Bir asır önceki işgalci rolüyle bölge ülkelerinde etkili olmaya çalışan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 4 Ağustos'taki büyük patlamayla ekonomik krizin daha da derinleştiği Lübnan'dan yararlanma çabasına girdi.
Macron'un, 1 Eylül'de ülkenin 100'üncü kuruluş yıldönümü münasebetiyle geldiği Beyrut'ta Fransız savaş jetlerinin gösterileriyle şov yaptığı saatlerde başkentte toplanan binlerce vatandaş, Fransız işgalinin temellerinin atıldığı Lübnan'daki mezhep eksenli yönetim sistemi ve ekonomik krizden sorumlu tuttukları siyasi güçleri protesto ediyordu.
Beyrut ziyaretini Lübnanlı siyasilere vaat ve yaptırım tehditleriyle sonlandıran Macron, Mustafa Edib hükümetinin 15 gün içinde kurularak reformları hayata geçirmesi halinde ekim ayında Lübnan'a destek için uluslararası konferansa ev sahipliği yapacaklarını ifade etti.
Macron'un, Edib hükümeti için dile getirdiği 15 günlük süre önceki gün itibariyle doldu ancak Lübnanlı siyasi gruplar, her zamanki gibi bakanlıklara getirilecek isimler konusundaki anlaşmazlıkları aşamadığından beklenen teknokratlar hükümeti kurulamadı.
Elysee Sarayı da dün, Lübnanlı siyasi liderlerin Macron'a verdikleri sözü yerine getirmemekten üzüntü duyduğunun altını çizerek, "Hükümeti kurma ve Lübnan için çalışma fırsatı henüz bitmedi." açıklamasında bulundu.
ANLAŞMAZLIK SÜRÜYOR
Mustafa Edib'in kabinesini duyurmak pazartesi günü Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na çıkmadan önce Şii Emel Hareketi ve müttefiki Hizbullah'ın Maliye Bakanlığının kendilerinin hakkı olduğu yönündeki ısrarlı tutumu, söz konusu görüşmede kabinenin açıklanmasını engelledi.
Fransız girişimi süresinin bitmesinden bir gün önce 14 Eylül'de Edib, "Yeni kabineyi oluşturmaya yönelik çalışmalara ilişkin daha fazla istişarelerde bulunmak üzere Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile görüştüm." ifadeleriyle Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan ayrıldı.
Cumhurbaşkanı Avn ve Fransızların ikna çalışmalarına rağmen Meclis Başkanı Nebih Berri'nin liderliğindeki Şii Emel Hareketi ile Hizbullah, Maliye Bakanlığını alma yönündeki taleplerinden geri atmıyor.
Şii ikili de dahil Müslüman ve Hristiyan siyasi grupların destekleriyle 31 Ağustos'ta hükümeti kurma görevini alan Edib ise herhangi bir bakanlığın herhangi bir mezhebe tahsis edilmesine karşı direnmeye devam ediyor.
Lübnan Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, hükümeti kurmakla görevli Mustafa Edib, kabinenin önündeki anlaşmazlıkların çözümü için Cumhurbaşkanı Mişel Avn'dan 24 saatlik ek süre istedi.
MACRON'UN GİRİŞİMİ TEHLİKEDE
Lübnanlı siyaset uzmanı Rıdvan Akil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Macron'un girişiminin zorlu bir sürece girdiğini dile getirerek, "Girişimin yüzde 100 başarısız kaldığını söyleyemeyiz, çünkü Fransızların Lübnanlı siyasi güçlere yönelik hala devam eden baskıları sonucu birtakım gelişmelere tanıklık edebiliriz." dedi.
Girişimin önündeki engelin Fransızlarla ilgisi olmadığı, sorunun Lübnanlı siyasi gruplar arasındaki bazı bakanlıklara getirilecek isimlerle ilgili olduğunun altını çizen Akil, "Bu girişimin başarısız kalması halinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un şahsına yönelik olumsuz yansımaları olur. Çünkü Fransız basını da konuyu yakından takip ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Akil, Şii Emel Hareketi ve Hizbullah'ın Maliye Bakanlığına kendilerinden birinin getirilmesi yönündeki taleplerini haklı bularak, "Göründüğü kadarıyla Sünni eski başbakanlar ve özellikle de yeni hükümetin kurulmasında rol almak isteyen Saad el-Hariri, Maliye Bakanlığı'na hiçbir şekilde Şii bir kişinin getirilmesine karşı çıkıyor." iddiasında bulundu.
