Your browser doesn’t support HTML5 audio

Soykırımcı İsrail hesap veriyor! Lahey’de gündem Filistin’in ilhakı: Soykırım konuşuldu sıra 'apartheid'da

Soykırımcı İsrail Lahey’de hesap veriyor. Uluslararası Adalet Divanında (UAD), İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı duruşmalar başladı. Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 52 devlet, terör devleri İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçları ile ilgili beyanda bulunuyor. Duruşmada İsrail'in 1967'den beri Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs'teki işgali ele alınıyor. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Gazze'de devam eden soykırımın, on yıllardır süren İsrail'e karşı "cezasızlık ve eylemsizliğin" sonucu olduğunu belirterek İsrail'in cezasızlığına son vermenin "ahlaki, siyasi ve hukuki zorunluluk" olduğunu söyledi. Filistin’in avukatları İsrail’in işgalini derhal ve koşulsuz şekilde sonlandırmasını istedi.

Terör devleti İsrail, Gazze'de işlediği soykırım suçu dolayısıyla hakim karşısında. Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda duruşmalar devam ediyor.

SOYKIRIMCI İSRAİL BATI ŞERİA, GAZZE VE DOĞU KUDÜS İÇİN HESAP VERİYOR

Soykırımcı İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı duruşmalar bugün başladı. Güney Afrika'nın devam eden savaştaki ihlalleri nedeniyle İsrail'e karşı UAD'ye sunduğu soykırım şikayetinden farklı olarak İsrail'in 1967'den beri Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs'teki işgaline odaklanıyor.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Gazze'de devam eden soykırımın, on yıllardır süren İsrail'e karşı "cezasızlık ve eylemsizliğin" sonucu olduğunu belirterek, İsrail'in cezasızlığına son vermenin "ahlaki, siyasi ve hukuki zorunluluk" olduğunu söyledi.

Filistin heyetine Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki başkanlık ederken, heyette Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur da yer aldı.

Maliki, duruşmanın başında yaptığı konuşmasında, İsrail'in Gazze'deki saldırıları nedeniyle bölgedeki insani krize işaret ederek, "Gazze'de yarısı çocuk 2,3 milyon Filistinli kuşatılmış ve bombalanmış, öldürülmüş, sakat, aç bırakılmış ve yerinden edilmişken karşınızda duruyorum." ifadesini kullandı.

Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'da yaşayan 3,5 milyondan fazla Filistinlinin, topraklarının sömürgeleştirilmesine ve bunu mümkün kılan ırkçı şiddete maruz kaldığına dikkati çeken Maliki, "Filistin'de, hayatınızın tamamını mülteci olarak geçirebilir, onurunuzdan ve yaşamınızdan mahrum bırakılabilirsiniz." dedi.

Maliki, Filistin'in halkı bulunmayan bir toprak olmadığının altını çizerek, "Bu topraklarda siyasi, kültürel, sosyal ve dini yaşam vardı." diye konuştu.

Filistin'de İsrail işgali öncesindeki yaşamdan fotoğraflar da paylaşan Maliki, halihazırda Filistin halkını bekleyen seçeneklerin etnik temizlik, apartheid ya da soykırım olduğunu söyledi.

BM tüzüğünde, tüm halkların kendi kaderini tayin hakkının güvence altına alındığını, dünyanın sömürgecilikten ve ırk ayrımcılığından kurtarılmasının taahhüt edildiğini hatırlatan Maliki, "Ancak Filistinliler on yıllardır bu haktan mahrum bırakılıyor." dedi.

"SOYKIRIM CEZASIZLIĞIN SONUCUDUR"

Bakan Maliki, "Gazze'de devam eden soykırım, on yıllardır süren cezasızlık ve eylemsizliğin bir sonucudur. İsrail'in cezasızlığına son vermek ahlaki, siyasi ve hukuki bir zorunluluktur." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmasında, UAD'ye Filistin'e ilişkin beş harita sunan Maliki, bunlardan ilkinde, Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olmaları gerektiğini vurguladığı tarihi Filistin haritası yer aldı.

İkinci haritada, Filistinlilerin iradesini yok sayan 1947 BM haritasını gösteren Maliki, üçüncü haritada tarihi Filistin topraklarının dörtte üçünün 1948-1967 yılları arasında İsrail'e katıldığını gösteren haritayı sundu.

Maliki, 2020 tarihli dördüncü haritada da Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün yasa dışı Yahudi yerleşimciler tarafından işgalinin, Filistin topraklarının ilhakının sürdüğü tabloyu gözler önüne serdi.

"İŞGAL DEĞİL İLHAK"

Filistinli Bakan, "İsrail işgalinin ilk gününden itibaren, işgalini geri dönülmez kılmak amacıyla toprakları sömürgeleştirmeye ve ilhak etmeye başladı." ifadesini kullandı.

