Son dakika: Güney Afrika'dan Türkiye açıklaması: Türkiye'nin İsrail'e karşı açtığı dava yeni bir bakış açısı getirecek

Son dakika haberleri... Güney Afrikalı bakan, Türkiye'nin BM mahkemesinde İsrail'e karşı açılan soykırım davasına katılmasının 'yeni bir bakış açısı getireceğini' ve bunun 'davanın ne kadar sağlam olduğunu' gösterdiğini söyledi.

Giriş Tarihi 12 Ağustos 2024, 15:39 Güncelleme Tarihi 12 Ağustos 2024, 16:55
Son dakika: Güney Afrika’dan Türkiye açıklaması: Türkiye’nin İsrail’e karşı açtığı dava yeni bir bakış açısı getirecek

İÇİNDEKİLER

Son dakika haberleri... Güney Afrikalı bakan, Türkiye'nin BM mahkemesinde İsrail'e karşı açılan soykırım davasına katılmasının 'yeni bir bakış açısı getireceğini' ve bunun 'davanın ne kadar sağlam olduğunu' gösterdiğini söyledi.

DOSYA DİVAN'A SUNULDU
Türkiye, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olacağını açıklamıştı. Türkiye, 6 Ağustos'ta Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını, Divan'a sundu.

Türkiye, UAD'de İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahillik bildirimini sunduTürkiye, UAD'de İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahillik bildirimini sundu

Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi ve TBMM Milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye'nin müdahillik beyanını UAD Yazmanlığına iletti.

Büyükelçi Selçuk Ünal ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ile Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan'dan oluşan heyet, İsrail'e karşı açılan soykırım davasına Türkiye'nin müdahillik bildirimini teslim etti.

DİLEKÇE 46 SAYFADAN OLUŞUYOR
Sunumdan önce konuyla ilgili açıklamalarda bulunan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, dilekçenin 46 sayfadan oluştuğunu duyurdu.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, Türkiye'nin, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açılan "soykırım" davasını başından itibaren yakından takip ettiğini ve davaya müdahil olarak da sonuna kadar bunu sürdüreceğini ifade etti.

Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, UAD'de İsrail aleyhindeki soykırım davasına Türkiye'nin müdahillik beyanını Divan'a sunmadan önce basın mensuplarına değerlendirmede bulundu.

Türkiye'nin Filistin'in haklı davasının takipçisi olacağını belirten Yüksel, "Türkiye, kural temelli uluslararası hukukun yanında olduğunu, Türkiye, soykırıma karşı olduğunu, Türkiye, insan haklarından yana olduğunu en yüksek sesle cesur bir şekilde ve Birleşmiş Milletler'in en üst yargı organı, 'Dünya Mahkemesi' dediğimiz UAD'de Filistin halkının yanında olduğunu bir kez daha dünyaya ilan edecektir." dedi.

Yüksel, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın müdahillik kararı aldığı andan itibaren TBMM hukuk heyeti olarak titizlikle çalıştıklarını, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve uluslararası hukukçulardan oluşan hukuk ekibiyle bu çalışmayı neticelendirdiklerini ifade etti.

Türk heyeti olarak ilk günden itibaren davayı yakından takip ettiklerini söyleyen Yüksel, tüm duruşmalara katıldıklarını dile getirdi.

Davada çalışan Güney Afrikalı hukuk heyetine AA'nın İsrail'in Gazze'de işlediği suçları tüm açıklığıyla ortaya koyan, temel delil niteliğindeki "Kanıt" kitabının ve diğer materyallerin sunulduğunu belirten Yüksel, "Hatta duruşmalarda videolar ve resimlerden alıntılar da yapıldı ve gösterilmişti. Tüm dünya kamuoyu bu duruşmaları canlı izlemişti." diye konuştu.

"NETANYAHU'NUN VE ONUN CİNAYET ŞEBEKESİNİN OLMASI GEREKEN YER UAD"
Yüksel, UAD'nin dava kapsamında 3 ihtiyati tedbir kararı vermesine rağmen İsrail'in bu kararlara uymadığına dikkati çekerek, "Bütün bunlara rağmen İsrail her zaman olduğu gibi hukuk tanımazlığıyla birlikte cezasızlık algısıyla hareket etti ve mahkemenin kararlarına uymadı." dedi.

