NATO'ya üye olmak için her türlü yolu deneyen İsveç bir yandan kendi yoluna taş koymayı sürdürüyor. PKK'lıların adeta üs kurduğu ülkende Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonuna mahkeme de ortak oldu.
NATO'ya üye olmak için her türlü yolu deneyen İsveç bir yandan kendi yoluna taş koymayı sürdürüyor. PKK'lıların adeta üs kurduğu ülkende Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonuna mahkeme de ortak oldu.
İsveç polisinin güvenlik endişelerini gerekçe göstererek "Kur'an-ı Kerim yakılmasını yasaklayan" kararı, Yüksek Mahkemece iptal edildi.
Yüksek Mahkemeden yapılan açıklamada, şubatta Kur'an-ı Kerim yakmak isteyen iki kişiye güvenlik riski nedeniyle izin vermeyen polisin kararını 4 Nisan'da iptal eden İdare Mahkemesinin bu kararının onaylandığı duyuruldu.
Mahkeme, polisten Kur'an-ı Kerim yakılmasını yasaklayan kararını kaldırmasını istedi.
İsveç'te şubatta Irak asıllı Salwan Momika, Irak'ın Stockholm Büyükelçiliğinde, Afrika kökenli Chris Makoundout da Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmak istemiş, polis güvenlik gerekçesiyle bu provokasyonlara izin vermemişti.
Momika ve Makoundout, polisin kararını mahkemeye taşımıştı.
İsveç İdare Mahkemesi, "güvenlik riski endişelerinin" gösteri yapma hakkını sınırlamak için yeterli olmadığını savunarak, polisin kararını iptal etmişti. Bunun üzerine Stockholm polisi kararı Yüksek Mahkemeye taşımıştı.
PALUDAN'A TALİMATI İSVEÇ Mİ VERDİ?
İsveç'in başkenti Stockholm'de 21 Ocak'ta Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmış, kalabalık polis korumasında gerçekleştirilen eylem sırasında Paludan'ın yanına kimsenin yaklaşmasına izin verilmemişti. Skandala Türkiye ve dünyadan birçok Müslüman tepki gösterirken İsveç Başbakanı ise konuyu "ifade özgürlüğü" ile savundu. Dünya basını ülkenin NATO'ya girişinin yıllar alabileceğini yazarken İsveç'in birliğe girmek konusunda başka planlarının olduğu ortaya çıktı. İşte İsveç'in Türkiye üzerinden kurguladığı siyasi ve diplomatik oyunun şifreleri ve dikkat çeken ABD detayı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNMASI
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmasına izin verilmesini "ifade özgürlüğü" ile savunarak, kutsal kitabın yakılmasını "saygısızlık" olarak nitelemişti.
Başbakan Kristersson, Twitter'dan paylaştığı mesajda, "İfade özgürlüğü, demokrasinin temel bir parçasıdır ancak yasal olan, her zaman uygun olan değildir. Birçok insan için kutsal olan kitapları yakmak son derece saygısız bir davranıştır. Stockholm'de yaşananlardan rahatsız olan tüm Müslümanları anlıyorum." ifadelerini kullanmıştı.
PALUDAN KUR'AN-I KERİM'İ YAKTI | VİDEO İZLE
Dışişleri Bakanı Billström ise Twitter'dan paylaştığı mesajda hem provokasyonu eleştirdi hem de ifade özgürlüğü savunması yapmıştı.
Billström, "İslamofobik provokasyonlar dehşet verici. İsveç, geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğüne sahiptir ancak bu, İsveç hükümetinin veya benim ifade edilen görüşleri desteklediğimiz anlamına gelmez." görüşünü paylaşmıştı.
İSVEÇ'TE KUR'AN-I KERİM YAKILMASI
İsveç'in başkenti Stockholm'de 21 Ocak'ta Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmış, kalabalık polis korumasında gerçekleştirilen eylem sırasında Paludan'ın yanına kimsenin yaklaşmasına izin verilmemişti.
