Türkiye, tarihinin en önemli seçimlerine giderken tüm dünya da gözünü kritik bir tarih olan 14 Mayıs'a kilitledi. Uluslararası ajanslar manşetlerinde seçime yönelik analizlere sıklıkla yer veriyor.
Seçim sürecine girildiğinden beri özellikle dış basında Türkiye ve AK Parti hükümetini karalayıcı skandal propagandaların ardı arkası kesilmek bilmedi. Alman basın mecralarına ve Fransız dergilere kadar pek çok ajans algı operasyonu uğruna bir karalama kampanyası başlattı.
Bu karalama kampayasıyla ilgili ise İngiliz menşeili Middle East Eye (MEE), "Türkiye seçimleri: Avrupa neden Erdoğan'ın kaybetmesini istiyor?" başlıklı bir analize yer verdi.
The Economist'i mercek altına alan MEE, "The Economist, son baskısında Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimini bu yıl yapılacak en önemli seçim olarak gösterdi ve sonucun yalnızca Türkiye'nin değil, demokrasinin de geleceği için önemli olduğunu ifade etti" dedi.
The Economist'in başka sözlerine de yer veren gazete, "'En önemlisi Macaristan'dan Hindistan'a diktatörlüğün yükselişte olduğu bir dönemde Erdoğan'ın seçimi kaybetmesi diktatörlerin yenilebileceğini gösterir' sözleri söylenecek en aptalca şey" dedi.
Gazete, "The Economist'in gözünden kaçmış olabilir ama, Türkiye, diktatörlüğün norm olduğu bir bölgenin aksine hala özgür seçimlerin yapılabileceği bir ülke" diyerek yapılan algıyı çürüttü.
Türkiye'deki seçim sisteminin oldukça sağlam olduğunu ifade eden MEE, "Seçim sandıklarında tüm partiler hazır. Sayım, kutuların taşınması ve son sayımın her aşamasında bulunulacak" dedi.
Analizde "The Economist'in 'diktatör' dediği Erdoğan, 1994 yılında İstanbul'un belediye başkanı seçilmesinden beri kazanıyor ve seçimlerin hepsi özgür irade ile yapıldı" dedi.
Avrupa'nın psikolojisinin bozulduğunu ifade eden MEE, "Zihinsel olarak dengesiz olan bir durum var. Türkiye ile ilgili basında dolaşan şeyler teyitsiz" dedi.
Batı'nın Erdoğan'a bu kadar düşmanca davranmasının nedenini açıklayan MEE, "Bunun Erdoğan'ın otoriterliği ya da özgür basını engellemesi gibi iddialarla alakası yok. Erdoğan, Türkiye'yi kendi güçlü bir savunması olan bağımsız bir devlet haline getirdi. Bu nedenle de kendine dikte edilen çizgiye uymayacak. Bu durum Batı'nın işine gelmiyor" dedi.
Rusya ile ilişkileri nedeniyle de Erdoğan'ın hedef haline geldiğini ifade eden gazete, "Ancak Türkiye, Ukrayna ile Rusya arasında esir takasını müzakere edebilen ve tahıl anlaşmasını sürdürebilen birkaç ülkeden biri. Ancak yine aynı sebeplerden dolayı Türkiye'nin bu tarafsızlık politikası, Batı'nın işine gelmeyecek" dedi.İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki mitinge yüz binlerce kişinin katıldığını ifade eden gazete, "Muhalefet kontrolündeki bir şehirde yaşandı. O nedenle de herkes şaşırdı. Ancak Avrupa bunu göstermek istemedi. Avrupa'dan gelen düşmanlık yağmuru kimsenin gözünden kaçmıyor" denildi.
Analizin sonlarına doğru ise "Erdoğan'ın popülaritesi, başarısız ve hasta olan Batı mutabakatı için bir tehdit" denildi.
MİLYONLARCA EV HANIMI İÇİN ERDOĞAN HALA BİR NUMARA
Yine aynı gazetedeki bir başka analizde Türkiye'de seçimlerde oy kullanma hakkı olan 11 milyon ev hanımının olduğuna dikkat çekilerek, "Çoğu ev hanımının Erdoğan'ı ve onun Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) tercih ettiği açıktır" ifadeleri kullanıldı.
2018 SEÇİMLERİNDE DE ÖYLEYDİ!
Analizde 2018 seçimleri için IPSOS'un yaptığı anket verilerine de değinildi. "IPSOS Türkiye'nin 2018 seçimlerinde yaptığı anketlere göre ev hanımlarının bir numaralı tercihi Erdoğan oldu" değerlendirilmesinde bulunulan analizde 55 yaşındaki ev hanımı Feride Gür'ün şu sözlerine yer veriliyor:
"Kızım, İstanbul'un en iyi üniversitelerinden birinde yer bulmayı başardı. İlk gün ona eşlik edeceğim için heyecanlıydım. Üniversiteye vardığımızda güvenlik "Hey hanımefendi! İçeri giremezsiniz!' Kampüse, bahçeye girmek istemiştim. Bir süre sonra güvenlik geldi ve tüm başörtülü kadınların kapının önünde değil yolun aşağısında beklemesi gerektiğini bildirdi. Bu, CHP politikalarının sonucuydu. Şimdi, temel politikalarına geri dönmeyeceklerini kim garanti edebilir?"
SOSYAL YARDIM DENİNCE AKLA GELEN AK PARTİ
Analizin sonlarına doğru ise AK Parti'nin sosyal yardımdaki gücüne ve kararlılığına dikkat çekildi. Analizde, "AK Parti, ayrı bir kadın kolu aracılığıyla, özellikle çalışmayan kadınlara yönelik çeşitli sosyal yardım programları başlatmış, ayrıca bir kadının anne babası veya kayınvalidesi de dahil olmak üzere yaşlılara bakanlara çocuk yardımı ödemeleri ve maaşlar sağlamıştır. Sosyal yardımın miktarı kadının dul olması, engelli çocuğu olması gibi durumlarına göre değişmektedir" denildi.