ABD Kongresinde konuşma yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun alkışlanmasına değinen Yüksel, "Netanyahu'nun ve onun cinayet şebekesinin olması gereken yer işte tam da burası. Uluslararası Adalet Mahkemesinde sanık sandalyesinde oturacaktır ve yargılanarak cezasını çekecektir." ifadesini kullandı.

İsrail'in sivilleri hedef alan saldırıları, insani yardıma izin vermemek için sınır kapılarını kapatması, sağlık sistemini çökertmesi ve Filistinlileri insandışılaştıran söylemlerine işaret eden Yüksel, "İşte tüm bunlar aslında suçların en adisi olan soykırım suçunun işlendiğinin kanıtlarıdır." diye konuştu.

Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını Divan'a sundu. Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi ve TBMM Milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye'nin müdahillik beyanını bugün UAD Yazmanlığına iletti. Büyükelçi Selçuk Ünal (sol 2) ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel (ortada), Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel (solda) ile Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan'dan (sağ 2) oluşan heyet, İsrail'e karşı açılan soykırım davasına Türkiye'nin müdahillik bildirimini teslim etti. Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını Divan'a sundu. Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi ve TBMM Milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye'nin müdahillik beyanını bugün UAD Yazmanlığına iletti. Büyükelçi Selçuk Ünal (sol 2) ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel (ortada), Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel (solda) ile Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan'dan (sağ 2) oluşan heyet, İsrail'e karşı açılan soykırım davasına Türkiye'nin müdahillik bildirimini teslim etti.

Yüksel, "Türkiye, güçlü bir sesle haklının ve mazlumun yanında olmasıyla birlikte artık bundan sonra bu davanın doğrudan müdahili olacaktır ve bu davayı sonuna kadar en iyi şekilde devam etmesini sağlayacaktır." dedi.

"TÜM DEVLETLERE ÖRNEK OLMASINI TEMENNİ EDİYORUZ"
Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal da müdahillik dosyasının hazırlanmasının Dışişleri ve Adalet Bakanlığının ortak çalışması olduğunu söyledi.

Büyükelçi Ünal, "Bugün yüce Meclisimizin de desteğini göstermek üzere ilgili komisyon başkanımız da burada. Hep birlikte bu müdahillik kararını sunacağız." dedi.

İsrail ordusu, Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi'ne insansız hava aracı (İHA) ile saldırı düzenledi. Saldırı sonucu yaralanan Filistinli çocuklar, kentteki Ehli Baptist Hastanesi'nde tedavi altına alındı. (7 Ağustos 2024)İsrail ordusu, Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi'ne insansız hava aracı (İHA) ile saldırı düzenledi. Saldırı sonucu yaralanan Filistinli çocuklar, kentteki Ehli Baptist Hastanesi'nde tedavi altına alındı. (7 Ağustos 2024)

Ünal, Türkiye'nin davayı başından itibaren yakından takip ettiğini belirterek "3 ihtiyati tedbir kararı alındı ancak maalesef İsrail'in bunların hiçbirisine uymadığını hep beraber sahada gördük. Bu vahametin ne kadar ileri aşamalara geldiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti olarak UAD'ye bu davaya müdahil olma başvurumuzu yapacağız." ifadesini kullandı.

Bu kararın örnek olmasını temenni ettiklerini kaydeden Ünal, "Bunun kural temelli uluslararası kurallara dayalı bir dünya görmek isteyen hür dünyanın tüm devletlerine bir örnek olmasını ve başvurmuş olanlara ilaveten diğer devletlerin de müdahil olarak başvurularına yol açacağını temenni ediyoruz, bunu arzuluyoruz." diye konuştu.

Türkiye, UAD'de İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahillik bildirimini sunduTürkiye, UAD'de İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahillik bildirimini sundu

HANGİ ÜLKELER MÜDAHİL OLDU
Türkiye böylece Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya'nın ardından UAD'deki Güney Afrika-İsrail arasındaki soykırım davasına müdahillik bildiriminde bulunan yedinci ülke oldu.

Türkiye, bu zamana kadar müdahillik bildiriminde bulunan en önemli bölge ülkesi olarak öne çıkıyor.