İsveç hükümetinin Kur'an-ı Kerim yakılması için Paludan'a izin vermesine, Türkiye'de hükümet ve muhalefet yetkilileri başta olmak üzere çok sayıda İslam ülkesinden tepki gösterilmişti.
Gerçekleştirdiği skandalla ilgili açıklamalarda bulunan Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan, sessizliğini ülke basınına bozdu. Başta Türkiye olmak üzere pek çok ülkenin tepki gösterdiği isim skandal bir açıklamaya imza attı.
'PİŞMAN MISIN?' SORUSUNA SKANDAL YANIT
Expressen gazetesine konuşan Paludan, "Türkiye'ye gol attığımda işte bu diye düşündüm" dedi ve ekledi: "İşler hayal ettiğim gibi olmadı." Gazetenin "pişman mısın?" sorusunu yönelttiği ırkçı siyasetçi şu cevabı verdi:
"Oh hayır. Bunu yaptım çünkü önemli siyasi sebepler olduğunu düşünüyorum. Bu kadar çok insanın beni ölümle tehdit etmesine üzülüyorum."
İsveç'in, aşırı sağcı görüşleriyle bilinen, Danimarka merkezli ırkçı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan'ın hem İsveç hem de Danimarka vatandaşlığı bulunuyor...
İmza attığı provokasyondan sonra tehdit mesajları aldığını belirten Paludan, "Çok somut tehditler alıyorum. Sosyal medyada dakikada beşi tehdit olmak üzere yaklaşık 20 mesaj alıyorum" dedi.
Paludan gazetenin "korkuyor musun?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Evet, birisi açıkça beni öldüreceğini yazdığında korkabilirim."
2019'DAN BERİ POLİS KORUMASINDA
Söz konusu haberde Paludan'ın skandal eylemi için "Türkiye'de ve Arap dünyasının büyük bir bölümünde güçlü tepkilere neden oldu" denildi. Paludan'ın İslam karşıtı ve tüm Müslümanların Danimarka'yı terk etmesini isteyen aşırı sağcı partinin lideri olduğunun altını çizen Expressen ırkçı siyasetçinin 2019'dan beri polis koruması altında yaşadığını belirtti.
İSVEÇ'İN NATO PLANI BAŞKA! DİKKAT ÇEKEN ABD DETAYI
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın'ın düşünülenin aksine İsveç'in NATO'ya girmek istemediğini yazdı. Yalçın, "İsveç'in NATO üyeliğini asıl isteyenin ABD olduğunu o tarihlerde de iddia etmiştim. ABD için İsveç ve Finlandiya NATO'da olmayıp AB'de bulunan iki ayrık otuydu. Onları da NATO şemsiyesi altına almak isteyen asıl ABD'deydi. Ve durum anladığım kadarıyla hala aynı." ifadelerini kullandı. İsveç'in ABD'yi karşısına almak yerine yeni bir planı olduğuna dikkat çeken Yalçın, "İsveç ise ABD'yi reddetmek yerine bu işi başka yöntemlerle halletmenin peşine düşmüş olabilir." dedi.
İşte Hasan Basri Yalçın'ın o yazısı:
İsveç son günlerde her türlü provokatif eylemin içinden çıkıyor. İki hafta önce PKK'ya yakın grupların yaptığı rezillerin etkisi daha geçmeden bu kez de Kur'an yakma provokasyonun merkezi oldu. Arka arkaya bu tür işlerin sahnelenmesi tabi ki bir tesadüften ibaret olamaz. Hepsinin bir mantığı ve sahibi var. İsveç zaten Türkiye ile ilişkilerine dikkat eden bir ülke değildi. Ancak son günlerde sistematik bir biçimde bunları sahnelemesinin bir hedefi olmalı. Delinin biri durduk yere çıkıp Kur'an yakmaya kalkışmıyor. Gösteri için İsveç devletinden izin alıyor. Aslında sadece izin almadığını, emir veya cesaret aldığını hepimiz tahmin edebiliyoruz. Kimse bana ifade özgürlüğü hikayesi anlatmasın. Planlı bir eylem var karşımızda.