Hükümeti kurma çalışmalarıyla ilgili gelişmelerin olumsuz gittiğine dair Hariri ve Dürzi lider Velid Canbolat'tan mesajlar geldiğine işaret eden Akil, "Şii Emel Hareketi ve Hizbullah, Maliye Bakanlığı'na kendilerinden birinin getirileceği ve Fransız girişimi için kolaylıklar sağlayacaklarını net olarak dillendirdiler ancak yerel ve uluslararası baskıların arttığını görünce tutumundan taviz vermediler." dedi.
Akil, anlaşmazlığın çözülmemesi durumunda Mustafa Edib'in bu görevden vazgeçebileceğine dikkati çekti.
FRANSIZ GRİŞİMİ BAŞARISIZLIĞA MAHKUMDUR
Lübnanlı siyasi analist Tony Bouloss da Macron'un girişimi için belirlediği sürenin önceki gün sona erdiğini ve bağlılığı olmayan bu girişimin başarısızlığa mahkum olduğunu belirtti.
Söz konusu girişimi içi boş bir adım olarak ele alan Bouloss, şunları söyledi: "Fransız girişimi, temelinde başarı faktörlerini barındırmıyor. Girişim, Hizbullah'ı Lübnan'daki diğer siyasi partilerden biri olarak görüyor, bu da yanlış. Hizbullah hem silahlı hem de devleti kontrolünde tutuyor, dolayısıyla ülkedeki diğer partilerle aynı kefede tutulamaz. Fransız girişiminin özü de Hizbullah'ı diğer siyasi partilerle aynı kefeye koymaktan oluşuyor."
Fransız girişiminin ülkedeki mevcut siyasi partiler üzerinden yürütüldüğü ancak söz konusu siyasi grupların hem halkın hem de uluslararası toplumun güvenini kaybettiğine dikkati çeken Bouloss, Dürzi lider Velid Canbolat'ın birkaç gün önce Paris'e gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin ise "O ziyaret, Fransa'nın Lübnan'da başarısızlığa düşmemesi için yapıldı ve bu anlamda da Macron'un girişim süresi haftasonuna kadar uzatılmış oldu." dedi.
Süreyi uzatma girişimlerinin de girişimin başarısızlığını gözler önüne serdiğini aktaran Bouloss, "Fransızlar, başarısızlıklarını göstermemeye çalışıyor ve Macron aleyhindeki başarısızlığı Fransa içine yansıtmamak için Hizbullah'la anlaşma sağlamaya çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Bouloss, Lübnanlı siyasilerin de yolsuzluklara bulaştıkları ve yurt dışındaki varlıklarından endişe ettiklerinden ötürü Fransız girişimine sıkı sarıldıklarını söyledi.
Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi'nin basın sorumlusu Şarıl Cebur da Fransız girişimi doğrultusunda hükümetin kurulması gerektiğini ancak siyasi bazı grupların hala mezhepçi yaklaşımından taviz vermediğini ifade etti.
Hükümetin kurulmasına engel olmaya devam eden siyasi grupların, hala siyasi ve ekonomik krizlerle boğuştuklarını anlamaması halinde istisnai birtakım adımların atılması gerektiğini savunan Cebur, "Taif Anlaşması, hiçbir şekilde Maliye Bakanlığının Şiilerde olmasını içermiyor. Ancak bunlar, ülkenin çöküşünden sorumlu olduğunun farkında olmasına rağmen yönetimi ellerinde tutmaya çalışıyor." diye konuştu.
Cebur, geçen ay istifa eden Hassan Diyab hükümetinden farklı bir hükümet kurulmadığı taktirde ülkenin kaosa gidebileceğini savundu.
Kamu borcunun 90 milyar doları aştığı Lübnan, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük ekonomik krizlerden birini yaşıyor.
İşsizliğin yüzde 35 ve yoksulluğun yüzde 50'nin üzerinde olduğu Lübnan, geçen ay Beyrut Limanı'nda meydana gelen büyük patlamayla daha da zor bir duruma düştü.
Siyasi güçler ile yöneticileri ülkedeki mevcut ekonomik krizin nedeni olarak gören halk, uzun yıllardır yönetimi paylaşan mezhepsel siyasi partilerin yer almadığı, teknokratlardan oluşan küçültülmüş bir hükümetin kurulmasını talep ediyor.
Müslüman ve Hristiyan siyasi grupların desteğiyle 31 Ağustos'ta hükümeti kurma görevini alan Mustafa Edib, halkın beklentileri doğrultusunda teknokratlar hükümeti kuracağını vadetmişti.