İNSANLIK VİCDANI İSRAİLLİ YETKİLİLERİN HESAP VERMESİNİ SAĞLAYACAKTIR
Dışişleri Bakanlığınca, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde açtığı davaya Türkiye'nin müdahillik başvurusuna ilişkin, "Müdahillik kararımız, ülkemizin Filistin konusunun hukuk ve adalet çerçevesinde çözümüne atfettiği önemin yansımasıdır." açıklaması yapıldı.

Bakanlık, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı nezdinde açtığı davaya Türkiye'nin müdahil olmasına ilişkin açıklama yaptı.

İsrail ordusu, Gazze kentinde bulunan Al Tuffah mahallesindeki Hamada ailesine ait bir eve saldırı düzenledi. Saldırı sonucu hayatını kaybedenlerin naaşı, yakınları tarafından cenaze namazı kılınıp toprağa verilmek üzere kentin doğusundaki El Baptist Hastanesi'ne getirildi. Yakınını kaybeden Filistinliler üzüntü yaşadı. (7 Ağustos 2024)İsrail ordusu, Gazze kentinde bulunan Al Tuffah mahallesindeki Hamada ailesine ait bir eve saldırı düzenledi. Saldırı sonucu hayatını kaybedenlerin naaşı, yakınları tarafından cenaze namazı kılınıp toprağa verilmek üzere kentin doğusundaki El Baptist Hastanesi'ne getirildi. Yakınını kaybeden Filistinliler üzüntü yaşadı. (7 Ağustos 2024)

Açıklamada, "Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından İsrail'in 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nden kaynaklanan yükümlülüklerinin ihlaline ilişkin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde yapılan başvuruyu ülkemiz sürecin başından itibaren takip etmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Müdahillik imkanlarına yönelik titizlikle gerçekleştirilen değerlendirmeler sonrasında Türkiye'nin davaya müdahil olma kararı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından 1 Mayıs 2024 tarihinde açıklandığı hatırlatılan açıklamada, "Bu süreçte Bakanlığımızın eşgüdümünde ilgili kurum ve kuruluşlarımızın katkıları ve katılımlarıyla yürütülen kapsamlı hukuki çalışma sonrasında başvuruya ilişkin Müdahillik Beyanımız, UAD Statüsü'nün 63. maddesi kapsamında Soykırım Sözleşmesi'ne taraf ülke olarak, 7 Ağustos 2024 tarihinde Divan'a sunulmuştur." denildi.

Açıklamada, "Müdahillik kararımız, ülkemizin Filistin konusunun hukuk ve adalet çerçevesinde çözümüne atfettiği önemin yansımasıdır. İnsanlık vicdanı ve uluslararası hukuk, İsrailli yetkililerin hesap vermesini sağlayacaktır." değerlendirmesi yer aldı.

FİDAN'DAN AÇIKLAMA: TÜRKİYE HER TÜRLÜ GAYRETİ GÖSTERECEK
Başvuru sonrası Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sosyal medya üzerinden açıklama yaptı. Fidan, "İşlediği suçların cezasız kalmasından cesaret alan İsrail, her geçen gün daha fazla masum Filistinliyi öldürüyor. Soykırımı durdurmak için uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı; İsrail ve destekçileri üzerinde gerekli baskıyı kurmalıdır. Türkiye, bu yolda elinden gelen her türlü gayreti gösterecektir." dedi.



CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabındaki paylaşımda, Türkiye'nin Güney Afrika'nın UAD'de İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmak için bugün başvuruda bulunduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"Ülkemizin hazırladığı kapsamlı dosya, hukukun üstünlüğü ve İsrail'in hesap vermesi açısından önemli bir girişimdir. Atılan bu adımın diğer ülke yönetimlerine de örnek olmasını umuyoruz. İnsani değerlere, uluslararası hukuka ve kurumlara duyulan güven, bu sürecin nasıl yürüyeceği ile yakından ilgilidir. 7 Ekim'den bu yana 40 bin masum Filistinliyi katleden soykırımcı Netanyahu ve hükümetinin hak ettikleri cezaları alana kadar bu davanın takipçisi olacağız. 1967 sınırları içerisinde, toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız bir Filistin devleti oluşana ve mazlum Filistin halkı özgür olana dek bu desteğimizi sürdüreceğiz."

