklı güven olduğu" belirtilen açıklamada, basından sorumlu davranması, "birliği ve askeri güçleri bozacak asılsız haberlerden kaçınılması" istendi.