Beşinci haritada ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından BM Genel Kurulunda sunulan ve "yeni Orta Doğu" olarak tanımlanan haritayı gösteren Maliki, şu ifadeleri kullandı:

"Bu haritada Filistin diye bir şey yok, sadece Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar olan tüm toprakları kapsayan İsrail var. Bu size Filistin'in uzun süreli ve kesintisiz işgalinin neyi amaçladığını göstermektedir, Filistin'in tamamen ortadan kalkması ve Filistin halkının yok edilmesi. Bu adaletsizliklerin ve aşağılamaların hiçbir haklı gerekçesi olamaz, bunların devam etmesine izin vermek kabul edilemez ve affedilemez."

"İŞGAL DERHAL VE KOŞULSUZ ŞEKİLDE SONLANDIRILMALI"

Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda Filistin'in avukatları, "İsrail'in işgalini derhal ve koşulsuz şekilde sonlandırmasını" istedi.

Avukat Zimmermann, mahkemenin talep edilen görüşü vermeyi reddetmesi için hiçbir zorlayıcı nedenin bulunmadığını vurgulayarak, "İsrail'in her gün devam eden ve yoğunlaşan uluslararası hukukun emredici normlarını ihlali göz önüne alındığında, mahkemenin tespitleri hem acil hem de önemlidir. Mahkeme, açıkça talep edilen görüşü sunma yetkisine sahiptir." dedi.

İsrail'in, uluslararası hukuk temelinde Filistin'le anlamlı müzakerelere girmeyi defalarca reddettiğini anımsatan Zimmermann, "Dolayısıyla, gelecekteki müzakerelerin sadece varsayımsal olasılığı, uluslararası hukukun uygulanmasından kaçınmak için bir bahane olarak kullanılamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Duruşmada söz alan avukatlardan Paul S. Reichler de İsrail'in Filistin topraklarını uzun süredir devam eden işgali ve ilhakının yasa dışı olduğunu vurgulayarak, uluslararası hukuka göre bu işgale tamamen ve koşulsuz son verilmesi gerektiğini geçerli ve tartışmasız gerçeklere dayanarak anlatacağını belirtti.

Reichler, uluslararası hukuka göre işgalin sadece geçici durum olabileceğinin "çok açık" olduğunun altını çizerek, işgalin nihai amacının ise "en az sayıda Filistinliyle en fazla miktarda Filistin toprağının kalıcı ele geçirilmesi" olduğunu söyledi.

Avukat Reichler, davaya katılan diğer devletlerin sundukları yazılı beyanlarda Fiji ve ABD haricinde işgali açıkça savunan hiçbir devletin bulunmadığına dikkati çekti.

Danışma görüşüne beyanlarını sunan tüm devletler benzer şekilde İsrail'in tüm ihlallerine karşı çıkarken Fiji ve ABD'nin ise genel eğilimden farklı olarak İsrail'i destekleğini kaydeden Reichler, "İsrail, hangi uluslararası hukuk ihlalini yaparsa yapsın ABD, İsrail'i hesap vermekten korumak için öne çıkıyor." dedi.

Reichler, bu bağlamda, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın "İsrail'in işgaline karşıyız ve hukuka aykırı. Diplomatlarımız, İsrail'i savunmak ile hukuken karşı çıktığımız şeyler arasında ikilemde kalıyor." şeklindeki ifadelerini hatırlattı.

"ŞİMDİ APARTHEID'I DÜŞÜNMELERİNİ İSTİYORUZ"

Filistin Dışişleri Bakanlığı BM organizasyonları dairesi başkanı Omar Awadallah, duruşmanın başlamasından önce "Mahkemeden yeni sözler duymak istiyoruz. Güney Afrika davasında soykırım kelimesini dikkate almak zorunda kaldılar. Şimdi onların apartheid'ı düşünmelerini istiyoruz." şeklinde konuşmuştu.

TÜRKİYE DE SUNUM YAPACAK

Türkiye'nin de aralarında yer aldığı 52 devletin yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği, 19-26 Şubat tarihlerinde, İsrail'in Doğu Kudüs dahil işgali altındaki Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki neticelerine ilişkin beyanat verecek.

Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanan soykırımcı İsrail başta olmak üzere her bir devlet ve kuruluş otuzar dakika sunum yapacak. Duruşma yarın TSİ 12.00'de Filistin tarafının sunumuyla başlayacak. Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığı ise son gün olan 26 Şubat'ta TSİ 12.00'de sunum yapacak.

BM Genel Kurulunun Divandan talep ettiği sorular şu şekilde:

1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967'den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs'ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?

2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.