Halbuki İsveç'in Türkiye ile ilişkilerini dikkatli biçimde kurmasını bekleriz. Madrid'de varılan uzlaşma çerçevesinde İsveç'in Türkiye'ye verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Fakat bu zamana kadar somut ve yeterli adımlar atmış değil. Mesela Türkiye toplamda 42 teröristin iade edilmesini bekliyor ancak bu zamana kadar listeden tek bir isim bile iade edilmedi. Cumhurbaşkanı'nın ismini zikrederek iadesini istediği FETÖ'cüyü bile iade etmediler. Sadece bir PKKlı iade edildi. O da listede yoktu. Diğer tüm anlaşma maddelerinde durum aynı. Sahte beyanatlar dışında bir gelişme yok.
İyi de İsveç NATO'ya girmek istemiyor mu diye düşünebilirsiniz. Ben çok emin değilim. O zaman da yazdım. İsveç'in yazın da şimdi de NATO'ya girmesini mecbur bırakan şartlar yok ortada. Yüzlerce yıldır hiçbir ittifaka üye olmamış İsveç'in sırf Ukrayna Savaşı ve Rus saldırganlığı nedeniyle NATO'ya girmeye kalkması çok gerçekçi değildi. Hele bugün Rusya Ukrayna'da saplanmışken eğer bir tehdit hissediyorsa bile İsveç artık o tehdidi de hissetmiyor. Soğuk Savaş'ta bile NATO'ya üye olmayan İsveç bugün neden bu kadar istekli olsun? İsveç'in NATO üyeliğini asıl isteyenin ABD olduğunu o tarihlerde de iddia etmiştim. ABD için İsveç ve Finlandiya NATO'da olmayıp AB'de bulunan iki ayrık otuydu. Onları da NATO şemsiyesi altına almak isteyen asıl ABD'deydi. Ve durum anladığım kadarıyla hala aynı.
İsveç ise ABD'yi reddetmek yerine bu işi başka yöntemlerle halletmenin peşine düşmüş olabilir. Türkiye'de yaratacağı bir infial Türkiye'nin veto yetkisini devreye sokar ve İsveç NATO'ya girmemesinin kendi suçu olmadığını iddia etmeye çalışabilir. Böylece ne ABD'yi reddetmiş olur ne de kendi kamuoyu önünde güç durumda kalır. Normalde şu tür işler NATO'ya dahil olmayı isteyen bir devletin yapacağı işler değildir. Bence konuya bu açıdan bakmak daha anlamlı değerlendirmeler üretebilir.
DÜNYA BASINI MANŞETTEN GÖRDÜ: İSVEÇ MAHVETTİ, YILLAR ALABİLİR!
Dünyanın en büyük askeri ittifakı NATO'ya üyelik başvurusu yapan İsveç ve Finlandiya, terör örgütlerine verdikleri destek nedeniyle Türkiye'nin vetosuyla karşılaştı. Haziran 2022'deki NATO zirvesinde Ankara ile anlaşma imzalayan Stockholm ve Helsinki verdikleri sözleri yerine getirmedi, üstüne üstlük geride kalan altı ayda bir dizi skandala imza attı.
2023'e girilmesiyle önce YPG'li teröristler Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın maketini astı, ardından aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan Kur'an-ı Kerim yakarak en büyük provokasyonu gerçekleştirdi. Ateşe benzin döken provokasyonların ardı arkası kesilmezken, dünya medyası diplomatik krizi yakından takip ediyor.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, Türkiye'nin İsveç'te Kur'an yakılmasını protesto ettiğini ve bakanların buluşmasının da iptal edildiğini abonelerine geçti. Ajans, Pazar günü ise 'Türk Müslümanlar İsveç'te Kur'an yakılmasını protesto ediyor' başlıklı bir haber servis etti. İstanbul'daki İsveç Başkonsolosluğu önünde ikinci gün de 250 kadar göstericinin toplandığını belirten AP, Ankara'da da protestoların devam ettiğini yazdı.
