NATO projesi kapsamında gittiği ülkede mühendis olarak görev yapan G.E., uçak kalkmak üzereyken kalabalık bir grubun kendilerine doğru yöneldiğini belirterek, binmek isteyen Afganlar arasında çok sayıda kadın ve çocuğun da olduğunu söyledi.
Taliban'ın Kabil'i almasının ardından şehirde silah sesleri ve sirenler çaldığını söyleyen E., "Taliban'ın Kabil'e yaklaştığını biliyorduk. Yerli ve yabancı basın yayın kuruluşları Taliban'ın Kabil'i alması ve oraya ulaşması zaman alır diyordu. Biz de buna inanıyorduk. Sonra bir sabah kalktık ve Kabil'e girmişler" ifadelerini kullandı.
Milliyet'in haberine göre 7 Eylül'e kadar Afganistan'da kalmalarının planlandığını, ancak gelişmeler sonrası şirketlerinin tahliye kararı aldığını kaydeden G.E., "Afganistan'ın içinde merkez kampımız var. Oraya Taliban gelmiş. 'Korkmayın. Bir şey olmayacak. Buradan gitmenize gerek yok' gibi şeyler söylemişler. Ne kadar güvenebilirsiniz ki?'' diye konuştu.
'5 DAKİKA İLE KURTULDUK'
Taliban Kabil'i aldığında çatışma ve kutlama sesleri duyduklarını, bir süre saklanmak zorunda kaldıklarını anlatan G.E., elçiliğe liste verildiğini söyleyerek, tahliye anlarını şöyle anlattı:
'ÖNCE BOMBA SANDIM'
"Uçakta Türk pasaportu olan Afganlar da vardı. Onun dışında başka Afgan yoktu. Sonra havalimanında uçağı beklemeye başladık. Uçak geldi. Uçağa en son binenlerdendim. Çok ciddi bir kalabalığın bize doğru geldiğini gördüm. Koşarak bize doğru geliyorlardı. 5 dakika farkla o kalabalığa maruz kalmaktan kurtulduk. Oradan uzaklaştığımızda ABD askerleri pistin kapılarını kapattı. 4 saat olanları izledik.
Çok büyük bir karmaşa hakimdi. Bekleme sırasında bir Amerikan kargo uçağının piste geldiğini gördüm. O kalabalık uçağa binmeye çalışıyordu. Çıkışı biz kapattığımızdan, uçağın kalkması için biraz dolanması gerekiyordu. Uçak hareket ettikçe insanlar binmeye çalışıyordu. Helikopterlerle insanları uzaklaştırmaya çalıştılar. Uçak kalktı, biraz yükseldikten sonra yukarıdan iki tane siyah şey düştü.
Onları bomba sandım, ama sonra İstanbul'a geldiğimde insan olduğunu öğrendim!
Öte yandan tüm bu olaylar yaşanırken Türk askerleri bizi korumak için yoğun çaba gösterdi. Çok büyük bir kalabalık vardı. Sadece erkekler değil, kadın ve çocuklar da vardı. Sadece yeterli fiziksel yapıya sahip olmadıkları için uçağın peşinden koşup uçağa atlayamıyorlardı. Kötüydü..."