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ: TÜM DELİLLER MEVCUT
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, müdahillik talebine ilişkin, "Davaya müdahillik beyanını içeren dosyamız ve eklerinde, İsrail'in BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği, tüm delilleri ve unsurlarıyla net bir şekilde ortaya konmuştur." ifadesini kullandı.

Bakan Tunç, Türkiye'nin UAD'de İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olmak için hazırlanan dosyayı sunmasına ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.


Türkiye'nin Gazze'de yapılan soykırımın karşısında olduğunu vurgulayan Tunç, şunları ifade etti:

"Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı olarak ortaklaşa hazırladığımız davaya müdahillik beyanını içeren dosyamız ve eklerinde, İsrail'in BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği, tüm delilleri ve unsurlarıyla net bir şekilde ortaya konmuştur. Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde attığımız bu somut adım, işgalci İsrail tarafından Gazze'de yapılan soykırımın ve katliamın karşısında olduğumuzu tüm dünyaya açıkça göstermektedir."

İsrail yönetimince 7 Ekim'den bu yana en temel insan hakları yok sayılarak 40 bin Filistinlinin şehit edildiğine, 90 binin üzerinde kişinin de yaralandığına dikkati çeken Tunç, "Barbar İsrailli yetkililer, uluslararası hukuk önüne çıkarılarak hak ettikleri cezayı alana kadar davanın takipçisi olacağız." dedi.

Bakan Tunç, Türkiye'nin Filistinlilerin yanında olmaya devam edeceğini belirterek şunları kaydetti:

"Dün ve bugün olduğu gibi bundan sonra da Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilene ve Filistinli kardeşlerimiz özgür olana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."

"İNSANLIK ADINA ATILMIŞ GÜÇLÜ BİR ADIMDIR"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, İsrail'in Uluslararası Adalet Divanında (UAD) soykırım suçuyla yargılandığı davaya müdahil olmak üzere başvurusunu yaptı. Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanına yapmış olduğu bu başvuru, tüm insanlık adına ve insani değerleri barbarlık karşısında savunmak içindir. Çağdaş nazilerin vahşetlerine karşı insanlık adına atılmış güçlü bir adımdır. Netanyahu ve soykırım şebekesinin insanlığa karşı işlediği suçların, insani değerler adına mahkum edilmesi için çalışmayı sürdürüyoruz."



"SON DERECE KAPSAMLI VE AYRINTILI HAZIRLANDIK"

"Son derece kapsamlı ve ayrıntılı şekilde hazırlandık. Dünyada hiçbir ülke uluslararası hukukun üstünde değildir" diyen Keçeli şunları söyledi:

"Son derece kapsamlı ve ayrıntılı şekilde hazırlanan başvurumuz, Divan Statüsü'nün 63. maddesine dayanmaktadır. Dünyada hiçbir ülke uluslararası hukukun üstünde değildir. Uluslararası Adalet Divanı'ndaki dava, İsrail'in işlediği suçların cezasız kalmaması bakımından son derece önemlidir. Bu vesileyle, Uluslararası Adalet Divanı'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmasına ve Refah sınır kapısının insani yardımlara açılmasına hükmeden ihtiyati tedbir kararlarının bir an önce uygulanması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. BM Güvenlik Konseyi'ni üzerine düşeni yapmaya davet ediyoruz. Türkiye, Filistinlilerin haklı davasına destek vermeyi sürdürecektir."

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Güney Afrika tarafından 29 Aralık 2023'te İsrail'e karşı açılan soykırım davasında, Soykırım Sözleşmesi'nin çeşitli hükümlerinin yorumlanması söz konusu ve Türkiye, sözleşmeye taraf olduğu cihetle davaya müdahillik beyanı sunma hakkına sahip bulunuyor.

Türkiye'nin sunduğu dilekçede, İsrail'in Filistin halkına yönelik politikalarının uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olduğu vurgulanacak.

Dilekçede ayrıca, İsrail'in Filistin halkına yönelik politikaları, soykırım ve insan hakları ihlalleri, uluslararası hukuk ihlalleri, uluslararası hukukun uygulanabilirliği ve Türkiye'nin talepleri yer alacak.



Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı, dünya genelinde adalet ve insan hakları arayışındaki toplumlar için büyük bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel (sol)TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel (sol)

Türkiye'nin sunduğu dilekçeyle, İsrail'in yargılanmasının önü açılacak.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, "Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı nezdinde, Soykırım Sözleşmesinin ihlali gerekçesiyle İsrail aleyhinde açılan davaya ilişkin müdahillik dilekçemizi TBMM Heyeti olarak 7 Ağustos'ta Divan'a teslim edeceğiz İsrail'in ve İsrailli yetkililerin hukuk önünde cezalandırılmaları için her platformda mücadelemizi sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye olarak; İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin halkının yanında olmaya her daim devam edeceğiz" dedi.

İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Avukat Yasin Şamlı ise Türkiye'nin davaya müdahil olma kararına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"İsrail, kelimenin tam anlamı ile Gazze'de soykırım yapmaktadır. Katlettiği insanların yüzde 70'i kadınlar ve çocuklar. Katledilen çocuk sayısı 20 bine yaklaştı. Bu suçlar devlet terörü şeklinde işleniyor."

Şamlı, dilekçede yer alan argümanları ise şu şekilde özetledi:
"Uluslararası Adalet Divanı'nda yalnızca soykırım ve soykırıma ilişkin suçlar ele alınıyor. Dilekçenin ana konusu da Gazze'de işlenen soykırımdır."

Yasin Şamlı, dilekçenin kabul edilmesi durumunda hukuki sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin ise şu görüşleri paylaştı:

"Türkiye Cumhuriyeti davaya müdahil olduktan sonra davanın tarafı olacaktır. Soykırım suçunun nasıl işlendiğini delilleriyle ortaya koyacak ve soykırımcıların cezalandırılmasını isteyecektir. Bu davanın iki ana yönü vardır. Birincisi uygulanacak hukuk normlarıdır. İkincisi ise delillerdir. Uluslararası Adalet Divanında görülen bu davada uygulanacak hukuk normu 1948 tarihli 'Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'dir. Biz baro olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne 4 grup delil götürdük. Delillerimiz; video, fotoğraf, tanık ve fail beyanlarından oluşuyor."

5 SORUDA TÜRKİYE'NİN BAŞVURUSU
Türkiye'nin UAD'deki İsrail'e karşı soykırım davasına müdahillik başvurusuna ilişkin merak edilen 5 soru ve diplomatik kaynakların verdiği cevaplar şöyle:

1- Müdahilliğin dayanağı nedir?

Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divan'na müdahillik beyanı, Divan'ın Statüsü'nün 63. maddesindeki şu ifadeye dayanıyor:

1- Uyuşmazlığın taraflardan başka devletlerin de katıldığı bir sözleşmenin yorumlanması söz konusu olduğu zaman, yazman bu devletlere hemen durumu bildirir. 2. Bu şekilde bilgilendirilen her devlet davaya müdahil olma hakkına sahiptir; ancak bu hakkını kullanırsa, kararla verilen yorum kendisi için de eşit derecede bağlayıcı olacaktır."



2- Türkiye'nin müdahilliğine ilişkin hukuki süreç nasıl ilerleyecek?

Kurallara göre Divan, müdahillik beyanını görülmekte olan davanın tarafları olan Güney Afrika Cumhuriyeti ve İsrail'e bildirerek yazılı gözlemlerini isteyecek.

Divan, kabul edilebilirliğe ilişkin kararını, gerekmesi halinde sözlü duruşma tertip ederek verecek.

Davanın tarafları müdahillik beyanına ilişkin gözlemlerini yazılı olarak sunabilecek, yazılı taraf gözlemleri alınması halinde, Türkiye'nin, karşı gözlemlerini yazılı olarak sunma hakkı saklı bulunuyor.



3- UAD'deki Güney Afrika-İsrail başvurusuna diğer ülkeler müdahillik talebinde bulunabilir mi?

UAD'deki Güney Afrika/İsrail başvurusuna bugüne kadar Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya müdahillik talebinde bulundu.

Divan bu başvurular ile ilgili henüz karar vermedi.



4- Müdahillik mekanizması başka davalarda uygulandı mı?

UAD Statüsü'nün 63. maddesiyle düzenlenen müdahillik müessesesine UAD önündeki diğer başvurularda da müracaat edilmişti.

Buna örnek olarak, Ukrayna ve Rusya Federasyonu arasındaki başvuruda UAD 32 ülkeden gelen müdahillik beyanını kabul edilebilir bulmuştu.