AP, başkonsolosluk binasındaki bir pencereye asılan pankartı öne çıkardı. Konsolosluk çalışanlarının astığı pankartta, 'Kitap yakan aptalın görüşüne katılmıyoruz' yazıyordu.
Amerikan ABC televizyonu ve Washington Post gazeteleri, AP'nin haberini internet sitesinde kullandı. Washington Post ayrıca, 'Türkiye İsveç'teki protestoları kınıyor, bakanların buluşması iptal' başlığını seçti, skandalın ardından İstanbul ve Ankara'da İsveç karşıtı gösterilerin düzenlendiğini okuyucularına aktardı.
Amerikan Politico dergisi, 'İsveç'te Kur'an yakılması, NATO teşebbüsü için Türkiye ile gerilimi alevlendirdi' derken, Ankara'nın iki ülkenin savunma bakanlarının buluşmasını iptal ettiğini yazdı.
CNN International, 'Stockholm'deki protestolarda Kur'an yakıldı, Türkiye'den güçlü bir kınamayı harekete geçirdi' başlıklı haberinde terör yandaşlarının skandal fotoğraflarını kullandı.
Uluslararası haber ajansı Agence France-Presse (AFP), 'İsveç'te Türkiye karşıtı gösteri, NATO teşebbüsü için gerilimi derinleştiriyor' başlığıyla geçtiği haberde, Ankara'yı ikna etmeye çalışan Stockholm'ün yeni bir krizi ateşlediği yorumunu yaptı. Türkiye'deki gösterilere haberinde yer veren ajans, ayrıca Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin Paludan'ın Kur'an yakmasını kınadığını bildirdi. AFP, bir başka haberinde 'İsveç Başbakanı Kur'an yakılmasını kınıyor' dedi.
Euronews, 'Kur'an yakma' Türkiye ve İsveç'in NATO görüşmelerini mahvetti' başlığıyla sunduğu haberde, İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson'un Ankara ziyaretinin acil şekilde iptal edilmesine vurgu yaptı.
France24, 'İsveç'te Türkiye karşıtı protestolar, NATO başvurusu için tansiyonu yükseltiyor' başlığını kullandı, özellikle Kur'an yakılmasının gerilimi keskin şekilde tırmandırdığını kaydetti.
'Türk Büyükelçiliği dışında Kur'an yakılması, İsveç'in NATO başvurusunu tehlikeye attı' başlığını tercih eden Financial Times gazetesi, provokasyonun ardından Stockholm yönetiminin NATO hedefini rayında tutmak için çılgınca bir çabanın içine girdiğini yazdı. İsveç başbakanı ve dışişleri bakanının Türkiye'den yükselen tepkiyi yatıştırmayı denediğini aktaran İngiliz gazetesi, Türkiye'deki öfke dalgasının iktidar, muhalefet ve halktan geldiğini bildirdi.
Stockholm Üniversitesi'nden Türkiye Araştırmaları Enstitütüsü yöneticisi Paul Levin, NATO görüşmelerinin 'derin bir kriz'in içine atıldığını söyledi. FT'ye konuşan Levin, İsveç'in ittifaka katılmasının yıllar alabileceği tahmininde de bulundu.
The Guardian gazetesi, 'Türkiye İsveç'te aşırı sağcıların Kur'an yakmasını kınıyor' başlıklı haberinde, büyükelçilik önündeki olayın Ankara ve Stockholm arasındaki gerilimi daha da kışkırtacağını dile getirdi.
Birleşik Arap Emirlikleri merkezli yayın organı El Arabiya, 'İsveç Başbakanı, Kur'an yakılmasını 'son derece saygısız' diyerek kınadı' başlığıyla gelişmeleri aktardı.
İran'ın Tasnim haber ajansı, gelişmeleri aktardığı haberine 'Türkiye İsveç'in NATO taahhütlerini sorguluyor' başlığını attı.
Yunan Skai televizyonu, 'Stockholm'ün Türkiye ile NATO müzakereleri çabaları kördüğüm' dedi.
Lübnan'dan El Meyadin televizyonu, 'İsveç'in NATO başvurusu, Türkiye ile yinelenen kavgalar nedeniyle ölümle yüzleşiyor' başlığını tercih etti.
Kanada'dan CBC televizyonu ise, 'İsveç Dışişleri Bakanı, ülkesinin NATO üyeliğinin onaylanmasına yaklaştığını söylüyor' başlıklı haberinde, bakan Tobias Billström'ün röportajına yer verdi. Röportajda Dışişleri Bakanı Billström'ün son günlerdeki skandallardan hiç söz etmediği göze çarptı.
AL JAZEERA GÜN GÜN SAYDI
Al Jazeera, Türkiye ve İsveç arasındaki gerilimin günlüğünü çıkardı. Yayın organının işaret ettiği ilk tarih, 12 Mayıs 2022. Söz konusu tarihte Finlandiya NATO'ya üyelik başvurusunda bulunacağının sinyalini verdi.
Bir gün sonra, 12 Mayıs 2022'de ise, Başkan Erdoğan Finlandiya'ya ilk kırmızı ışığı yaktı, Ankara'nın Stockholm ve Helsinki'nin NATO'ya girişine destek vermesinin mümkün olmadığını söyledi.
Takvimler 15 Mayıs 2022'yi gösterdiğinde İsveç ve Finlandiya arka arkaya NATO'ya üye olmak istediklerini resmen duyurdu. Bir gün sonra Erdoğan Türkiye'nin iki ülkenin üyeliğine olumsuz baktığını doğruladı, Ankara'ya heyet gönderme teklifini reddetti.
18 Mayıs 2022'de NATO'ya beklenen başvuru resmen yapıldı.
28 Haziran 2022'de ise NATO zirvesi başlamadan hemen önce Türkiye, İsveç ve Finlandiya bir anlaşma imzaladı. Veto kartını geri çeken Ankara, İskandinav ülkelerinden 33 teröristin iadesini beklediğini resmen açıkladı.
2022'nin sonuna yaklaşırken, 19 Aralık 2022'de İsveç Yüksek Mahkemesi Ankara'nın talep ettiği teröristlerden birinin iadesini durduran bir kararı açıkladı.
22 Aralık 2022'ye gelindiğinde ise, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İsveç'in verdiği sözlerin yarısını bile yerine getirmediğini aktarıp Yüksek Mahkeme'nin aldığı kararın müzakerelerdeki olumlu atmosferi zehirlediğini söyledi.
8 Ocak 2023'te konuşan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Türkiye'nin tüm taleplerini yerine getirmelerinin mümkün olmadığını savunup yine de NATO'ya katılmaları için Ankara'nın onay vereceğinden emin olduğunu söyledi.
Kristersson'un konuşmasından üç gün sonra, 11 Ocak 2023'te, bu kez YPG'li teröristler sahneye çıktı. Başkent Stockholm'deki tarihi belediye binası önünde Erdoğan maketi asan YPG'li teröristler, İsveç medyasına röportajlar verdi.
Maket skandalının yankıları dinmeden aşırı sağcı provokatör Rasmus Paludan saldırıya geçti, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitap Kur'an-ı Kerim'i yaktı. Ankara, hafta içinde söz konusu alçak eylemi yapacağını duyuran Paludan'a İsveç makamlarının izin vermemesini istemişti.