Bunun yanı sıra Gambiya ve Myanmar arasındaki başvuruda, Divan 7 ülkenin müdahillik talebinin kabul edilebilir olduğunu kararlaştırmıştı.



5- Dava sürecinin ne zaman sonuçlanması beklenmektedir?

Divanın önündeki sürecin sonuçlanacağı tarih konusunda öngörüde bulunulmasının güç olduğu ifade ediliyor.

UAD önündeki süreç, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin 29 Aralık 2023 başvurusuyla başladı. Mevcut aşamada Divan, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, davaya görüş sunması için son tarih olarak 28 Ekim 2024'ü belirledi.

İsrail'in karşı görüşünü sunması için son tarih de 28 Temmuz 2025 olarak belirlendi.

Divan'ın bugüne kadarki içtihadı göz önünde bulundurulduğunda, dava sürecinin 4-5 yıl sürebileceği değerlendiriliyor.

SOYKIRIM ŞEBEKESİ NE YAPARSA YAPSIN ENGELLEYEMEYECEK
Konuyla ilgili Kabine sonrası konuşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın Türkiye'nin ve Türk milletinin, Filistin halkıyla dayanışmasını engelleyemeyecektir." dedi.

Türkiye olarak bölgelerindeki gelişmeleri anbean takip ettiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Son 10 ayda 40 bin masumun hayatına mal olan bu barbarlığın bir an önce sona ermesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Daha evvel Uluslararası Adalet Divanı'nda, İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararımızı açıklamıştık. Bununla ilgili somut adımımızı çarşamba günü atıyoruz. Meclis Hukuk Heyetimiz 7 Ağustos tarihinde Lahey'de davaya müdahillik dilekçemizi Adalet Divanı'na teslim edecektir. Türkiye adına resmi başvurumuzu inşallah böylece yapmış olacağız. Milletimin şu gerçeği çok iyi bilmesini arzu ediyorum, Türkiye, varlık yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin'in yanındadır. Tüm imkanlarıyla Filistinli kardeşlerine sahip çıkmaktadır."

İsrail'in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Ülkemizin bu kararlı tavrının Netanyahu hükümetinde nasıl bir rahatsızlık oluşturduğu yapılan densiz açıklamalardan anlaşılmaktadır. Devlet adamı olmak yerine klavye soytarılığına özenenlere şunu söylemek isterim, 'Bayrağımıza ve bağımsızlığımıza dil uzatan sosyal medya şarlatanlarını rahatsız etmeyi sürdüreceğiz.' Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın Türkiye'nin ve Türk milletinin, Filistin halkıyla dayanışmasını engelleyemeyecektir. Masumların gözyaşı üzerinden ikbal devşirmeye heveslenenler, ne kadar büyük bir gaflete düştüklerini er ya da geç anlayacaklardır. Güçlü Türkiye inşallah bölgemizde barışın teminatı olacaktır. Tarih boyunca mazlumların sığınağı olan ülkemiz kimsesizlerin, kimsesi olma vasfını koruyacaktır."



GÜNEY AFRİKA'NIN ULUSLARARASI ADALET DİVANI'NDA İSRAİL ALEYHİNE AÇTIĞI SOYKIRIM DAVASI

Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açmıştı.

Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi nedeniyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılmıştı.

Divan, 26 Ocak'ta tedbir kararlarını açıklamıştı.

Buna göre, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında Mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.

Divan, Güney Afrika'nın 6 Mart'ta yaptığı ek tedbir talebi üzerine 28 Mart'ta açıkladığı ek tedbir kararında, İsrail'den Gazze'ye acilen ihtiyaç duyulan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamasını, Filistinlilerin haklarını ihlal etmemesi gerektiğini ve ek tedbirlere ilişkin aldığı önlemleri 1 ay içinde Mahkemeye bir rapor sunmasına karar vermişti.

Divan 24 Mayıs'taki kararında, Refah'ta, sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce hükmettiği tedbirlerin yeterli olmadığını belirterek, İsrail'in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurmasına, Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutmasına, BM yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilenlerin, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak üzere etkili tedbirler almasını ve alınacak tüm tedbirlere ilişkin bir ay içinde Mahkeme'ye bir rapor sunmasına hükmetmişti.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN